(MEYDAN OKUMA28) - S O N-

Bugün meydan okumanın son günü, neler oldu,koca bir ay nasıl geçti,meydan okuma nasıldı ,merak ettim.

Yirmisekiz gün geçti ve her gün bir yazı yazdık.
Yazılarımı ,genel olarak günlük yazdım ,önceden hazırlamaya yetişemedim.Belki bir iki tanesini olabilir.
 Bazı günler of! yine yazı yazıcaz,
bazı günler' aman ne güzel bugün yazı yazıcaz',
bazı günler 'bu nasıl konu',
bazı günler 'bu ne zor konu',
diye diye ,bir ay geçmiş.Geriye bakınca, göz açıp kapayana kadar çabuk geçmiş.
Böyle bir etkinlikle blog mahallesine hareketli bir ay geçirten, daha çok okuyup daha çok yazmamıza vesile olan ,
sevgili EZGİ 'ye , kucak dolusu sevgiler gönderiyorum.


(meydanokuma27) Moralin bozuksa?

Bazı günler enerjin düşük uyanırsın ya da bir şey olur modun düşer.
Ne yaparsın toplanırsın? Var mı sihirli bir kaç önerin?



htttp://pudrasekerim.blogspot.com.tr
Şöyle güzel bir manzaralı yerde gezmek, biraz hava alıp ,sıcak bir çay içmek
ne iyi gelir. Haleti ruhiyemi tam anlamıyla toparlar. Moralimi bozan düşünceler uçar gider.
https://pudrasekerim.blogspot.com.tr
Evden çıkmak bile istemeyecek kadar içim sıkılmışsa,  o zaman müzik dinlemek iyi bir ilaç kadar etkilidir.

Yine de geçmezse içinizin sıkıntısı, o zaman bekleyin, etrafınıza falan çatıp eften püften şeyler için olay yaratmayın.Ne yapın biliyor musunuz, verin kendinizi uykuya, bol bol uyuyun.Kendinizi kapatın biraz, bakmayın telefona ,bilgisayara,tv ekranına.
Ertesi gün bir şeyciğiniz kalmaz.
Yeter ki gelip geçici şeylerden olsun dertlenip, moralinizin bozulması.

(meydanokuma 25) A 'de bakayım..

Alfabe oyunu gibi düşün. A-Z ye sevdiğim şeyler listesi.A denince aklına ne geldi mesela? Böyle tüm alfabeyi hazırla bakalım.


A-     Aşk olmadan olmaz..
B-     Balık akvaryumda rengarenk....
C-     Ceviz ağacı gölgesi..
Ç-     Çağla (canımın taaa içisin sen)
D-     Deniz kenarı püfür püfür bir yaz akşamı..
E-      Erik dalı gevrektir..
F-      Fındık kuruyemişler içinde en sevdiğim.
G-     Gül  ağacı değilem, her gelene eğilem.
H-     Halı ama uçanından olsun.
I -      Ilgın ağacının altında güneşlenmek.
İ -      İpekli gömlek ,şöyle uçuk bir süt mavi.
K-     Kalem tutan eller..
L-     Limon bol tuzla ısıra ısıra..
M-    Mektup  yazan kaldı mı ?
N-     Neşe herkese lazım
O-     Organize İşler sinemada en son izlediğim
Ö-     Ömer..
P-     Para ,severim, sevmeyen var mı?
R-    Reçelli kızarmış ekmek.
S-    Sevmek, mutlaka.
Ş-    Şeker özellikle akide.Kırmızı olanlarından.
T-    Tolga..(canımın taaa içisin seen)
U-   Uçmak , bir martı olup göklerde..
Ü-   Ürgüp tekrar gitsem..
V-   Vapura binip bir yerlere gitmek.
Y-   Yalı ve iskelesinde bir yat.
Z-   Zeytin ile yağı..

(meydan okuma 23) neler yapıyorsunuz?

Neler yapıyorum yazısı hazırlıyoruz.Maddeler için benim bir yazıma bakabilirsiniz ,demiş Ezgi..

günlerdir hafta sonu kar yağacak duyuruları kulaklarımızı doldurdu.Oysa kuşların bile havalanamadığı sislerle kaplıydı, göz gözü görmüyordu buralar.
Dedikleri doğru çıktı bu sabah bembeyaz tüller gibi şehri örten buğular çoktan uçup gitmişler, şehri yine yağmurlu, kasvetli , koyu gri bulutlar kaplamıştı.
İşte böyle bir şubat cumartesi günü ne yapıyormuşum?

Hafta sonu tatil dolayısıyla çocuklar gelmiş, onlara sabah erken kalkıp hamur mayalayıp, pişi kızartıyormuşum. O sırada çay tatlı tatlı demini almakla meşgulmüş.

Mutfakta kanalları dolaşarak bulduğum en cızırtısız radyo kanalında Yalın
''ah olmaz ah olmaz, sensiz olmaz sensiz olmaz...'' diye güzelinden bir şarkı söylüyormuş.
What'sApp gruplarda dolaşan bu resimdeki deveyi bulmaya çalışıp bulamayınca sinir oluyorum. Neden mi? Çünkü genç gözler görüyormuş bu deve resmini.
Aman ya hu ! azıcık ipucu verseydiniz hemen bulurdum. Neyse kızcem sağolsun  gördü de bulduk😄

 
Hava yağmurlu da olsa sahilde biraz yürüyüş yaptık,
 demek istesem de ,
''yapsak ne iyi olurmuş'' diye düşünmekle kalıp, yürüdüğüm günlerden bir fotoğraf paylaşmışım. Onun yerine de;
 
Nobel Ödüllü yazarları okumaya devam etmişim. İkinci kitap olarak Amerikalı kadın yazar Pearl Buck(1892-1973) ANA isimli romanına başladım.Etkileyici,akıcı ve sade  bir anlatımı var hikayenin.
Cuma akşamı izleyemediğim KIZIM dizisini kayıttan izlemişim.

Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalında en son videosunu seyretmişim.Sanırım
abone olup, her çekimini severek izlediğim, tek youtube kanalı Cüneyt Özdemir'in kanalı.

Sade kahvelerimizi de içmeyi ihmal etmemişiz.
Akşam bizim çocuklar anneannelerine mayonez salatası siparişi vermişler. Annem mayonezi kendisi yapar, salatası da çok leziz olur. Yemeğe annemlere gideceğiz. Hafta sonu çocuklar gelince ,evin havası daha bir şenlikli oluyor.

Onun dışında bu aralar,ufak tefek uğraşlara gayet sakin geçiyor günlerim,
bunun için çok çok şükrediyorum.
Rutin bir hayat ,bazen en mutlu hayat oluyor.
Şubat ayının 23 ünden , soğuk bir cumartesi gününden ,gönülden selamlar
gönderiyorum okuyanlara..




(meydan okuma22) 🍰kek yaparken,çay demlerken dikkat edilecekler.

