mutlu yıllaaarr..

 
31 Aralık 2015 ,
dışarıda kar yağıyor, İstanbul yeniyılı beyaz ve soğuk karşılıyor.
Çok şükür evimizdeyiz, sıcaktayız,
bol tarçınlı sahlepte bize eşlik ediyor. 
 
 
ve aklıma bir zamanlar bayramlarda, yeni yıllarda birbirimize
gönderdiğimiz, pekçok şeyde olduğu gibi artık değerini kaybeden, birer anı olarak
kalan kartpostallar geldi. Günler öncesinden kartpostalların
satıldığı tezgahlar kurulur,oradan çeşit çeşit kartlar alınır, arkalarına özenle kutlama
mesajları yazılır, dostlara ailelere gönderilirdi.
Nereden aklıma düştüyse.
Bu karlı İstanbul gecesinde
bu kartpostalda, postane yoluyla değil ama bu post vasıtasıyla,
  benden blog komşularıma gitsin;
Hepimize mutlu yıllar diliyor,
kocaman sevgiler gönderiyorum...
                                                   
 
 
 

 
 

fırında yayılan kurabiye aşkına

çok tatlıcı olmasam da canım kurabiye çekmiş,
tarif de kafama yatmış, malzemeler var,
sadece margarin kullanılmış ben tereyağla yaptım.

mis gibi koktu kokmasına
amanın bir de yayıldı bir de yayıldı
handiyse kurabiye yerine tepsiye döşeli kek oldu;
bende fırına yuvarlak girip dümdüz çıkan kurabiyemsi keki
bıçakla karelere böldüm ,
böylece  kurabiye tarifiyle
kek gibi yayılıp
börek gibi kesilen
tadı büsküvi gibi bir tarifim oldu.


Yazar mıyım yazmam , denersiniz falan:))
Ama tadı da çok güzel oldu yaa..
kıyır kıyır,
kesin fırın sıcaklığını ayarlayamadım ya da unu az geldi...

Ispanaklı Dilber Böreği




Günaydın ,devirdiğimiz koskoca bir 2015 senesinin son haftasına,
son pazartesine girme şansına sahip olanlardanız,
Bu tarifimi 2012 yılında yayınlamışım , dedim sabah çayın yanına iyi gider,
sıcak sıcak, 2015 yılında  son pazartesi bir börek tarifi vereyim;

Ben Ispanaklı içi çiğden hazırlıyorum;
*2 baş soğanı ince ince doğrayıp,sararıncaya kadar kavuruyorum,
*Ayıklanıp yıkanmış ıspanak yapraklarını incecik doğrayıp, bir miktar şeker ve tuzla oğarak ,suyunu sıkıp,kavrulmuş soğanlarla harmanlıyorum,1-2 kez çevirip, tuz karabiber ilave ederek, ocaktan alıyorum.

Böreğin hamuru için gerekli olanlar;
*250 gr.margarin(yarısını da kullanbilirsiniz,ben öyle yaptım)
*4,5 su bardağı un
*3 çorba kaşığı yoğurt,
*1 çorba kaşığı sirke,
*3 çorba kaşığı zeytinyağ,
*2 çay kaşığı tuz,
*1 bardak su

-Unumuzu eleyip,ortasına yoğurt,sirke,zeytinyağ,tuzumuzu koyup karıştırarak,yavaş sulandırıp unla güzel bir hamur yapıp iyice özleştirelim. Sonra üzerine nemli bir bez kapatıp,
dolapta 15 dakika kadar bekletelim.
-Merdane yardımıyla  20-30 cm açacağımız hamurun ortasına margarini koyup,
bohça gibi kapatalım sadece uzunlamasına 35-40 cm kadar açalım , kitap gibi kapatarak,
üzerine  yine bir bez örtüp, dolapta 15-20 dakika bekletelim.

-Bu şekilde dolaptan çıkarıp tekrar uzunlamasına açıp,kitap gibi kapatma işlemini 4 kez yapalım.
En son hamuru oklava ile ince olarak açalım ve ufak dikdörtgenler halinde keserek,
ıspanaklı harçlarını koyarak böreklerimizi hazırlayalım ve fırında kızarana
kadar güzelce pişirelim.
Bu böreğin iç malzemesinde peynir de kullanabilirsiniz.

