İstanbul'dan bildiriyorum

 
Hava durumu;
Fena gözükmüyor, en azından kışın en ortası sayılabilecek zamanlar için.Gri bir gökyüzü,
çişeleyen yağmur, soğuk ve rüzgarsız bir hava.
                                                              Yol durumu;
İstanbul'da trafikte olanlara kolaylık diliyorum, artık sadece  kırmızı değil ,bordo renkli yollar
mevcut. Trafikte yol durumunu anlatan spikerler ''Yoğun '' ve ''Akıcı'' tabirlerini kullanırken şimdi
''Ciddi yoğun'' gibi tabirlerle anlatıyorlar,trafikte ''Akıcı''lık tarihe karıştı gibi:(

Ve son dönemlerde hayatımıza giren,( tv'lerde de yayınlansın biliriz en azından);

Elektirik kesinti durumu;
Planlı kesinti adı altında yayınlansa da ne saati tam belli, ne günü, ne gecesi. Pat diye gidiyor elektirik,ne zaman canı isterse pat diye geliyor.Yayınlanan elektirik kesinti listesinde varsanız da kesiliyor yoksanız da kesiliyor.Ayedaş' a telefonla ulaşmak mümkün değil. Neredeyse aylardır Elektirikle ilgili durum budur. Devlet elindeyken hiç mi bakım yapılmamış ki aylardır bir 'Planlı Bakım Onarım'' çalışmasıdır gidiyor.
Dolayısıyla;
 
Evdeki elektirik durumu budur,
Alışveriş listelerine elektirik kesintileri için,uzun yıllardır unuttuğumuz mum, kibrit,ışıldak,fener tekrar ilave edildi.;
 

umursamalıyız bu konuyu..

 Dönüp dolaşıp bize soracaklarsa eğer Anayasa değişikliğini, neye oy vereceğimizi bilmemiz
gerekir. Bu tablo ile açıklanmış herkesin anlayacağı şekilde. .Çocuklarımız ve torunlarımızın
geleceğini belirlemek için iyi düşünüp karar verilmeli.
 
 
 
''Siyasetten anlamıyor ve hoşlanmıyor olabilirsiniz.
Gündemle ilgili yazılar okumak sıkıcı geliyor olabilir. Hiçbir görüşünüz veya en ufak bir hukuki bilginiz olmayabilir.
Devlet memuru olduğunuz için çok istediğiniz halde gelecek kaygısıyla görüşünüzü açıkça paylaşamıyor olabilirsiniz.
Ya da gelecekle ilgili ekonomik kaygı taşımıyor da olabilirsiniz.
Ülkenin genel olarak kötü gidişinden haberiniz olduğu halde bu sizi o kadar da çok etkilemiyor olabilir.
Çünkü siz ailenizle, çocuğunuzla veya havuzlu sitedeki özel güvenlikli süper lüks evinizle, yeni aldığınız arabanızla, verdiğiniz kilolarınız, hep imrenilen trendiniz, düzenli spor yapma alışkanlığınız, kurduğunuz sofralar, okuduğunuz kitaplar, çıktığınız tatiller, gezdiğiniz ülkeler, bağladığınız işler veya kazandığınız paralarla kendi kişisel mutlu alanınızı yaratmış olabilirsiniz.
En kötü ihtimalle yurt dışına çıkma planları yapıyor olabilirsiniz. Bu ülkede yaşamaktan daha iyisini hak ettiğinizi düşünüp, tüm milli değerlerinizi kaybetmiş de olabilirsiniz.
En nihayetinde "Ben mi kurtaracağım bu ülkeyi ya!" diyerek hiç bir şeyi umursamıyor bile olabilirsiniz.
Ama ne olursa olsun, bakış açınız bunlardan birine veya bir kaçına hatta hepsine giriyor olsa bile, bu Anayasa değişikliği çalışmalarına duyarsız ve sessiz kalma gibi bir hakkınız yok.
Görüşmeleri takip etmemek, değişiklik teklifini incelememek
"Aman nasıl olsa geçer meclisten, gider sandığa oyumu kullanırım" demek gibi bir lüksünüz de yok.
Çünkü bu artık bir siyasi parti mücadelesi değildir.
Cumhuriyetin temel ilkelerini var güçle korumak veya şapkadan çıkacak yeni rejime boyun eğme meselesidir.
Teklif edilen değişikliğin kabul edilmesi halinde "Başkan" sıfatını kazanacak şahıs, koca bir ülkenin kaderini tek başına tayin edebilecek ve yasama ile yargının eli kolu bağlanacaktır.
Yargının yürütmeyi denetlemesini ve her zaman bağımsız olmasını sağlayan "Erkler Ayrılığı" ilkesi tarihe gömülecek, bugün baş kaldırdığımız, eleştirdiğimiz ve düzeltmeye çalıştığımız tüm yanlışlar, yasal zemine kavuşmuş olacaktır.
Söz konusu yetkiler, sadece bugünkü Cumhurbaşkanı değil, hiçbir dönem ve hiçbir koşulda hiç kimse tarafından tek başına ele geçirilmemesi gereken yetkilerdir.
Bu meseleyi aşmayı toplum olarak başaramazsak, Cumhuriyetin yıkılmasına ve ardından teokratik, monarşik bir düzenin kurulmasına tanıklık edeceğiz demektir.
Bugün polis yine halkla karşı karşıya getiriliyor. Bugün Yargıçlar Sendikası, Ankara Barosu, Gazeteci dernekleri gibi kurumlar başta olmak üzere ülkenin en önde gelen STK'larının, muhalif milletvekillerinin toplantısı şiddetle dağıtılıp engelleniyor.
Bugün mecliste silahlar gölgesinde Anayasa değişikliği çalışması yapılıyor.
Bugün siz kulaklarınızı kapatıp, kendi mutlu kişisel alanınıza çekilip bu mücadeleye destek vermezseniz, yarın o gölge sizin  kişisel alanınıza ulaştığında başvuracağınız ve sığınacağınız hiç kimseyi bulamayacaksınız...''
 