İnanıyorum ki bu yazı faydalı olacak, bildiğin şeyler hakkında ipucu verebilirsin.
Ne bileyim mutfak ipuçları ya da fotoğraf ile ilgili ya da şu an aklıma gelmeyen bir şey ile ilgili. İpuçları hayati önem taşırlar, içlerinde deneyim barındırırlar.
Kek yaparken dikkat edilecekler;

Madem mutfak diyerek siz  bize ipucu verdiniz , bende size bildiğim bir konu üzerinden , gün toplantılarının vazgeçilmezi ,çocuklarımızın çok sevdiği kek ya da pasta yapımında, dikkat edilecek hususlar konusunda bazı ufak öneriler vereyim. Bilinler biliyordur , belki bilmeyenlere faydam olur;
*-Bir kere yapacağınız kekin tarifini iyice okuyun, malzemelerinizin ölçülerini
tam olarak ayarlayın.
*-Kek hazırlamaya başlamadan fırını ısıtmaya başlayın.
*-Yumurta,süt ,yoğurt vs. malzemelerinizi mutlaka oda ısısında olmasına dikkat edin.
*-Un,kabartma tozu, vanilya, kakao  gibi kuru malzemelerinizi mutlaka başka
bir kapta eleyerek hazırlayın.
*-Yumurta ve şekeri( tercihen cam/çelik bir kap)çok iyi çırpın, elektrikli çırpıcılar bu iş için en ideali.
*-Unu  ilave ederken ,elektrikli çırpıcı değil kaşık kullanın, yavaş yavaş karıştırarak ilave edin.
*-Un ilavesinden önce bir çorba kaşığı limon suyu, keke hem kabarıklık hem lezzet ilavesi yapar.
*-Kek kabınızı mutlaka iyice yağlayın(tereyağ/margarin)

İşte bu basit kurallara dikkat ederseniz ortası çatlamış, kabarmış mis gibi bir kek pişirirsiniz.

Çay demlemenin önemli hususları;

Tabi kek olursa yanına ne lazım, şöyle demli mis gibi bir çay.
Siz bitki çayını mı tercih ediyorsunuz.O zaman şunlara da dikkat edin;
*-Bitki çayınızı kesinlikle içme suyu ile hazırlayın, musluk suyu kullanmayın.
*-Bitki çayınızı porselen ya da cam demliklerde,kaynatmadan, sıcak/ılık su ile demleyin.
*-Bitkilerin de bir dayanma süresi vardır,toplanıp kurutulmuş ,üzerinden bir-bir buçuk yıl geçmiş bitkilerden çay, demlemeyin.Aldığınız ürünün temiz, sağlıklı koşullarda tolanıp kurutulmuş olup olmadığını sorgulayın.
*-Aktarlardan karışık bitki çayları alıyorsanız içeriğini, alerjik olup olmadığını, etkileşimlerini araştırın.
*-Bitki çaylarınızı taze demleyin, taze taze için.
*-Soğumuş çaylarınızı, tekrar ısıtıp, içmeyin.

Ağız tadınız yerinde olsun ,diyerek bu günkü yazımı noktalıyorum.
güzel bir cuma günü olsun..



(meydanokuma 20) hava nasıl oralarda?

Bugün hava nasıl? Havaya göre bir liste hazırla mesela
(film, kitap, kıyafet, yemek artık aklına ne gelirse)

yine bana hiç uymayan bir alışkanlıkla ilgili , liste yapma ile ilgili, bir konu başlığı. Kendini tanımla deseler, listelerin kadını asla olamadım, diyeceğim.
Bu gün hava nasıl?

Bugün hava harika.. Değil mi??
Olsun ,benim havam harika o zaman.(Olumlama yapmak bünyeye iyi gelebilir) Şubat ayının yirmisindeyiz.Sisli bir İstanbul sabahı.Buğularla kaplı yer gök.
Bugün baharın müjdesi cemrelerin ilki toprağa düşüyor.
Bu yazı dizisi boyunca bir kez daha yani ayın 27 sinde ikinci cemre ile de buluşacağız. Üçüncü cemre ise mart ayın 6 sında düşecek.
işte size bir liste
💐birinci cemre havaya,
💐ikinci cemre suya,
💐üçüncü cemre toprağa ,düşer.

Cemre; kor halindeki ateş demek. Mevsimler değişip ,İlkbahara doğru aylar geçerken, yedi gün arayla havaya, suya ve en son toprağa cemre düştüğüne inanılır.Cemrelerin düşmesiyle  havanın, toprağın ve suyun ısınmaya başladığı düşünülür.Cemre olayının bilimsel meteoroloji ile bir ilgisi yoktur.Lakin yıllardır insanların gözlemleri sonunda ,bilinir ki genelde cemrelerin düştüğü günler havalar soğur, kar kış olur. İlk cemrenin düştüğü bu gün İstanbul sis ve pus içerisinde kaybolmuş gibi.Etrafta bir sessizlik var.
Umarım baharlı günler sislerin ardında, bol güneşle bizleri bekliyordur.

(meydanokuma18) seri olsun ..

evet bugün yaratıcı gününüz,blogun için bir seri başlat.
Bu yazı ilki olsun, elinden geldiğince her ay devam ettirmeye çalışabilirsin mesela.

Bu konuyu öngörüp, aylar öncesinden bir seri başlatmışım ben. İkinci bir seri şu an için aklımda var ,lakin daha sonraki zamanlara kısmetse.
Epey zamandır,hem özel yaşamım hem de güncel olaylarla ilgili notlar tutuyordum. Şahsi olaylar bana kalsın ,hepimizi ilgilendiren günlük haber programlarında, sosyal medyada ,gündemde yer işgal eden konuları, aylık haber özetleri halinde yazmaya başladım;
Okumak isterseniz, geçtiğimiz aylarda neler olmuş,hatırlamak isterseniz;

Ekim ayı haber özetleri  burada (tık tık)
Kasım ayı haber özetleri burada (tık tık)
Aralık ayı haber özetleri burada (tık tık)
Ocak ayı haber özetleri burada (tık tık)

 Seri  yazı dizisi ,amacıyla başlamamıştım, lakin seri halini almış ,dört ay olmuş bile.Şubat ayı da hazır ama, bu konu ayın 18. gününe geldiği için yayınlamadım. Her gün yeni bir havadis oluyor malum memlekette.
Haberler birikiyor. Ayın son günü de geçsin ,serinin beşincisi de yayınlanır umarım.
Evet, bu sabah bir kahve ikramı ile herkese iyi bir hafta diliyorum.
Güzel başlangıçlar, aydınlık yollar olsun tüm okuyan ve yazanlara..
https://pudrasekerim.blogspot.com/2019/02/ocak-2019-haber-ozetleri.html


(meydanokuma17)atmaya kıyamadıklarımız..

takıntı denmez belki ama, bazı eşyalara takılırız,
eskise de hep onları kullanırız ya ,var mı senin de böyle takılıp kaldıkların?