Biraz uğraştırsa da nefis börekler ,emeğinize değecektir.

Ağız tadıyla,
herkesin güzel günler görebilmesi dileğiyle,
güzel bir hafta olsun.

NADİDE HAYAT

 
Çağan Irmak'ın ''Nadide Hayat'' filmini hafta sonu için
tercihlerinizin arasına alabilirsiniz.
''Analı kızlı'' seans yapıp annemle birlikte izledik ,50 li yaşlarda dul kalana Nadide'nin
boşluğa düşüp kurstan kursa koşup ne yapacağını bilemediği hallerini;
En son diğer yaşıtları gibi umre ziyaretleri yapıp torununa bakmasına  tam da karar
verilmişken


Nadide uyanıyor ve

 yarım kalan rüyasının peşine takılıp kendi yolunu çizmeye ,
30 yıl önce kaldığı yerden devam ediyor.
Filmde what's up sahnesinde gülmekten gözümden yaş gelirken :))
Çağan Irmak yine finalde de hüzünlendirip ,gözlerimizi nemlendirmeyi,
bir iki damla yaş akıttırmayı ihmal etmemiş..
Çok güzel bir film , hem yaza hasret giderip, hem kendi yaşamınızdan
kesitler bulup, hem de Demet Akbağ ve Yetkin Dikinciler gibi
iki usta oyuncuyu zevkle  izlersiniz.

Güzel bir hafta sonu diliyorum,
rüyalarınızı unutmayın yaşınız 50 de olsa...


Not düşmek adına; Cinemaxımum Maltepe temizliğe dikkat etmeğe başlamış artık,
bilet fiyatları; 19,5 TL.

surat etmeden çalışsak ne güzel olur

İçeri girip numaramızı alıyoruz, 650.Uzun geniş bir lobi bir tarafta gişeler,
tam karşılarında camekanlı yarı bürolarda tek çalışan müşteri temsilcileri, etrafta bekleyen
az sayıda müşteri ve bizim numara hemen yanıyor :650.
Gişeye yanaşıp derdimizi söylüyoruz kızcağız bizi karşı cenaba yönlendireceğini söyleyince,
mühim ve dolambaçlı bir işimiz var herhalde diyoruz. Numaranızı yönlendirdim
diyince karşı tarafa geçip beklemeye başlıyoruz.

ekranın içine gömülmüş, önünde açık bir dosya , kapısız cam bir bölümde oturan
''Bireysel Müşteri Asistanı'' hanım kızımızın masasının önündeki camekanda
bir numaratör var.
Ona doğru dönük kırmızı bekleme koltuklarında sadece ben ve Ömer
bekliyoruz, bekliyoruz hala bekliyoruz..
bizi görmemezlikten gelerek önündeki işe devam edince,dayanamayarak
 yanaşıp;
-İşiniz uzun mu, numarötere basacak mısınız?
-Ekranda yapmam gereken işim var , bitince çağaracağım,
Basıyor E2
ay bu bizim değil, arka taraftan bir bayan koştura koştura gelip oturuyor.
Tam da o sırada bitişik nizam cam bölmenin diğer tarafındaki hanım kız,
topuklularla yürümekte zorlana zorlana gelip masasına oturuyor,
ve numaratöre basıyor;
650 
hah tamam.
yanına geçip daha isteğimizi söylememizle çekmecesinden bir form çıkartıp
bunu doldurup gişeye gideceksiniz,demesi bir oluyor.
Daha formu anlamadan kızcağızın yüzünü bile seçemeden bizi gişeye yönlendiren
numarötör yönlendirmesini yapıyor ki aynı anda karşı gişe de bizim
650
yine yanıyor.
Meğerse sadece bir form almak için keyiflerini  beklediğimiz
camekanlı ''Bireysel Müşteri Asitanı''ndan Gişedeki 650 numaraya koşturuyoruz
ki biz gidene kadar orada da;
651 yanıyor da  yaşlı bir beyamca atik davranıp
yerini alıyor bile gişede..
Ayy biz bunların hızına yetişemeyeceğiz.
Mecburen bekliyoruz .
Neyseki suratsız ''Bireysel Müşteri Asistan'' larından sonra gişedeki hanımkızımız
bizim işlemimizi (sanırım karşı taraftaki ''Bireysel Müşteri Asistanlar'' nında işini)
güler yüzüyle tamamlıyor, gereken açıklamaları ayrıntısıyla yapıyor
''OGS'' mizin yenisini bize teslim edip bizi  Banka'dan uğurluyor.




