Siz Olsanız Ne Yapardınız?..


         Canımız sıkıldı hava da güzel, eski semtimizi dolaşalım dedik. İlk evlendiğimizde bir yıl kadar oturduğumuz , eşimin daha önce yaşadığı yer;Pendik. Şimdi o kadar kalabalık ki, çarşıda omuz omuza yürüyorsunuz. Pendik eski tarihlerden beri çok kalabalık canlı bir ilçedir. Anneannem 'Pendik'in köyleri çok, herkes alışverişe oraya geliyor , ondan.'' derdi. Gerçekten alışveriş anlamında iyidir, ne ararsanız İstanbul'a inmenize gerek kalmadan bulursunuz. Şimdi köyleri oldu şehir, etrafı yeni yeni semtlerle dolu koca bir ilçe. 
         Canlı, kalabalık sokak aralarında dolaşırken eskiden gittiğimiz mantıcının yeni yerine denk geldik. Karnımızda acıkmıştı ve mantı en çok sevdiğim yemeklerden. İçerisi ferah, masalar dolu, biz cam kenarında masaya geçtik. Mantılarımızı ve paylaşmak üzere bir adet çi böreğimizi sipariş ettik. Evde  mantı yapılınca kalan hamur mutlaka çiğ börek olarak kızartılır. Mantıdan önce birer tane yenir,böyle bir usul var . Mantıcılarda çiğ börek bulunur genelde, burada içli köfte de vardı ekstra. Lokantanın menüsü bu kadar. Mantı, çi börek ve içli köfte. İsmine uygun, başka çeşitlemelere girmeyen sadece en iyi bildiğini yapan lokantaları seviyorum.
         Konuyu dağıtmayayım, mantılarımızı yedik, kalkacağız , öyle boş muhabbet ediyoruz. Çapraz masadan amca, amca diye bir kadın sesleniyor. Eşimin arkası dönük ,ben yandan görüyorum bize sesleniyor. Acaba dedim eşim bir şey mi düşürdü, öyle bir ses tonu ile geliyor ''amca, amca'' Önce ben döndüm, kızın yan masasında iki kadın onlarda şaşkın bir bize bir kıza baktı. Eşim de arkasını dönünce;
'Amca param çıkmadı, sen öder misin hesabımı''!!!!!!!!!
Yan masadaki kadın'' Bu ne şimdi, sosyal deney mi yapıyorlar'' dedi.
Kız normal giyimli, kocaman siyah gözlükleri, kulağında kablosuz beyaz kulaklıklar, siyah uzun saçlar bakımlı , hiç öyle parasız gibi durmuyor . Üstelik geldiğimizden beri de o orta masada oturmuş, telefonu ile ilgileniyor, arada benim mantım nerede kaldı, diye söyleniyordu. Bir yere girdiğimde genel huyum, etrafı ,oturanları mutlaka incelerim. Onu da görmüştüm. Ama sonunda hesabı bize kalacağını hiç aklımdan geçirmemiştim. 
Tabii ki benim beyim eli açık ve merhamet duygusu fazladır, ''Paran mı yok, tamam , öderiz'' falan gibi bir şeyler söyledi, şaşkınlıktan kelimeleri tam hatırlayamıyorum. Bunu duyan kız garsona ''hesabı amca ödeyecek '' diye söyleyip , koştur koştur çıkıp gitti. 
Biz de  şaşkın şakın gidip hesabı ödedik , çıktık. Olayı anlamlandırmaya çalışıyorduk kendi aramızda ki epey uzaklaştığımız lokantaya doğru dönüp bakasım geldi. Kız geri dönmüş, kapıdan bir şeyler söylüyordu..Belki de gidip para alıp bir yerden gelmişti, bilemiyorum, bizim için muamma olarak kaldı. Dolandırıldık mı, yardım mı ettik hala bilmiyoruz.
Başımızın gözümüzün sadakası olsun deyip, geçtik.
Siz olsanız ne yapardınız acaba sevgili okuyucu?
Merak ettim:))