Bu yazı için ekran başına oturup , galiba eşyalara bağlı olmadığımı düşündüğüm sırada ,gözüm duvarda asılı  küçük bakır tabağa ilişti.Yıllardır parıltısını yitirmeden evden eve ,duvarlara asılıp duruyordu yuvarlak bakır tabak. Şimdinin mandala resim çizimlerini andıran, ortadan başlayıp etrafa doğru genişleyen yuvarlaklarla,iç içe, renkli çiçek desenli bakır tabak.
        Öyle kocaman falan değil, ufak bir şey. Genelde bakır tabakların o tarçın, kahve rengi, siyah renklerinin aksine ,üzerinde sarı, yeşil, pembe, mavi renkli hanımeli çiçeğini andıran motifler var. Kimbilir kaç evdir benimle geziyor, duvarlarımın bir köşesine bahar renklerini konduruyor.Sayamadım.
        Yaklaşık otuz yıl olmuştur.Henüz üniversitede okuduğum yıllar.Hemen her gün okul çıkışlarında ,karşıya geçmek için,Kapalıçarşıdan geçip ,Eminönü'ne vapura kadar yürürdük. Ufak tefek alışverişler yapardık bazen , bu tabağı da o zamanlarda almıştım. Ailem Ankarada'ydı,anneannemde kalıyordum okurken. Çok severdi süs eşyalarını, bibloları, yapma çiçekleri. Evi bunlarla süslerdi. Bende ona ufak bir hediye almak istemiştim. Tabi kocamanları da vardı ama benim harçlıklarımdan artan para, bu küçük ama sevimli bakır tabak için anca yetmişti.  Bakır eşyalar satan dükkandan yıllardır parlaklığını ve ilk günkü renklerini muhafaza eden bu sevimli tabağı seçmiştim.
Anneannem çok sevinmişti, bana öyle gelmişti belki de.. Onunla birlikte kaldığımız ve 'yüksek ev' dediğimiz asansörsüz apartmanın 7. katındaki dairenin salon duvarına asıldı önce. Sonra anneannem o evden taşınınca, bu küçük bakır tabakta tekrar benim oldu, benimle birlikte ev ev gezdi, evlendi, yuva kurdu, evden eve taşındı durdu.
           Gel zaman git zaman ,epeydir duvarda unutulmuş duran,renkli ,çiçekli küçük, parlak bakır tabak ,bu günkü yazımın başrolünü kapıverdi. Ben o kadar çok ev değiştirdim ki ,o kadar eşya değiştirdim ki ,bu tabağın benimle ev ev gezdiğine, şu an kendim bile şaşırdım.Sonra eve bir göz attım , bir kaç nesne daha ilişti gözüme,
Varmış demek,dedim,benimle gezen, atmaya kıyamadığım ,ufak tefek eşyalar..
Kimbilir ne zamana kadar, peşim sıra gelmeye devam edecekler..


bakır duvar tabakları

(meydanokuma16)📋en sevdiğim 📺dizi listesi

yine bir liste günü, herhangi bir konuda 10 maddelik bir liste hazırla.Artık konu sana kalmış.

neyse 16. güne geldik.bu günkü de yine benim için zor bir konu.Genel olarak pazarda alınacaklar listesinden başka bir liste hazırlamışlığım yok. Alışkanlık edinememişim liste işini.
Ne yazayım ne yazayım derken TV'de tekrarı yayınlanan diziyi görünce, bu sezon seyrettiğim Türk televizyon dizilerini listeleyim bari ,dedim.

Seyrettiğim Türk dizilerden bir numarası;
1. KADIN dizisi,
Baştan beri beğenerek izlediğim bir dizi.Daha önce de (bknz:yazım burada) paylaşımlarım olmuştu.Ne yazık ki, son üç bölümde heyecanını yitirdi, kendini tekrarlayıp uzatmaları oynuyor,belli ki finale yaklaşmış bir hali var.

2.YASAK ELMA dizisi,
Dizi gerek ilk başlarda reytinglerde pek iyi bir yer edinememiş olmasına hatta final yapacağı söylentilerine inat , entrikalı, aşklı, ihanetli ,gizemli bölümlerle sezona tam gaz devam ediyor.

3.GÜLPERİ dizisi,
Sanırım sadece Nurgül Yeşilçay için izliyorum.

4.KIZIM dizisi,
Beren Gökyıldız hangi dizide oynadıysa severek izledim. Baba kız ilişkisi üzerine bir diziyi tabii ki kaçıramam.

5.ÇOCUKLAR DUYMASIN dizisi,
Eskiden kalma bir alışkanlık.

6.JET SOSYETE dizisi,
Gülmek için Gülse Birsel'den daha iyi bir seçenek yok bence.

7.ÇARPIŞMA dizisi,
Güçlü oyuncularla polisiye severek izlenir tabii ki.

8.BİZİM HİKAYE dizisi,
Eğlenceli ,komik bir dizi.

Bunlarda yeni başladıklarım;

9.VURGUN dizisi,
Daha konu tam oturmadı ama sevdiğim oyuncular olunca başladık seyretmeye.

10.TEK YÜREK dizisi

  Seyrettiğim tek TRT dizisi. Gerçek bir olaydan esinlenilmiş. TRT dizilerine şöyle bir bakınca epeydir seyretmediğim pek çok ünlünün, TRT dizilerinde boy gösterdiklerini gördüm. Aslında ödediğimiz faturalarda ki TRT payları ile bizimde katkıda bulunduğumuz TRT ,oldukça iddialı dizilerle boy göstermekte lakin elimiz yinede TRT kanallarına pek gitmez oldu.Aslında bir zamanlar hemen hemen ,tek seyrettiğimiz kanaldı kendisi.Hey gidi günler..

İşte böyle, liste olayına da bir çentik atarak bu günü kapatalım.