çörekotlu tuzlu kurabiye (atıştırmalık)


*100 gr tereyağ,
*1 çay bardağı zeytinyağ,
*3 su bardağı un,
*1 yumurta(akı hamura sarısı üzerine)
*2 tatlı kaşığı çörekotu,
*1 tatlı kaşığı mahlep,
*1 çorba kaşığı sirke,
*2 çay kaşığı tuz,
*2 çorba kaşığı toz şeker,
*1/2 pkt kabartma tozu,

Tüm malzemeler ile hamur yoğurulup, cevizden ufak parçalar halinde minik misket
kurabiyeler şekillendirilir.
Üzerine yumurta sarısı sürülüp orta ısılı fırında pişirilir.
 
 
her daim mutfakta bir kavanozda bu tip atıştırmalıkların olması , çayın yanına eşlik etmesi
açısından iyi oluyor..

Güzel günler....

karakız keki


keki için;
*125 gr tereyağ(eritilip soğutulmuş)
*4 yumurta,(oda ısısında)
*1 su bardağı toz şeker,
*1,5 su bardağı un,
*1 pkt kabartm tozu
*2 çorba kaşığı kakao , lazım.
4 yumurta ve 1 su bardağı toz şekeri iyice çırpacağız ,
sonra eritilmiş tereyağ, içine kakao ve kabartma tozu elenmiş unu ilave edip,
kekimizi hazırlayacağız.
Fırında 20-30 dakika pişireceğiz.

Şerbeti için;
*2 su bardağı su,
*1 su bardağı toz şeker,lazım.
Soğuyan kekimize sıcak şerbetimizi vereceğiz.

Kreması için;
*2 çorba kaşığı pirincunu,
*2 çorba kaşığı un,
*1 bardak toz şeker,
*1 pkt vanilya.
*1 lt süt, lazım..
2 şer çorba kaşığı pirinçunu ve un ile 1 su bardağı tozşekeri karıştırıp,
1 lt sütü azar azar karıştıra karıştıra ilave edip, ocağın altını kısık tutarak,
muhallebimizi pişireceğiz.
Şerbetini iyice çeken ılık kekin üzerine , kremamızı yayıp,
üzerine bol kakao ile kaplayacağız.
 
 
ağız tadıyla.....

Sabah Masalı( nostaljik pazartesi)

Yılbaşına sayılı günler kala bir nostaljik pazartesi sabahından günaydın, bu hafta ufak
tefek hediyeler almalıyım. Hediye seçimi konusunda zorlanan biriyim, aklımda bir şey
yoksa mağazaları dolaşıp ,bana alsalar güzel olurdu, dediğim şeylerden seçmeye çalışırım.
Sanırım herkesin herşeye ulaşabilme olanağı olduğundan hediyelerin eskisi kadar cazibesi
kaldı mı , bilemiyorum. Düşünsenize hediye alıyorsunuz,
hemen içine ''değiştirme kartı'' koyuyorlar. Hani kıyafet falan olunca
eskiden siz talep ederdiniz acaba değiştirilebilir mi olmazsa diye,
şimdi kalem alsanız değiştirme kartı sokuşturuyorlar pakete. Zaten çoğu mağaza kasasında
değiştirme kartı ile gelmiş bir sürü insanla da karşılaşıyoruz. Manasız geliyor bu nedenle,
ben aldım ama sen git değiştir işte beğenmediysen gibi bir tavır
bana hem hediye veren hem de hediye alan açısından ,
olayın baştansavma bir hal olmasına neden olmuş gibi hissettiriyor.
 