Sosyal Medyadan Alıntıdır .

Yılların kabahati ne..

💗Yıl biterken bir şeyler yazayım dedim, ı ııhh ,hiç içimden gelmedi.
İstanbul'da ve bazı diğer illerde, yeni yıla  bir kaç  gün kala ,
saatlerce karanlığa mahkum ettiler bizi, herşeyimiz elektriğe bağlı olduğu için kala kaldık. Evler ısınmadı, ocaklar çalışmadı, dondu hayat. Bir saat gelip bir saat giden yada gidip 5-6 saat gelmeyen elektrik, ev aletlerimizi de bozacak diye akla karayı seçtik. Eskilerde
''Işıklar kesildi '' denirdi.Çünkü  hayatımızda sadece ışıktı elektrik. Oysa şimdiki hayatta böyle değil, sadece 'ışık' değil;
Isınma, pişirme,yıkanma, haberleşme, sosyalleşme hatta yazı yazma ..
Aklıma ilk anda gelenler bunlar , hepsi elektrik olmuş.
Gidince  terkedilmiş yavru gibi kalakalıyoruz.
Sebep olarak, daha önce daha fenalarını gördüğümüz fırtına, kar serpintisi gösterildi ki
bizim buralarda damlar dahi kar tutmadı.
Ya da bambaşka sebepler var açıklanamayan, bilemiyoruz.
Neyse yılbaşı günü vardı elektrikler. Yeni yılı neşe ile karşıladık, şükür.
Kendi hayatım normalinde gidiyor ..
Evimizde mutluluk, huzur, sağlık olsun ,soframızda bereket olsun yeter.
Suçluluk duyacak değiliz.Lakin memlekette yok huzur
2016 geçti ,henüz 2017' ye yeni girmişken ,henüz 1-2 saat geçmişken
bir eğlence kulübüne saldırı oldu, bir çok can kaybı, bir çok yaralı.İnanılır gibi değil.
Anlaşılsın ki ister yıl 2016 ister yıl 2017 olsun seneler, günler hiç önemli değil,
kötülük saçmaya karar veren, amaçları belirsiz,savaş isteyen insanlar çoğalmış.
Sanırım empati yaparak içimizi acıtmamızı, korkmamızı, endişe duymamızı isteyen
karanlık insanlara karşı ;
biz yinede umut etmeye, sevmeye, gülmeye yeni günlerden güzel şeyler beklemeye
devam etmeliyiz ,tabiatımız gereği.  İyi ki böyle yaratılmışız...
Çiçekler notlarımı okuyanlar için yeni yıl,ilk hafta , ilk pazartesi hediyesi..