Bir Aşk İki Hayat

Bergüzar Korel ve Engin Akyürek'in oynadıkları, Bir Aşk İki Hayat filmi, bu cuma günü sinema salonlarında gösterilmeye başlandı.
Filmin konusu ,tabii ki  isminde de belirtildiği üzere 'aşk'.Sevgililer günü ertesi için harika bir aşk filmi.Aşk olayı tamam, fakat iki hayat olayı ,filmin enteresan yanını oluşturuyordu;

Umut (Engin Akyürek) köpeği oskar ile birlikte yaşayan bir sinema yönetmeni.
Bir akşam köpeğini dışarı gezdirmeye çıkarması gerektiği andan itibaren olaylar  gelişmeye başlıyor. Köpeği sayesinde Deniz(Bergüzar Korel) ile yolları kesişiyor.Ancak filmin sürprizi burada karşımıza çıkıyor. Umut'un köpeği gezdirmeye çıkarmaması üzerine de farklı bir yolda gelişmelerin nasıl olup, Deniz ile nasıl karşılaşacağı ikinci bir hayat olarak ,izleyiciye sunuluyor. Film boyunca, olayları ,Umut ve Deniz'in hikayesini, iki farklı yönden gelişmelerle izlemeye devam ediyorsunuz.
Konu ile ilgili fazla ipucu vermeyeceğim.Yalnız Engin Akyürek ve Bergüzar Korel birbirine sinema çifti olarak, çok yakışmışlar.
Filmin konusunu, ilerleyişini, Umut ve Deniz'in keşkeler ve iyikilerle değişebilen hayat hikayelerini çok beğendim.
Kaderin ,rastlantılarla ya da seçimlerimizle ,farklı şekillerde işleyebileceği düşüncesiyle ilgili bu filmin, bir benzerini yıllar öncede izlemiştim (Slıdıng Doors -1998 yapımı) Ama Bir Aşk İki Hayat filmi çok dokunaklı bir aşk hikayesini içerisinde barındırıyor. Duygusal bir film,konusunda her tür sevgi barındıran olayları ile hafta sonu sinemaya gitmeyi düşünenlere, güzel bir aşk hikayesi filmi olarak ,tavsiye ederim..

(meydanokuma15) iyi bir uykunun sağlığa faydası..

En çok merak ettiğin bir şeyi araştır,iyice öğren bize de anlat.
Bilgileri paylaşalım, belki başkasına farklı bir şekilde temas eder ne dersin?
Şimdi soruda bir ''en çok'' ibaresi var.En çok merak ettiğim şeyler, farklı konularda farklı farklı ,çeşit çeşit. Dün gece uykum kaçıp, sabah yüzüm gözüm
şiş bir halde kalkınca, biraz da asabi bir haleti ruhiyede olunca,
dedim bu uyku ne menem bir şey ki insanı bu kadar etkiliyor?

Uzmanlar uykunun önemi ile ilgili olarak şunları söylüyor;
Uyku öyle bir gereksinimdir ki iyi uyuduğunuz sabahlarda kendinizi harika hissedersiniz.
Nedeni henüz tam bilinmiyor ama, erkekler için gecede 7-8 saat, kadınlar için 6-7 saat kadar bir uyku uyunmazsa ,damarlarımız daha hızlı yaşlanır, kalp hastası olma riskimiz artarmış. Üstelik yaklaşık süreler olan bu zamanlar zarfında, uykumuzun kesintisiz olması da önemliymiş. Yetersiz uyku  beynimizdeki mutluluk hormonu olarak bilinen ,seretonin hormonunun daha az salgılanmasına sebep olurmuş.
İyi bir uyku ,beynimizde ve kalbimizde müthiş farklar yaratıp bizi olduğumuzdan ,en az üç yaş gençleştirirmiş.
Uykusuzluk zihinsel olarak zayıflamamıza, daha fazla yememize neden olabiliyormuş.
Bedenimizin gece boyunca iki şeye ihtiyacı varmış;
Birincisi REM uyku(hızlı göz hareketi) yaklaşık doksan dakikalık bir süre ,
ve ikincisi  yavaş dalga uyku.Uyku apnesi gibi rahatsızlığı olan kişiler bu REM uykusunda en az on kere uyandıklarından, tam olarak dinlenemez ve bir takım rahatsızlıklara açık hale gelirlermiş.

Ve son olarak iyi bir uyku için alabileceğiniz bir takım önlemleri de şöyle sıralayabiliyormuşuz;

**Biyolojik saatinizi proglamyın,hafta sonu- hafta içi ,hergün aynı saatte kalkmaya çalışın.
**Uyku için ideal ortam ,karanlık ve serin odadır.
**Yatmadan önce az yemek yiyin.Melatonin içeren yiyecekler tercih edin.Kafein içeren içeceklerden uzak durun.Klasik çözüm yağsız süt için.
**Yatak odanızdan telefon, televizyon,bilgisayar ve çalışma dosyalarınızı çıkartın.

iyi uykular..

(meydanokuma14)💑 nasılsın?❤14 şubat


Sana soruyorum, bugün gerçekten nasılsın?
(I 'm fıne thank you, and you?)
(İngilizce derslerden hatıra cümle.Esas cevap yazı sonunda😍)
💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖
Bugün 14 şubat.(Saint Valentine's Day)) Sevgililer günü.
Böyle özel bir günün kutlanmasına vesile olduğu söylenen, çeşitli hikayeler var.
Bunlardan biri şöyle mesela;
Eski Roma'nın acımasız imparatoru Cladıus askerlerini savaşa götürmekte zorlanıyormuş. Çünkü erkekler askere gitmektense ,evde sevgilileri ,eşleri ile kalmakta ısrar ediyorlarmış. Zalim imparatorda n'apsın ,herşey elinde, yasaklamış nişanlanmayı, evlenmeyi.Ama sevenleri ayırmak, öyle kolay değil. Rahip Saınt Valentine ,genç aşıklara yardım eder olmuş, yasağa karşı çıkıp ,genç çiftlere, gizli saklı nikah kıymaya başlamış. Tabii bu iş ortaya çıkınca
Rahip Saınt Valentine  MS.269 da , imparator Cladıus emriyle öldürülmüş.
Uzun seneler sonra ,sevenleri kavuşturan Romalı rahip St.Valentine, Aşıkların Azizi olarak bilinir olmuş ve her yıl 14 Şubat geldiğinde de anılmaya başlamış.
Sevgililer o gün geldiğinde, birbirlerine kartlar atar, mesajlar yollarmış.
Sonraları 14 Şubat dünya çapında  ''Sevgililer Günü'' kutlaması haline gelip, hediyeleşme olayı da işin içine girerek,ticari boyutta da oldukça genişlemiş.💖💖💖💖💖💖


Eşi ,dostu,sevgilisi ,
kiminle beraberse gönlü insanların,
sevgililer günü de onunla birlikte kutlu olsun.