Uzun girizgahtan sonra ,gelelim nostaljik pazartesi yazısına;
çocuklarımın henüz lisede olduğu ,ergenlikle boğuştuğum yılları,bir 29 Ekim.
ve yazının altında şu an bazıları bloğunu kapatıp gitmiş komşularımın yorumları;
''
29.10.2012
Dün gece Cumhuriyet Bayramımızı Bağdat Caddesinde binlerle beraber çoşkuyla bir kez daha kutladık.
Çok kalabalıktı çoook.Çoluk çocuk,yaşlı genç,okullar,dernekler cadde halkı doluydu.
Yorulduğumuzu anlamadık.
Ancak gece ;sabaha kadar ,yağmurlu lodoslu, uğul uğul öten ,panjurları birbirine geçiren bir son yaptı.
Sabah ise gri dalgalar,dokunuverecekmişsin gibi yaklaşan adalar tam bir Lodos sabahı...
Bende;
*Tost ekmeklerinin iki yüzlerine tereyağ sürdüm,
*Üzerlerine birer dilim salam,
*Beyazları tavada hafif pişirilmiş yumurtayı bir spatula yardımıyla üzerine koyup,sarısıda kızgın fırında pişene kadar tutarak hazırladığım ''Fırında Salamlı Yumurta''

yanında demli bir çayla güne başlamak istedim.

Çocuklar okulun yolunu tuttu. Bugün annemlerde yazlıktan kesin dönüş yapıyor, kısmetse,yolları açık olsun..Ayvalık'ı da seller götürmüş dün gece ,gökgürültülü ve sağanak varmış..Cumhuriyet yürüyüşünü arabalarla konvoy halinde yapmışlar. Akşam yemekte bendeler,
onun için benim mutfak işim var bugün.
Sabah muhabbeti bu kadar olsun ,herkese güzel bir gün dilerim.
                                                                                                          ''
ben de..
 

Mahlepli Çörek


 

*125 gr margarin( yumuşak)
*2 su bardağı toz şeker,
*3 yumurta,
*1 su bardağı yoğurt,
*3 su bardağı un,
*2 çorba kaşığı mahlep,
*1 paket kabartma tozu,
*1 yumurta sarısı(üzeri için)
*Çörekotu

Yumuşak margarin toz şekerle iyice karıştırılıp, 3 yumurta teker teker eklenip çırpılır.
Bir su bardağı yoğurt ilave edilir..
Elenmiş 3 su bardağı un 2 çorba kaşığı mahlep, kabartma tozu eklenir karışıma.
Küçük bir borcama  hamur karışımı yayılır, üzerine bir fırça yardımıyla
yumurta sarısı sürülür, bol çörek otu serpilir.
170-180 derece fırında kızarana kadar pişirilir.

mutfağı saracak o mahlep kokusu inanılmaz iştahlandırıcı, tadı nefis,
yumuşacık.
Bir dilim yetmeyecek;

ohh hava miss...


İstanbul'da Anadolu yakasında yaşayan bir İstanbullu olarak karşıya göre daha şanslı
olduğumu düşünüyorum. Henüz betonlaşma dönüşüm adı altında yeni başlasa da,
yine de sahilde Adalara karşı bir çay içebilmek arkanızda yükselen yeni yerleşim binalarının
''Ne olacak semtimizin hali'' modundan çıkarıyor kolayca.
Havalar öyle pırıl pırıl ki bu Aralık ayının 14 ünde, kendimizi evde tutabilmek zor.
Şöyle Tuzla taraflarına gittik dün yine böyle günlük güneşlik bir günde. Tuzla çocukluğum
dan beri yazlık bir semt havasındazaten,yeni de bir Marina kurdular şimdi bir de.
İçinde bir alışverişmerkezi, henüz inşaatı bitmemiş kocaman bir (roller coaster)
lunapark treni de olan oyun alanları, sinemalar, lokantalar var.
En güzel yanı açıkhavada su kenarında gezinerek alışveriş olanağı;
 

