Kolonya nedir?
Kolonya genellikle limon kokulu bir çeşit
ucuz parfüm.Etil alkol, su ile
limon yada çiçek ,hatta bir zamanlar çok revaçta olan
tütün esansı gibi hoş koku veren maddelerin karışımdan oluşturulmuş kokulu bir tuvalet malzemesi. Tüm zamanların en yaygın kullanılan parfümü olan
kolonya, 1709 yılında bir İtalyan tarafından ,Köln'de üretilmiş.
İçindeki alkol oranı 70 derece 80 derece diye belirtilir.Ayılanı bayıltır.Cilde sürüldüğünde ferahlatır.
Kolonyanın kendi verdiği serinlik yetmez gibi, rahmetli anneannem kolonyasını evde mutlaka buzdolabında tutardı. Ne zaman ziyaretine gidilse dolaptan hemen kolonya çıkar , birleşen avuçlarınızın içine şişeden sallaya sallaya kolonya damlaları dökülür,siz kafi demeden de dökmeyi bırakmazdı. Yarısı yere saçılan, yarısı iyice ovuşturulan ellerde kalan kolonya ,en son burna götürülüp şöyle derin nefesle içe çekilirken ,kolonya şisesi tekrar dolaptaki yerine yerleşirdi.
Yazın o kadar serinletici bir olay ki bu.
En çok
limon kolonyası severdi .
Şimdi çok çeşitli kokulu kolonyalar var.
Ama
limon kolonyasının yeri bir başka. Evde hemen her odada bir tane ,her daim bulundururdum.O nedenle hiç kolonya sıkıntısı çekmedik. Ufak plastik bidonlarla satılanlardan alırız, eşim şişeler bittikçe kolonyaları doldurur.
Hani bir zamanlar eczanelerde tombul cam kavanozlarda olurdu. Yanlarındaki plastik ,renkli yuvarlak pompalardan boş şişelerimize doldurturduk o misal. Biz de kullan at yapmıyor, şişeleri doldurup duruyoruz.
Koronavirüsü dolayısı ile bu kolonya-temizlik-korunma mevzuuları ortaya çıkınca ki hasta ziyaretlerine bile kolonya hediye götüren toplumuz ,zaten başköşede olan kolonya şişemiz, iyice evin uvertürü oldu. Her iş öncesi, her iş sonrası döküp döküp sürünüyoruz.Henüz dolaba girmedi, çünkü güneş yüzünü saklıyor, hava serin,kaloriferler yanıyor daha.
Azıcık ısınsın buzdolabına kaldıracağım bir tanesini.
Gelen gidene dökeriz diyeceğim ama kimsecikler gelip gidemiyor ki birbirine.
Şimdi bugün hava güneşli.
Camdan kontrol edeceğim dışarı çıkanları.
Dün CB. konuşunca yine heveslendik. Tam sokağa çıkma yasağı mı geliyor, diye.
I ıhh ,değilmiş. Sahra hastaneleri yapılacakmış 45 gün gibi bir rakam duydum. Yani 45 gün daha evde miyiz, anlamadım.O belli değil.Bu hastaneler kalıcı olacakmış, tek katlı, İstanbul'un her iki yakasında her daim çalışabilecek,1000'er yataklı,devletin kendi imkanları ile yapacağı hastaneler olacakmış.
Gayet güzel. Evden çıkma yasağı da olaydı ,iyiydi.
Bir kısım kendini korumaya almış ama dışarıda olanlar devamlı virüs taşıyıp,sağa sola geçirebilecek pozisyonda olursa ,bizim evde kalmamız ne kadar anlamlı olacak? 20 yaş altı ile 65 yaş üstü korunmaya çekiliyor da diğer yaşlar hastalık taşımayacak mı? Bir müddet sonra evde kalmaktan dolayı dışarıda insanlar dolaşırken kendimizi nasıl hissedeceğiz? Her dışarıdan gelen mikrop getirecek endişelerine gark olacağız.Kendimizi kapımızı her çalana fıs fıss dezenfektan sıkıp, maskeli, eldivenli olmazsa kapıyı bile açmayacağız..mı acaba??
Bu kolonya konusu da CB.nın göndereceğiz dediği kolonya ve maskelerin annemlere gelmesi üzerine yazıldı. Genç bir polis bey tarafından apartmandaki tüm 65 yaş üzeri büyüklerimize, temiz torbalar içerisinde, gayet kibar bir şekilde teslim edilmiş.
Neyse şimdi bende gidip,kendi kolonyamızdan azıcık sürüneyim, içim ferahlasın.
Bu günlerin biran önce geçmesi dileklerimle ,yaşayalım görelim bakalım.
Her şeyin başı sağlık..