Bu günkü; gerçekten nasılsın? sorusuna cevabı da ;
-Seviyorum, çok mutluyum ,olsun..
💖💖💖💖💖💖

(meydanokuma13) instagram 🌄🌄


Bugün görsel zevk günü, bakmaya doyamadığın instagram hesapları ile tanıştır bizi..


instagram hesabımda takip ettiğim tüm hesapları beğenerek izliyorum, hepsini tek tek yazamayacağım.Özellikle blogger arkadaşları takip etmeye çalışıyorum.
Tek sevmediğim üst üste onlarca hikaye paylaşanlar ve aynı gün yaptığı şey ile ilgili alt alta birden çok paylaşım yapanlar.İnstagram bunu önlemek için tek kerede çoklu paylaşım imkanı getirdi de rahatladık😃
Kendim fotoğraf çekmeyi sevdiğim gibi, şehir manzarası paylaşan instagramcıları, farklı ülkelerde yaşayıp oralardan resimler yükleyen instagramcıları, güzel yemek tarifleri veren instagramcıları, bir de faydalı paylaşımlar yapan , bilgilendiren ,sağlıkçı instagramcıları çok severim.
mesela ; @prof.dr.yesimerbil gibi (Hashımoto konusunda bilgilendiriyor)
              @saglikliyasiyoruzcom  gibi...
İnstagram günlük yaşantımızda bakmadan geçmediğimiz bir alan haline geldi.
İlk başlarda baya zaman geçiriyordum, bağımlı hale gelmemek için bıraktım. (tıpkı candy crush gibi😄)Bak bak dur , nereye kadar. Blog gibisi yok, diyorum, okumaya yazmaya doyamadığım bloguma  dönüyor, bugünkü yazımı da burada sonlandırıyorum.😍 


baharı özleyenlere,instagramdan , benden, bir ilkbahar resmi


(meydanokuma12)👗🛍 moda deyince kadıköy aklıma gelir..


Yaşasın meşhur moda blogger'ı!! gibi hissedebilirsin bugün kendini.Kullanmaktan asla vazgeçemediğin , bittikçe yenisini aldığın şeylerini yaz da bilgilenelim.

Yine hiç çalışmadığım bir yerden bir konu ile karşınıza geldim. Moda bloggerlarının meşhurları sanırım genelde instagram ve youtube gibi sosyal mecralarda bolca mevcut.Keşke onları izleseydim azıcık kopya çekerdim.
Bu benim olamayacağım bir alan çünkü.
Moda bana yakışandır ,derim, makyajla da çok aram yoktur. Çalışırken biraz daha fazla makyaja düşkündüm ,hala severim ama pek ağır makyajı sevmem.
      Soruda bahsi geçen, kullanmaktan vazgeçmediğim bir kaç makyaj ürünü var tabii ki;
Bir tanesi siyah rımel, bir diğeri pudra, bir diğeri koyu gri renkli göz kalemi.
Şimdiki zamanda makyaj malzemeleri konusunda sonsuz seçenek ,sonsuz çeşit ve marka var gibi geliyor bana, lakin ben  aynı markaları tercih ederim. Memnun kaldığım markadan ,vazgeçmem kolay olmaz.
 Tabi makyaj yaptıktan sonra da iyi bir temizleyici lazım, o da kesinlikle acıbadem sütüdür. Hani şu yeşil kapaklı tombul beyaz şişeler, evde eksik olmaz.
Makyaj yapılmışsa, akşam mutlaka temizlenmelidir.
Temiz cilt ,sağlıklı cilde giden yoldur,
diyerek, meşhur moda blogger'ı olarak öğüdümü de veriyor ,
bugünkü yazıma, son noktayı koyuyorum.



(Görüntü;giphy.com)


Ve O Hiç Bir şey Demedi.



Bu yıl evde okumadığım kitapların tümünü okuyup bitirmek/yarım bırakmaksızın/ niyetindeyim. Nobel Ödülü sahibi yazarların bir serisi var, uzun zamandır okunmak için beni bekliyor. Bu yılki niyetim onları okuyup bitirmek.
Bir nevi kendime meydan okuma olacak sanırım.
Bunlardan ilki 1972 yılı Nobel Edebiyat ödülü sahibi Alman yazar Heınrıch Böll
(1917-1985) romanı ''Ve O Hiç Bir Şey Demedi'' isimli 1953 yılında yayımlanan romanı.
Romanın en güzel yanı, Behçet Necatigil 'in usta kalemi ile çevrilip Türkçe'ye kazandırılmış olması. Bu, Alman yazar Heınrıch Böll 'un ''Ve O Hiç Bir Şey Demedi'' isimli romanı için bir şans. Yabancı kitapların Türkçe'ye ne denli doğru çevrilirse,ne denli anlaşılır çevrilirse, kitabın okunma ve beğenilme şansı o kadar artar, diye düşünüyorum. Yazar Heınrıch Böll 'un duygularının ,düşündüklerinin kendi dilinden bizim dilimize aktarılması Behçet Necatigil tarafından öyle anlaşılır yapılmış ki kitap rahatlıkla okunabiliyor. Su gibi akıp gidiyor.
**
Roman ;savaş sonu Almanya'da ,yazarın memleketi olan Köln'de yoksulluk içinde yaşayan ,üç çocuklu Kaete ve Fred 'in yıkıntılar içerisindeki yaşamından bir kesiti anlatıyor. Savaşın bu küçük insanların yaşamlarını ne ölçüde değiştirdiğini,eski görgülü insanların ,yaşamlarına zengin olarak başlamış olanların, yoksulluk içerisindeki nasıl sınandıklarını, en ince ayrıntılarla  destekleyerek anlatıyor. Batılı insanların savaş sonu yoksulluğunu, dini duygularını, aşklarını,gündelik yaşamlarını anlatan bu kitap ,en son okuduğum kitap olarak meydan okuma 11 günde yerini alıyor..
güzel bir hafta dilerim..

(meydanokuma9) garip huylar meselesi?

hakkında 5 garip şeyi söyle de bilelim, ne kadar arızasın?

garip huylar hem de bir değil beş tane.
bende yok ,mükemmelim ben, demiyorum tabi ,ama yok öyle garip
takıntılı,batıllı huylarım.
-canımcım sence benim takıntılı huyum var mı? garip falan.
-...!!__
-Bu günkü soru o , blog konusu yani..
-sabahları huysuzsun,😠
-off o sayılmaz, yok demekki..

geçelim bu soruyu ,kocama göre de yokmuş.Tarafsız olayım diye başka görüşlere de başvurdum görüldüğü üzere.
ilerleyelim arka sorulara.
herşey normal burada.
bir çay için gelmişken.
arızalık bir şey yok, gelsin diğer gün soruları..

Organize İşler 2 Sazan Sarmalı


            Yılmaz Erdoğan'ın epeydir vizyona girmesi beklenen filmi, Organize İşler 2 -Sazan Sarmalı ,nihayet sinema salonlarında gösterilmeye başlandı. Şu aralar her tür sosyal medyada,  Organize İşler 2-Sazan Sarmalı filmi ile  ilgili yorumlar var.
Bir sinema sever olarak bu da benimkisi;

Filmi beğenerek, eğlenerek, gülerek hatta /benden başka var mı? bilemeyeceğim/ bazı sahnelerinde duygulanarak izledim. Baba-kız sahnelerine dayanamam ,hele arada küsmüşler de barışıyorlarsa ,birbirlerinden hesap sorup geçmişin müzakeresine dalıyorlarsa, bu sahneler kalben,beni hemen yakalar.
 Bensu Sorel ve Yılmaz Erdoğan'ın ,yani  filmdeki Asım Noyan ve kızı Nazlı , arasındaki o sahne bana çok dokunaklı geldi. Rahmetli Erdal Tosun'un filmde yad edilmesi de ayrı bir duygusal sahnesiydi filmin.