Ne kadar karşı çıksak dahi
artık AVM ler bir sosyal yaşam yeri olarak hayatımızda kabul gördü.
Ancak böyle açıkhavada olanlar benim için özellikle güzel havalarda tercih nedeni.
Baksanıza tertemiz su yolları yapmışlar, dükkanlar onun kenarında sıralı;
 Biraz yerlerin damarlı gri beyaz mermer olması,'' ay hamam mermeri mi bu '' dedirtse de,
bu havuzlar, olayı güzelleştirmiş
 Birde bu zeytin ağacı dikkatimi çekti. Burası denizin doldurularak kara haline getirildiği,
üzerine de bu marinanın ve dükkanların inşaa edildiği bir yer. Hatta bu fotoğrafı buldum,
Henüz doldurmaya yeni başladıklarında yine bir Tuzla gezisinde çekmişim 2014 kış başında;

 O zaman ortada görünmeyen bu zeytin ağacı nereden gelmiş ki;
Ege yöresinden getirmişler,  handiyse insanlara değil
ağaçlara da yerinde toprağında rahat yok,
100 yaşındaki bu ağaç da taaa nerelerden gelmiş,neyse ki yerini sevmiş her yerinden dal vermiş,
umarım burada da yaşamaya devam eder..
yerini yurdunu yadırgamaz..

Günümüz aydın ve güneşli olsun, her ne kadar olabiliyorsa...

nostaljik pazartesi

 
DuygusalZeka blogunun sahibesi EQ, eski paylaşımlarımızla ilgili
bir etkinlik başlatmış, bizde  geçmiş yemek tariflerimizle katılarak
eksik kalmayalım dedik:)) Sonuçta aynı yemekleri pişirip duruyoruz mutfaklarda..
her pazartesi eski paylaşımları yeni paylaşım yapabiliriz bizde.
 
(tam da demişken Blogger yeni bir gadget hazırlamış,'' öne çıkan yayın gadgetı''
ki o da içimizden çeşitli bloggerlarda ki bu çabayı hemen farketmiş anlaşılan) 
 
 
''
26.11.2013
Bu tarif geçtiğimiz Mart ayında kaybettiğim sevgili anneannemin.
Domateslerin o en kırmızı zamanları geçtiğinde, kırçıllı yeşil sert domateslerle
 onun deyimiyle ''turşu zamanında'' pişirdiği bu yemek tam bir sonbahar yemeği.

Tarif anneannemden , 
pişirmek annemin elinden,
bu seferlik yemek:) ve tarifi sizlerle paylaşmak benim elimden.


*1 kilo kırçıllı yeşil domates
*1 tane kırmızı domates,
*2 kuru soğan,
*3-4 yeşil sivri biber,
*4-5 diş sarımsak,
*3 çorba kaşığı pirinç,
*bir tutam maydanoz,
*2 kesme şeker,
*tuz
*zeytinyağ..

--Soğanlar yarımay şeklinde ince ince doğranır, sarımsaklar bütün bırakılır.
--Zeytinyağda soğanlar  ,biberler kavrulur.
--Sarmısaklar ilave edilir.
--İri kesilmiş domatesler katılır, şöyle bir karıştırılır.
--Pirinçler, kesme şeker, tuz ilave edilir.
--Çok çok az su ilavesiyle kısık ateşte pişmeye bırakılır.
--Pişmeye yakın kıyılmış maydanozlar ilave edilir...

                                                                  Afiyet olsun..

İstanbul'da günlük güneşlik bir gün bugün,
ben annemin arkadaş gününe katılacağım,
aşure pişirmedim ben bu sene anneciğimle teyzem pişirmiş ,
aynı zamanda aşureden de  yemeye gidiyorum efendim..
Güzel bir çarşamba günü olsun.  
                                                     ''

Bak o gün çarşambaymış , bu gün pazartesi, nostaljik pazartesi...

sebze ile de moda


Biz kadınlar böyleyiz işte neler de yaratıyoruz modaysa moda yemekse yemek
işte Sanatçı   Gretchen Roehrs    sebzelerle moda çizimlerini birleştirmiş,
görünce bayıldım bu çizimlere paylaşmadan geçemedim
mor lahana ve havuç favorim:))


ya bu savrulan etekleriyle brokoli ye


                                                 sportif yeşilbiberlere ne demeli...

bugün çocuklara ;

EVDE KUMPİR;

*4 adet patates haşlanır, küçük bir borcamda ezilir,
içine
*2 çorba kaşığı tereyağ,
*1 çorba kasesi kadar rendelenmiş kaşar peyniri,
*tuz ,karabiber konulur, karıştırılır.
*Fırına verilip, üzeri hafif kızarana kadar pişirilir.

