Bir Tabak Hatıra

Geçen hafta oğlumun işyerinde, kendi evlerinde hazırladıkları yemeklerle yapacakları bir öğle yemeği düzenlemişler.  İşte herkes ne yaparsa onu getirecek, birlikte yiyeceklermiş. Tabi iş bana düştü. Aslında kendisi de gayet güzel şeyler pişirebilir ama sanırım gözü korktu bizim oğlanın, yemek  kalabalık bir grup için olunca. Genelde herkes bol miktarda hamur işi , pasta ,börek yapacakmış. Biz de mercimekli köfte yaparak olaya salata türü ile dahil olalım dedik. Mercimekli köfteyi güzel yaparım, söylemesi ayıp!:) Genelde sevdiğim şeyleri güzel yaparım . 

 Neyse efendim yaptım, götürdü oğlum, güzelce yemişler yemeklerini. Sonrasında tabağı unuttu bizimki işyerinde. İstedim getir tabağımı ,diye. Sevmem tabağım gittiği yerde kalsın:) Bir kaç güne tabak geldi.Güzelce yıkanmış tertemiz. Kaldırıcam yerine, baktım bir şeyler tıkırdıyor içinde. Kapağını açıp içine baktım,  üç tane, renkli parlak kağıda sarılı çikolata. 
Tabağı boş göndermemek adına konulmuş; tatlılık.

Bizim adetlerimizdendir; bir komşun sana yiyecek bir şey getirmişse tabağını geri verirken içine sende bir şeyler koyarak iade edersin. Artık evinde ne pişmişse ya da dolabında ne varsa. Ama tabak boş verilmez. Güzel bir adetimizdir. 

Bir zamanlar evler küçük sokaklarda, kapılar camlar birbirine yakın, güzel dostluklar,komşulukların
olduğu sokaklar vardı. Apartman olan yerlerde bile çoğu daire sakini birbirini tanır, komşuluk ederdi. Özel bir yemek mi pişti? ufak bir kaba konularak, evde pişer komşuya da düşerdi tadımlık. Hele ki hamile bir komşunuz varsa ,her tür kokulu yemek, canı çeker, aşerer ,diye düşünülerek mutlaka paylaşılırdı. 
Özel günlerde aşureler , pişiler, helvalar komşular arasında dağıtılırdı. Tepsilere konulur, kapı kapı dolaşılırdı. Kimi kabı hemen boşaltıp iade eder, vermezse daha sonraki gün yine evde pişen her hangi bir yiyecekle komşunun kapısı çalınırdı.
Şimdilerde bu adet kalmadı. Artık bırakın yiyecek ikramını helva, aşure gibi yiyecekler bile plastik ya da alüminyum kullan-at tabaklarda veriliyor. O da verilirse, pişirilirse. 
Büyük şehirlerde bu adetler yok olmaya yüz tuttu.
Oysa ne güzel geleneklerimiz, mutfak adetlerimiz var/dı.

İşte böyle küçük çikolatalarla bile bunları devam ettirenlere, usul bilenlere gönülden sevgiler olsun.
Bu sabah benim yüzüme bir gülücük kondurdu .Hatta yetmedi,  bu yazıya da vesile oldu. 


9 yorum:

  1. evet ne güzel yapmışlar. bu adet devam etse ne güzel olur, komşu teyzeler sarma, aşure, pişi verse :)

    YanıtlaSil
  2. Bu yaz bir hafta kadar oğlumun evinde kaldım, eşi şehir dışında görevliydi. Büyük bir sitede yaşıyorlar ve pek komşuluk ilişkileri yok, serde gençlik de var haliyle. Bir gün kapı çaldı, bitişik komşuymuş sarmısak istedi, sadece ben değil oğlum da ilk kez görüyordu desem yeridir. Verdim, az sonra bir tabak fellah köftesiyle geri geldi, Adana'dan gelen annesi yapmış. Köfteleri yedik ama tabağa koyacak dişe dokunur değişik bir şey bulamadım, tabak öylece kaldı, ben eve döndüm. Epey sonra aklıma geldi, tabağı verdiniz mi dedim, evet dediler. Boş mu? Yok dediler suşi koyduk. Çok güldüm, oğlum meraklıdır, arada yapar, yaptığı bir gün akıl edip koymuşlar ama iki kültür arası tabaklaşma çok komik geldi, Fellah köftesi ve suşi :) Siz yazınca hatırlayıp bir daha güldüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aferin gençlere:) Farklı mutfaklar aynı tabakta buluşmuş.

      Sil
  3. O gülücük bende de oluştu şu an :) Bu güzel adetlerimizi halen yerine getirmekte olanlara selam olsun...

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Mehtap Hanım,

    Yazınızı dikkatle okudum. “Bir tabak hatıra” ifadesi, geçmişle bugünün ince bir bağını hatırlattı bana. Artık çok az rastlanan o karşılıklı incelikleri, küçük jestleri anlatış biçiminiz oldukça gerçekçi ve yerinde olmuş.

    Bir tabağın içinde sadece yemek değil, bir kültürün, bir dönemin insan ilişkilerinin de taşındığını hatırlatıyorsunuz. Günümüzde bu tür paylaşımların azaldığını görmek üzücü; bu yüzden yazınızın taşıdığı anlam daha da değerli hale geliyor.

    Kaleminize sağlık. Böyle sade ama anlamı güçlü yazıların çoğalması dileğiyle.

    YanıtlaSil
  5. Böyle geleneklerin yaşatılması ne kadar hoş duygular veriyor insana. Aferin düşünene. :)

    YanıtlaSil