Herkes gibi Kıvanç Tatlıtuğ ,yani filmdeki Sarı Saruhan karakteri de, hemen herkesin bahsettiği kadar iyi olmuş, filmde bambaşka bir tipe bürünüp ,güzelde bir komedyen olduğunu ortaya koymuş. Filmin izleyici sayısının artmasına, kesin Kıvanç Tatlıtuğ katkısı vardır.
Tabii ki Kıvanç Tatlıtuğ dışında başka pek çok yıldızlı bir film, Ata Demirer 'in bile oynadığı bir sahne var mesela.

Yabancı filmleri aratmayan arabalarla kaçma -kovalama sahnelerinden söz etmeden olmaz.Bu sahnelerin çekimi için Yılmaz Erdoğan Güney Koreli bir ekiple anlaşmış.Yabancı eli değmiş aksiyon sahnelerine.

 Artık pek çok sinema ve dizi filmlerde  drone kameralarla havadan yapılan çekimler, etkileyici görseller sunuyor seyirciye.Filmlere ve dizilere de artı katkı sağlıyor. Organize İşler 2 Sazan Sarmalı filminde de ,bundan fazlasıyla yararlanılmış. İstanbul kuşbakışı çekimler ile büyüleyici bir güzellik sergilemiş.

Film ,4 salonda(Avşar Sinemaları) birden oynuyordu .Hemen her saat izleme şansınız mevcut.
Biz  ilk seans gittik, toplam 7 kişiydik! salonda seyirci olarak.Bu kadar reklamı yapılan bir film için şaşırtıcıydı ama sanırım hafta içi ve erken saatte bir seans olduğu içindi. Diğer saatlerde daha kalabalık oluyordur ,sanırım.
Hafta sonu için  düşünüyorsanız, tavsiye ederim .




(meydanokuma7)💌 hasret tükenmez gibi..

en çok neyi özlüyorsun bu hayatta? hiç düşündün mü?

gün içinde ,anlık çeşitli şeylere özlem duyabilirsin.
 Kış ise; ah yaz gelse, yaz ise ;ah kış gelse gibi.
Trafikten bunalıp, şöyle kumsalda yalınayak yürüsem gibi.
Kaybettiğin sevdiklerinin aklına gelip, yüreğinin özlemle kavrulması gibi.
Şehirden kaçıp, köyüme ,özüme dönsem gibi.
Uzun süredir rejim yapıyorsan ,şöyle bir tabak mantıyı doya doya yemek gibi.
Çeşitli zamanlarda ,haleti ruhiyeye göre farklı özlemler doğabilir insanın içine.
ama;
hepsini geçiyorum, şu yaşadığım an ve son yıllarda ben ,en çok;
okumak için evden ayrılıp, başka yerlerde yaşayan  çocuklarımı özlüyorum.
özlem kelimesi ,benim için ,sadece onlara duyduğum özlemi ifade ediyor.
başka özlemini duyduğum hiç bir şey yok..
bunun için şükretmeliyim.
çünkü özlem acı verebilir,
her gün kalbinizi burabilir,
anı kaçırmanıza sebep olabilir.

özlemlerinizin son bulduğu günler dilerim.

(meydanokuma6) 🎶en sevilen müzik parçaları..

Bugün liste günü.Şöyle bir düşün ve tekrar tekrar dinlemekten vazgeçmekten 7 şarkılık bir liste hazırla?

Bir zamanlar plakçı/kasetçi dükkanları hemen her çarşının olmazsa olmazı idi.
Bu dükkanlarda ünlü ünsüz bir çok şarkıcının kaset ve plakları satılırdı. Bunun dışında kendi hazırladığınız ,sevdiğiniz şarkılar listesini de bu plakçı dükkanlarında boş kasetlere doldurtur, kendi beğeninize göre kendi kasetinizi hazırlatır, dinlerdiniz.
Hey gidi hey!
Bu liste işi bana bir zamanlar doldurulan karışık kasetleri hatırlattı.
Tam anlamıyla karışık bir liste hazırladım.
Tangodan türküye, yabancıdan Türkçe'ye işte benim 7 şarkılık
en sevdiğim şarkılardan(bazıları) oluşan listem;

*🎼 Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da (sahiden de yağıyor bu sabah)
   (Mazfar-Fuat-Özkan)
* 🎼Zalım
  (Ceylan Ertem)
*🎼Alta Gracıa
 (Oscar Harrıs)
*🎼 Evvelim Sen Oldun
 (Neşet Ertaş)
*🎼Sevdim Bir Genç Kadını
 (Esin Engin)
*🎼Unuturum Elbet
(Rafet El Roman-Derya)
ve assolistim
*🎼🎼Beklenen Şarkı
(Zeki Müren)

Kulaklarımız müzik sesi ile dolsun bu gün..
Çünkü müzik mutluluk kaynaklarındandır..

(meydanokuma5) İlham kaynağım benim..

-sana ilham veren şeylerden bahset, belki başkalarına da ilham kaynağı olur?
güneşli bir şubat günü ..


İlham ne demek, önce bunu ifade edeyim. İlham kendi dışımızdan gelen, çeşitli etkiler, algılamalar sonucu kalbimizin/gönlümüzün verdiği tepkilerle doğan şeylerdir.Etrafımızdan gördüklerimizden esinlenmektir.
Gördüğümüz bir çiçek ya da kokusu, herhangi bir insan, küçük/büyük herhangi bir canlı varlık, aldığımız bir nefes , bulunduğumuz mekan gibi bir çok şey yazmak isteğimizi tetikleyip bize ilham verebilir.

Bir kelime duyarsınız, alır başını bir hikaye olur.
Burnunuza bir koku dokunur, önden yaşlı bir teyze yürür, topal bir kedi görürsünüz, kurumuş bir çiçek düşer önünüze ya da çöpçü dertli dertli yerleri süpürür size ilham olur.
Yan masada laflıyorlardır, kulak misafiri olursunuz,ilham olur.
Etrafımızda her şey bize ilham kaynağıdır.
Birde en çok sabahın erken saatleri ilham kaynağıdır.
Henüz yeni uyanan ben ve yeni aydınlanan sabah.
Sessiz, dingin..
İlham gelecekse bana mutlaka sabah gelecektir.

Etrafınızın ilham verenlerle dolmasını diliyorum ve bu günlük yazımı da noktalıyorum..

(meydanokuma4)🚶 havalar nasıl olursa olsun, yürü..


🚶Hava nasıl olursa olsun, yürüyüşe çık bugün.Gözüne ne güzel göründüyse birkaç fotoğraf da çek, anlat bakalım neler oldu?