*10-12 parça sosis küçük küçük doğranır, haşlanır,
*1 kutu garnitür ve 7-8 çorba kaşığı mayonez ile Amerikan salata hazırlanır.
Fırından aldığımız patatesin üzerine , sosislerimiz, mayonezli salatamız serilir,
üzeri ketçapla süslenir;

tabi siz patatesin üzerine istediğiniz malzemeyi koyabilirsiniz, biz evdeki malzemelerle
bunu hazırladık,
hem kolay, hem de lezzetli...
ağız tadıyla..

YAPILABİLİR MESELA...

hayat size güzel

(Bazen sabahın 6 sında çığlık çığlık bağıran martılara
''şıiiiişt susar mısınız biraz ya hu'' diyesim geliyor..
Tamam biz uyandık okul hazırlığı da size n'oluyor ,
kanatlarınız var,
bir yerden bir yere gitmek size güzel İstanbul'da
niye erkenden kalkıp çırpınıyorsunuz gavg gavg gavg, diye)

gün aydın olsun...benim gibi biraz asabi hallerdeyseniz ve
zor yemeklerle uğraşamak istemiyorsanız
kolay bir tarif;
PAZILI YUMURTA;
*2 adet kurusoğan, iri iri doğranır,
*4 çorba kaşığı kadar zeytinyağ ile sararıncaya kadar kavrulur,
*1 demet pazı yaprakları yıkanıp, ince ince doğranır,
soğanlara katılır iyice kavrulur..

*4 adet yumurta,(kişi adedine göre) yumurta kırılır.
(Ben bir tanesini çırpıp pazılarla iyice karıştırdım, sonra pazılarda açtığım yuvalara
diğer yumurtaları kırdım.)

Sonra da afiyetle yiyelim,
Ağız tadıyla...

bunlar işte bizim karşı damın sahipleri gaavg gaavg lar.
 

ne pişirsem diyenlere gelsin

LAHANA YEMEĞİ
 
Salı sallanır gelir, demişler  ama pazartesi gibi tez geldi bana.
Günaydınlar olsun, sallana sallana gelen salınız güzel olsun...
*Yarım beyaz lahana(kapuskalık)
*3/4 su bardağı bulgur,
*2 irice kurusoğan,
*1 adet havuç,
*250-300 gr kadar kıyma
*3 çorba kaşığı zeytinyağ,
*2 çorba kaşığı domates salçası,
*tuz, karabiber, kırmızıbiber(acı ya da tatlı biber olabilir)...

-Bir soğan küçük küçük doğranıp kıyma ile birlikte suyunu salıp tekrar çekene kadar
kavrulur ,2 kaşık domates salçası ilave edilir, tuzu ,karabiberi ,kırmızı biberi
ilave edilir..
-Onlar kavrulurken diğer kurusoğan yemeklik doğranır, 1 adet havuç kazınıp
halka halka kesilir, lahanalar,ince ince kıyılır.

-İncecik kesilmiş, lahanalar, kavrulan kıymanın üzerine serilir, üzerine,
kurusoğanlar serpiştirilir, havuçlar da onun üzerine konularak
tencerenin kapağı kapatılır, ocağın altı kısılır pişmeye bırakılır..
-Lahanalar yumuşayarak sönüp, suyunu bırakınca 1 su bardağına yakın
bulgur ilave edilip karıştırılır, lahananın suyuyla yine kısık ateşte
iyice pişene kadar beklenir.
-Altını kapattıktan sonra bir yarım saat demlendirilir sonra
ağız tadıyla
afiyetler olsun..

