
Araba ile dış kapıya kadar bıraktı eşim, biz hallederiz dedim. Bahçeye girdiğiniz anda bir insan seli, sağdan soldan, her yerden insanlar bir yerlere girip çıkıyor. Koskoca puntolarla POLİKİLİNİKLER yazmışlar. Sanki İstanbul havaalanı!! kadar büyük bir giriş. Kalabalıkla beraber girdik kapıda bir güvenlik dedektörü var lakin kimsenin hatta güvenlikçinin bile takdığı yok sağından solundan herkes girip çıkıyor. İçeri girişteki alanda bir danışma var sorduk KBB nerede diye, çok şükür ki ''Birinci katta, şurada merdivenler var'' dedi. Şuradaki merdivenlere yöneldik hemen çünkü asansörler gelip gittikçe açılan kapılardan görülene göre; içerisi iş saatlerindeki marmaray kalabalıklığında. Binilmesi imkansız duruyor. Neyse çıktık yukarı yine danışmada tatlı bir kızcağız, randevu kağıdımızı alıp kaydımızı açtı, babama yaşını gördükten sonra hürmetlerini sundu(Bu gerçek) bizi yönlendirdi. Neyse ki bu kalabalık karşısında biraz hoşumuza giden bir şey oldu bu . Koridordan dümdüz gidin en sonda hafif sağ yapın orada 2. oda. Yürü yürü bitmiyor , upuzuuun , dar bir koridor. Kalabalık ,kalabalık sıra sıra odalar, bekleyen insanlar.Neyse bulduk odamızı Doktorumuzun adı yazıyor, babamın ismi de beşinci sırada ekranda belirmiş. Ona yerde bulup oturttuk karşı koridorda. Bekliyoruz. O sırada yanıma gelen kadın ''Oh nihayet buldum kardiyolojiyi' diye nefes nefes kıpkırmızı yüzle soluklandı, boncuk boncuk terlemişti. Sonra kardiyolojiye doğru ilerledi. Tek tek içerden çıkan hastalarla bizim sıramız da nihayete erdi ve ekranda ismini görünce içeri girdik. Çok genç bir doktor bilgisayar ekranı başında yanında başka bir herhalde dr. bilmiyorum. Neyse artık sordu derdimizi, baktı falan daha önce gittiğimiz yerleri söyledik bir şey demeden sizi biyopsi için servise göndericem, hatta hemen yarın 8.katta, saat 3'de ama biraz beklersiniz(o birazı tahmin etmek güç değil, zaten 8. kata çıkmak namümkün, hem sen ne anladın da hemen biyopsi istiyorsun..Neden celallendin ?derseniz onu da yazayım ;meğer bizim kapıda ismi yazan Dr. Hasan bunun artık hocası mı, nesi anlayamadım ama 'ben değilim' diye mırıldanıp bizi yolculadı. İlk kez şehir hastanesine gelmiş biri olarak ben niye hala sen de kimsin? intörn müsün, pratisyen misin ,kimsin? Biz sen Dr. Hasan'sın diye geldik, Dr.Hasan'a sevk olunmuşuz ,yeni gelen sevimli Aile hekimi doktor hanım kızımız tarafından. Kocaman yazmış kağıtta Dr. Hasan. Sen niye kendini tanıtmadan muayene edip, bir de biyopsi diyerek evham salıyorsun, 'dermatolog gördü mü ' diyorsun, 'görmedi' diyoruz. Önce bir dermatologa gidin, desene yavrum. Hemen biyopsi falan.
O hızla çıktık DR. Hasan olmayan Dr.un muayenesinden, merdivenlerden inip, sıkış tıkış insan dolu kapıdan çıkıp devasa bahçeye attık kendimizi. Derin derin nefes aldık. İlk işim özel bir hastaneden dermatolog randevusu almak oldu. Bakalım o ne diyecek. Yani koca koca binaları yapmışlar da oraya annemle babam tek gitseydi, kaybolurlardı .Bu arada bu hastaneye sık giden bir arkadaşım ; genelde ismi yazan doktorlar yerine asistanlarının muayene ettiğinin olağan bir durum olduğunu söyledi. Yine de Allah eksikliğini göstermesin , muhtaç da etmesin diyerek kapatayım bu devasa hastaneler konusunu..
Sonuç mu?
Gittiğimiz dermatolog Dr. sağolsun ufak bir müdahele ile sorumuzu halletti. KKB ile hiç alakası olmayan bir durummuş. Sağolsun.. İçimiz rahat eve döndük.