Bu sabah yürüyüş yapmak için harika bir gün.Yaklaşık iki  ya da üç haftadır evden pek sık çıkamıyorum. Biraz bahane yaratıyorum, belli bir sebep yok aslında, sadece üşengeçlikten. Kapıdan çıkar çıkmaz ;'ne iyi etmişim,''diyorum. Güneşli ,sanki bahar havası. Asfalt ıslak gibi ,koyu bir lacivert görünüyor.Kaldırım kenarlarında su birikintileri var, sanırım bahçeyi yıkamışlar .
 Karşı kaldırım kenarındaki,boyandığı hacı yeşili rengi yer yer solmuş, boyası dökülmüş metal korunağın içindeki beş çöp konteynırını ,çöpçüler temizliyor. Çöp kutuları dolu, etraftan saklanması, güzel görünmesi için yapılan metal korunağın üzeri ve arka tarafı, ayrıca dolu.
Kuşlar için ekmek kırıntıları verilir benim bildiğim ama maşallah herkes naylon poşetlerle çıkılar yapıp, bütün bütün ekmekleri bırakıvermişler çöp kenarına. Kimi de yere koymayınca israf günah olmuyormuş gibi,  hacı yeşil rengi metal korunağın üzerine koymuş naylon içinde ekmekleri.
Çöpün arkasında da kasapların köpükten yassı kutuları mı istersiniz, yoğurt kapları mı istersiniz, ne arasanız ,sulu susuz yemek artıkları var. Yoldan görünmesin diye, çöpün ardına rast gele atılmış.
Bunlar, niye yaptığımızı anlayamadığım alışkanlıklarımızdan. Bu civarda küçük-büyükbaş hayvan besiciliği ,yıllar yıllar evvelinde kaldı, kim alacak o naylon torbalarda bayatlamış, küflenmiş ekmekleri..Yazık/ günah diye, çöpe atmaya kıyamadınız , naylon poşetle çöp kenarına bırakınca, yazık/günah olmuyor mu?
Sokak hayvanları için bırakılan yemek artıkları da öyle..Gelişigüzel bırakılmış,
ne olduğu belli olmayan, kokmuş yemek artıkları.. Çöp almaya gelen görevliler de sadece konteynırları boşaltıp, etrafını her zaman temizlemiyorlar. Haftada,
ayda, artık ne zaman sıra gelirse.. Neyse şimdi belediye seçimleri üzeri, belki
biraz daha sık temizlerler etrafı..

Bu görüntüye takılıp kalmadan yürümeye devam ettim.Benim yürüyüş etrafı kolaçan etme hatta bazen teftişe çıkmış bir hale dönüşüyor. Şurası niye böyle,
buraya bunu niye yapmışlar, falan diye, fazlaca gözlem yapıyorum.
Mesela sahile gitmek için her sefer geçtiğimiz eski tren yolu, yeni Marmaray alt geçidini merakla inceliyoruz.Baya bitti, ışıklı tabelalar falan hazır, yürüyen merdivenler takılı.Bir an önce açılsın artık, güzel olacak .

açılmasını dörtgözle beklediğimiz banliyö
yeni adıyla Marmaray.(çok az kaldı gibi tabelalar yanıyor🎆)

Neyse ki sahilimiz ve mavi denizimiz ,karşıda Büyük Ada, ilerisinde Heybeli,
sükunete erdiriyor beni.

Ohh be!
ne güzel şu memleketim,
dedirtiyor..
Mavi deniz,mavi gökyüzü, tarif edilemez ıslak yosunların kokuları ile karışık gündüz yakamozları , içinizi ferahlatmaya yetiyor..


iyi ki yürümüşüz...

(meydanokuma3) 🍲bu gün ne pişirsem ?

🍝bazı evlerde hep pişen bir yemek vardır.pişirmekten vazgeçemediğin bir tarif var mı?🍲

Yemesini çok sevdiğim/iz ,pişirmekten de vazgeçmediğim bir iki yemek var.Bunlardan biri; her mevsim bıkmadan usanmadan pişirdiğim anneanne, bizim ünleme şeklimizle ''anane çorbası'' .
Bu çorbayı ilk anneannemde ne zaman içtiğimi hatırlamıyorum lakin torunlarına sık sık pişirdiği bu çorba ,anneannemden ,kızlarına, kızlarından biz torunlara geçti.  Belki kısmet olursa bende torunlarıma pişiririm.(Hayaller burada dursun)
İçerisinde besin değeri olarak faydalı bir çok ürün var.Mevsimine göre de ana malzemelerin yanına ,farklı şeyler katabiliyorsunuz ki aşağıdaki tarifte anneannemin tarifine ilave,(pırasa ve kereviz sapı,zerdeçal ) benim eklediğim malzemeler var.Mevsimine göre ilave edebileceklerinizle, yaz-kış sofraya getirebileceğiniz bir çorba anane çorbası.
Anane Çorbasının malzemelerine gelecek olursak;
(yaklaşık5-6 kişilik)
🍲-5 çorba kaşığı kırmızı mercimek,
🍲-2 çorba kaşığı pirinç,
🍲-1 küçük patates(çok minik küp doğranmış)
🍲-1 küçük havuç(çok minik küp doğranmış)
🍲-2-3 biber(mevsimine göre çarliston, sivri,)
🍲-Domates(kış aylarında yerine domates salçası)
🍲-1 kuru soğan(Doğranmadan pişme esnasında içerisine atılacak)
🍲-Et ya da tavuk suyu (yoksa içme suyu)7-8 bardak kadar.
🍲-1 çorba kaşığı tereyağ,2 çorba kaşığı zeytinyağ,
🍲-Bir küçük pırasa  ya da kereviz sapı( Kış ayları ise ve çok ufak doğranış)
🍲tuz, karabiber /bu aralar her yemekte kullandığım zerdeçal/
🍲 -ve olmazsa olmaz piştikten hemen sonra üzerine atılan ince kıyılmış
maydanoz...

Tencerenize önce yağınızı(tereyağ-sıvıyağ tercih size bağlı) koyup eritiyorsunuz.
Sonra kabukları soyulup küçük doğranmış domatesler(kış aylarında salça) kızgın yağla şöyle bir çevriliyor.İçerisine sivri/çarliston biberler katılıyor(Kışsa yine ufacık doğranmış pırasada ilave). Yıkanan mercimek, pirinç, patates, havuçlarda ilave edilip ,yedi sekiz bardak kadar su/et/tavuk suyu katılıyor. Bir küçük soğan da kaynamaya başlayacak olan çorbaya ,aromasını vermek üzere ,bütün olarak atılıyor.Tuz ,karabiber,(zerdeçal) arzu edilen miktarda serpiliyor.Arada sırada karıştırarak ,mercimek ve pirinçler helmelenene kadar pişiriliyor. Pişmeye yakın üzerine ,ince kıyılan maydanozlar serpilip ,bir iki taşım daha kaynatıp ocaktan alınıyor.
Not;
Bu çorbanın, limon sıkılarak yenilmesi tavsiye olunur.


