dünkü yarışma ve bugünkü pazar
hadi bakalım..
Bir sene öncesinden bizim buralardan enstantane bir video dursun burada..
Yürüyüş yapmayı özlediğim doğrudur. Seni tutan mı var? derseniz yok tabi. Kendimden başka:)
Karamsarlıktan uzak olsun bu haftasonu. Bir de Şarkı falı tuttum ,bu şarkı çıktı Zamanımıza pek de uygun oldu doğrusu..
Laf ı Güzaf
Sabah'' tınn tınn ''gelen mesajla açıldı gözlerim. Hayırdır dedim, sabah sabah. Meğer Valilik özel araçlarla dışarı çıkışı yasaklamış. Belediyede bize mesajla iletiyor.Trafik felç olmuştu dün gece ,o kadar çok kar yağışı aldı ki yollar kapandı. İnsanlar mahsur kaldı. Haberlerde izledik. Tabi bu niye dün geceden alınmış bir karar değil , anlaşılamadı!
İstanbul'da kar demek ,cefa demek. Sefasını belki çocuklar sürüyordur, gerisi boş laf. Evinde oturup sıcak çayının tüten dumanını flulaştırılmış arka planda çekebilirsin, cam kenarında oturup dışarısını izleyebilirsin, sıkı sıkı giyip bürünüp karda yürüyüşe çıkabilirsin , selfiler çekersin. Kar yağışının romantizmini yaşayabilirsin.
Evine ulaşabilirsen!
İstanbul'un yağmuru sorun, kar yağışı sorun, lodosu sorun, sis sorun. Yani öyle sanıyoruz. Gerçekte ne İstanbul sorunlu ne de olması muhtemel , içinde yaşadığımız dünyanın gayet normal hava durumları, kar ,yağmur, sis tabiatın devinimleri, adı üzerinde ''doğal olaylar, doğa olayları''
Sorun; tedbir almayan/alamayan, her seferinde insanlara mağduriyet yaratan insanların bizzat kendileri. Kim yönetiyorsa şansınıza, o ya da bu, fark etmiyor. Bu kaçıncı kar ve kaçıncı çile.
Çile bülbülüm çile..
Herkese güzel günler..
neydi ,ne oldu?
bu günlük..
İstanbul'a kar gelecek dediler ,çarşamba günü, gelmedi. Yere düşmeden salına salına biraz atıştırdı sadece. Soğuk dersen ; o keskin nemli, insanı çarpan soğuğu var. Bu sabah güneş açmış,adalardaki evlerin camlarına öyle bir vurup parlatmış ki alev parçası gibi görünüyor bizim sahilden. Gökyüzünde pamuk şeker rengi bulut parçaları, iç açıcı bir gün olacak, umarım.
Korona salgını almış başını gidiyor, hiç dışarısı çıkasım gelmiyor sırf bu nedenle. Evladımın ev arkadaşı ,3. aşıyı yeni olduğu halde ,kendini iyi hissetmeyince yaptırdığı test ile ikinci kez korona pozitif olup karantinaya girdi. Moral bozucu haberler. Salgın almış başını giderken Sağlık Bakanlığı yeni kararlar açıkladı.Sosyal medyada birileri özet çıkarmış bu kararlardan;
Eve kapanmak bu aralar daha doğru gibi, zorunlu işler dışında tabii.Bir de soğuğun katkısıyla zaten ev beni iyice çekiyor, evcimen ruhum iyice kendini ortaya döküyor. Kitaptan ,elişine, yemekten,youtube a derken hoop bakıyorsun akşam olmuş. Yürüyüşü bile ihmal ettim, bu fena kısmı.
Ama bugün bedensel tembelliğe son verip bu güneşin soğuk soğuk baktığı günde biraz yürüyüş yapılacak, sahil olmasa bile mahalle çarşısı turlanacak. Bir de kek pişireyim diyorum. Mandalinalı falan. Tavsiyeler üzerine başladığım MAİD dizisinin de iki bölümü kaldı, o da bitsin artık.
Hoşça kalın..
tatlı tatlı
bir hafta biterken..
Sağımız solumuz her yanımız yine pozitif çıkıp hasta olan kişilerle dolu. Bir de test yaptırmaktan korkup, öyle böyle hastalığı geçirenler var ki belki de gripler belki omicron, bilemiyoruz. Geçen yolda yürürken yanımdan geçen bir hanımkız, telefonda ısrar kıyamet birilerini davet ediyor; mutlaka gelin, bak bekliyoruz , falan diye. Yanımdan geçti gitti. Dedim şöyle illa gelin, mutlaka bekliyoruz diye tereddütsüz epeydir kimseleri çağıramadım ben :( Zaten ufacık bir aileyiz, onlar dışında hep bir acabalı gezmeler ,ya kaparsaklı görüşmeler falan.
Neyse bakalım bu sene bitecek gidecek pandemi ,diyorlar, muhtelif bilim adamları. Olumluya inanmaktan yanayım.
İşte yine evlere kapandık diye, kendimizi dizilere sarmış halde bulduk biz sevgili bey ile;
HELLBOUND (1 sezon)
Bilinmeyen bir zamanda geçiyor.. Zebanilerle dolu, korkutucu)EMİLY İN PARİS(2 sezon)
Paris'te geçiyor.. (Lüks ve Paris ve aşk)THE SILENT SEA (1 sezon)
Ay'da geçiyor... ( Ayda su varmış meğer ama içilmez su,maalesef)Bir yandan oturup dizi izlerken boş durmadım tabii ki. İki günde örülüp bitecek bir bere bu. Eldiveni de var,ona başladım şimdi. Dizi izlerken el işliyor, iyi oluyor.
hoşbulduk.
Yeni yıl, yeni hafta. Bakın şimdi bunu yazdık ya hop bir bakarsın koca yıl bitmiş. Çocuklar küçükken, yarıyıl ya da yaz tatiline girdiklerinde havalara uçarlar, çocukluğun upuzun günlerine ,oyuna ,sokağa çıkmalara, arkadaşlarına hayallenirlerdi.
Oyunbozan anne durur mu?;
-'' aman vaktinizi iyi değerlendirin göz açıp kapayana geçer bu tatil'' ,diyeceğim tutardı. Bizim hazır cevaplar durur mu peki?Asla. Biraz küskün ,biraz kırgın, gözlerini açıp açıp kapatır,
-'' geçmedi bak, hani geçerdi geçmedi işte ,geçmedi ..''diye dönenirlerdi oyunbozan annenin etrafında. Tabi sonunda ,oyunbozanlığı kenara koyup,sarılıp şapur şupur, koklaya koklaya öpen bir ana oluverirdim.
(Şimdi yanında bulda sarıl yanaklarına. Sitemkar oldum,geçelim bunu)
Bir ara yağsa da ,parçalı bulutlu lodosun ısıttığı bir İstanbul yeni yıl haftasına başladık. Bir gece rahat ettikten sonra daha sabahına zam zam zam diyen haberlere kulak tıkayıp, iki gün Cem Yılmaz'dı Yılmaz Erdoğan 'dı ,Ata Demirer 'di Güldür Güldür 'dü , Maske Kimsin Sen yarışmasıydı, O Ses Türkiye'ydi, Şarkılar Bizi Söylerdi gibi gibi ne kadar komedi ve eğlence programı varsa izleyip bünyeyi neşe ve kahkaha, şarkı türkü ile doldurduk.
Şimdi esas soru bu bizi ne kadar idare edecek?
Kim bilir?