Deniz sakin, sıcak. Etraf temmuza yakışır bir kalabalık içerisinde çoluk çocuk sesleri,
her sabah pencerede öten guguk kuşu, arada geçen karpuzcu, overlokçu, sabah erkenden
bakkala giderken selamlaşıp muhabbet eden konu komşu, balkonlarda kuruyan plaj havluları..
aynı..
handiyse tek sıkıntım, hastalık geldiği için dibinden kesilen ,
her sabah dallarında sakaların şakıdığı o şahane zeytin ağacı;
neyseki diyorum tamda kesilen yerden kendi yavrusunu doğurup, büyütüyor,
handiyse onun gibi kocaman olma yolunda.
tam o sırada bir de kitaba başlamışım..
İşte o cuma gecesi önce sosyal medyadan duyduğumuz , sonra tv lerden takip ettiğimiz
kabus gibi bir gece idi.
Bizim gibi uzaktan izleyenler çoğunluktaydı belki ama hepimiz sanki bombalanan
bizmiş kadar etkilendik,
çoluğumuz çocuğumuz için endişelendik, panikledik, şaşırdık,
güvensiz hissettik..
15 temmuz hem çok sıcak hem de acı dolu bir gece ile sonlandı.