(meydanokuma2) 🎂Doğum gününde ne alsam?


Şehriye teyzeyle konuşuyoruz geçen gün.Torunun doğum günüymüş, ne alsam acaba diye ,düşünüyor. Kız torununa çok düşkün, çok seviyor ,kızının kızını.(Bu arada evlat/torun sevgisinde ayrımcılığa karşı olduğumu belirteyim) Küçük yaşta doğurduğu kızıyla beraber büyümüş, tam anlamamış anneliği de torun ile yeniden yaşıyor gibi.

-Benim küçükken hiç doğum günüm kutlanmadı, deyince şöyle yüreğime bir sızı oturdu.

-Ana baba bilmez öyle şeyler bilse de bağ bahçe işleri falan fırsat gelmez.  Babası memur olan zengin arkadaşların evlerindeki doğum günlerine giderdik, ay ne güzel süslü evler, kekler, poğacalar limonata ,gazoz.Pek hoşumuza giderdi.
Alabildiğimiz en güzel hediye *kitap yada kalem kutusuydu .Parlak kağıtla kaplardık. Şimdi öyle çok şey var ki gençler o kadar büyük dünyalar görüyor ki, ne alsak mutlu olmazlar gibi geliyor.

-Yok canım öyle deme , genç onlar ,mutlu olacakları bir çok şeyden birini seçersin.*Giysiden kitaba, elektronik eşyalara, konser bileti, takılar,spor ayakkabılar, son moda beyaz botlar,sıcacık el örgüsü kaşkol ya da kazak mesela..
-Aman geçen sene ördüm *kaşkol, kazak el örmesi beğenmiyor anacım, hem kalıcı bir şey olsun diyorum.
-O zaman değerli *bir çift küpe ya da bileklik.Yarın  çarşıdaki kuyumcuya uğrayalım istersen.
-Aldım ben onlardan ,aman kutlamalar hiç bitmiyor, sadece doğum günü değil ki mezuniyetiydi, sınıf geçmesiydi.Gerçi bazen beğenmeyip takmıyor ama ilerde hatıra deyip beni anar.

-oo ne şanslı kız anneanne yağdırıyor hediyeleri demekki.
-canım o benim ya , bilirsin çok akıllı çok güzel kızım maşallah , iyi yazılar versin allahım.
-Geleceğine yatırım yap o zaman Şehriye teyzecim.Şimdi *Bireysel emeklilik sistemleri var,* sağlık sigortaları var ne bileyim. Her ay ne kadar istersen o kadar ödeniyor hem.

-Bunu yaptırmak lazım ama hediye diye beğenmez bakarsın ,ama iyi fikir bu bak,düşüncem bunu.

-*Çeşitli atölyeler var, onlara yazdır.Tiyatro falan seviyor diyorsun,iyi olur hem eğlenir hem eğitim alır, araştıralım istersen.

-Bak bu iyi fikir kızcem , afferin sana..akıl almakta fayda varmış.

Kahvelerimizi içerken kıyamadım, hiç doğum günü kutlamamış olmasına
içim buruldu.Unutmayayım da doğum gününü kutlayayım bu sene, dedim içimden;
Sordum;
-Hadi torunu hallettik ya sen ne istersin senin doğum günün olsa ?

Bilemedi, şöyle bir düşündü önce;

- Ben aslında kışın doğmuşum yaz sıcağında ancak yazdırmışlar nüfusa.
Hiç de kutlamadım doğum günü.Alışkın değil çocuklarda arada bir kaç kere
hediye falan alıp geldiler gerçi ama hoşlanmıyorum diye vazgeçtiler. Öyle pek bir şey istemem *bir demet mimoza ağacı çiçeklerinden getirseler ,şimdi tam zamanı. Her yer mis koksun ,kış ortasında bahar gelsin sanki.  Toplaşsın çoluk çocuk *meyveli bir de pasta alsınlar yeter,
diye nazlandı.

-Canım o tamam da ,maddi değeri olan bir şey olsa, ne istersin ağızlar böyle söyler de gönüller başka şeyler geçirebilir, değil mi ama.. Ne gerek vardı, ne zahmet ettiniz, gibi beylik laflar edip ,için için bayılacağın , ne alınsın?

azıcık düşündü..

-Kızcem şöyle bir* hafta on günlük bir termal otele götürseler, oo sıcacık kemiklerim bayram etse, temiz hava, yürüyüş ,ay ne güzel olur , deyip yüzüne sanki gitmişcesine bir nurlanma geldi.
               Göz göze gelince makaraları beraberce koyverdik..
                                       🎁🎁🎁🎁🎁
Bu günkü meydan okuma sorusu/konusu;
-Düşün ki bugün doğum günün, sana ne alınsa mutlu olursun?Şöyle güzel bir hediye listesi yapsana?

Ben de bir Şehriye teyze muhabbeti ile birlikte ,yazımın arasına aklıma gelen doğum günü hediyelerini , gençlere, gönlü gençlere göre listeledim.
Hediye almak güzel ,kendi adıma çok önem verdiğimi söyleyemem. Güzel renkleri ile beni mutlu edecek *orkide severim benim için güzel bir hediyedir. Bir de doğum günümde yalnız olmak istemem,sevdiklerim olsun,
o günüm mutlu sağlıklı geçsin yeter.

🎂Bu yazıyı okuduğunda doğum günü olan herkese,
mutlu yaşlar diliyorum.

bugün ilk günüm..


yok canım işte falan değil, emeklilikte de değil, blog da hiç değil.

 Ezgi 'nin  28 günlük meydan okumasına katılmaya karar verdim,onda ilk günüm. Sağolsun her güne bir ödev biçmiş, yazı ödevi ,varım dedim başladım

🎈*İlk gün bir giriş yazısı yazılacak ,bu meydan okumaya neden dahil olunduğu ile ilgili.🎈
** Diğer soru ve konuları şöyle bir gözden geçirdim, incelemeden, üstün körü.
Her yazdığımdan bir sonraki sürpriz olsun kendime.Zor gelirse sonrakinden devam ederim belki de her soruyu yaparım. Yazılarımı her zamanki gibi bazen içimden geldiği şekilde bazen ayarlamalar, kurgular,planlamalarla yazabilirim.
Genelde her gün yazı yazmak için kullandığım 6 dakika kuralı ile de yazabilirim ki en sevdiğim şekildir kendisi.Yeşim Cimcöz'ün Yazarak Hafifleyin kitabından edindim bu alışkanlık haline gelmekte olan yazı şeklini. Bir kelime ile başlıyorsunuz iç dökme halini alabiliyor bazen, bazen hayallere kadar uzanıyor.
🎂neden dahil oldum, tek sebep her gün ,blog için bir yazı yazmak.
    bu kadar...
hadi bakalım, yağmurlu mu yağmurlu ,ıpsılak İstanbul sabahından günaydın,
çaylar gelsin...