9 yorum:

  1. Ben vermezdim, çünkü tecrübem var:) Bir gün işyerimize bi kadın geldi, Sinop'a gidecekmiş ama parası yokmuş, garajlar hemen arkamızda, bizim elemanlardan birini peşine taktım ve yalan açık oldu, bizim eleman da parayı alıp geri geldi:)

    YanıtlaSil
  2. Eski semtlerde dolaşmak başka bir his. Ve yaşadığınız olay da ilginçmiş gerçekten. Belki de kız sizi iyi kalpli görüp bilinçli olarak seçti, kim bilir? Ama en azından karnınız doydu ve eski semtte güzel bir anınız oldu. Başınızın gözünüzün sadakası olsun diyelim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel anı demişim, ilginç bir anı demek istemiştim. Bir de sorunuza da cevaben ben kimseye güvenemiyorum bu konularda. İnsanın en yakın dostu, akrabası bile kazık atıyor. Bu yüzden uzun süredir kendilerini tanıyıp gerçekten bir şeye ihtiyacı olan insanlar olduklarını bilmeden böyle şeylere girişmiyorum...

      Sil
  3. Eskiden olsa hiç düşünmezdim ben de eşiniz gibi fakat artık (kazıklana kazıklana) şüpheci biri oldum, pek inanmıyorum bu durumlarda. çok da oralı olmuyorum, burada kızın üstüne başına bakmışsınız, iyiydi demişsiniz, bu haliyle bana da güven vermezdi, derdim ki aç bakalım ne kadar paran var, olanı sen öde, bakalım gerisini nasıl yapacağız o zaman birlikte karar veririz derdim..
    Dükkan sahibinin de buna birşey dememesi doğru değil bence.... Gel o zaman bulaşıkları yıka falan denebilir ders olması amacıyla. Bari bir işe yara, herkes ekmeğinin peşinde sonuçta...

    YanıtlaSil
  4. Çok acayip zamanlarda yaşıyoruz ve çok acayip insanlar türedi. Ben terslenirdim gibime geliyor ama olayı yaşarken farklı olurdu muhtemelen.

    YanıtlaSil
  5. ben de öderdim hep yaptığım şey :)

    YanıtlaSil
  6. maalesef güvenmeye güvenmeye verirdim çünkü biz millet olarak katı görünsek de çok vicdanlıyız. dediğiniz gibi sadakanız olsun sizi belalardan korusun. oraya oturmadan öncede parasının olmadığını biliyordur zaten aksi taktirde bağıra çığıra gelmez utana sıkıla isterdi. alışmışta olabilir tabii bilemeyiz ama yine de her şeye rağmen iyi düşünelim o paranın çıkacağı varmış bari sizi koruyacak bir şey için gitsin. tekrar ediyorum ki o vermiş olduğunuz para sizi belalardan korusun :)

    YanıtlaSil
  7. ya Pendik benim çocukluğum :)) hoş çok da uzaklaşmadım ama adını duyunca ah dedim..yaşadığınız olayın türevleri çoğaldı ve belki daha da artacak..bu da bir çeşit oyun sanırım bazıları için...yine de sanırım özellikle de kadın olunca böyle bir şeyi söyleyen durmaz öderdim hesabı ama bir kez..ikincinin pek şansı yok..:))
    işin kötü tarafı canı gönülden yapabileceğimiz şeylerin ve buna gerçekten ihtiyac duyabilecek kişilerin önüne set çekilmiş oluyor..üzücü hatta endişe verici..güven erimesi en büyük kayıp..

    YanıtlaSil
  8. Bazen ben de "Ya ben şimdi ne yaşadım?" anları yaşıyorum... İnsanlar çeşit çeşit, böyle bazen değişik tipte durumlar hiç çalışmadığım ve düşünmediğim yerlerden geliyor dumur oluyorum. Sonra da gün boyu aklımı kurcalıyor... Öyle mi yapsaydım, şöyle mi deseydim diye... Yaşa ki neler göresin!

    YanıtlaSil