Not; yayvan bir tencere tercih edin.

günaydın

sabah  erkenden kalkanlara gelsin
benim için çay da olur kahve de...





not:resim int.alıntı.

en son ne seyrettim...

havalar soğuyunca yapılacak en güzel şey film seyretmek,
hayatı seyretmekten daha kolay..
Türkçesi ''Altınlı Kadın'' olan film her ne kadar yine mi
Yahudilerin uğradığı haksızlık dedirtse de,
Nazi dönemindeki sanat hırsızlıkları ve ''Portrait of Adele Bloch-Bauer''  
isimli tablo üzerinden gerçek bir hayat hikayesini senaryolaştırmış ,
iyi oyuncularla desteklenmiş bir film..

kremalı poğaça (peynirli)




*1 paket krema(200 ml)
*1/2 çay bardağı zeytinyağ,
*3 su bardağı un,
*1 çay kaşığı tuz,
*1 pkt kabartma tozu.
üzeri için;
*1 yumurta sarısı,
*susam,
İç malzeme;
*Bir kase beyaz peynir(erimemesi için sert peynir bence)
*1 yumurta akı
------peynir bir çatal yardımıyla ezilir, poğaçaların dışına sürülecek yumurtanın
sarısı ayrılarak akı peynire ilave edilir.
-Yoğurma kabına 3 su bardağı un ve tuzu koyalım. (Bir su bardağı dolu dolu
4 çorba kaşığı un alıyor.)
-Sonra una süt kreması, yarım çay bardağı zeytinyağ, kabartma tozu
ilave edilip hamur yoğuralım.
-10-15 dakika dinlendirelim.
-Hamurdan parçalar kopartıp, elimizle açıp içine peynirli harçdan
bir parça koyarak D şeklinde kapatalım.
-Üzerine yumurta sarısı sürüp, susam serpelim.

Çayın yanına nefis oluyor...
Ağız tadıyla...

kıyır kıyır bunlar..

Öncelikle yeni başlayan taptaze bir pazartesi gününe merhaba diyorum....
Yepyeni bir haftanın pırıl pırıl ilk günü.
Sonra da benim zebra kurabiyeleri sunuyorum ki taptaze bir gün olduğu kadar
aynı zamanda tatlı da bir gün olsun;

Malzemeler;

*250 gr tereyağ,
*1 su bardağı pudra şekeri,
*1 çaybardağı sıvıyağ,
*3 çorba kaşığı yoğurt,
*1 çorba kaşığı kakao,
*Aldığı kadar un..(3-4 su bardağı kadar)
*1 paket kabartma tozu,
*1 paket vanilya..



Kakao hariç tüm malzemelerle yapılan hamurdan bir mandalina büyüklüğünde
parça koparıp kakao ile buluştıralım ve bu kakaolu hamurdan, avucumuzun içinde
ince rulolar hazırlayalım..
Beyaz hamurumuzu merdane ile çokda ince olmayacak şekilde açalım üzerine
kakaolu şeritleri koyup üstüne bir yağlı kağıt sererek tekrar yine hafif bastırarak
birleşmelerini sağlayalım. Bir kalıp yardımıyla kurabiyeleri şekillendirip, fırın
tepsisine dizelim 160 derecede 15-20 dakika pişsinler..
işte oldular...
afiyet olsun...

Ağız tadıyla...

anneler de bilimkurgu sever..

nasıl sevmeyelim ki 70 li 80 li yıllarda Atılgan Uzay Gemisinde Uzay Yolu,

Ay üssü Alfa da Uzay 1999 dizileriyle büyümüş bir nesiliz biz de.

Onun için ben de , kan revan içermeyenler yalnız, bilim kurgu tarzı
filmleri özellikle sinemada seyretmekten büyük keyif alıyorum..

 Açlık Oyunları Suzanne Collıns  adlı Amerikalı yazarın seri olan
''Açlık Oyunları'' , ''Ateşi Yakalamak'' ''Alaycı Kuş'' adlı romanlarının
filme uyarlanması. Son kitabı 2 bölüm halinde sinemalaşmış. Yazın
diğer bölümleri seyredince Açlık Oyunları Alaycı Kuş :Bölüm 2 yi
sinemada seyretmek zevkinden eksik kalmayalım dedim.
Film 20 Kasım da vizyona girmişti. 136 dakika sürüyor ama zorlu bir arenada
heyecanla geçen bir zaman dilimi oluyor. Şimdi biliyorsunuz birde filmler 3D .
Tamamen Katniss ve galiplerle birlikte filmin içine dahil oluyorsunuz.
Üstene üstlük bu kadar aksiyon dolu bir filmin romantik bir finalle noktalanması
hoş bir tebessümde yaratmıyor değil..

NOT DÜŞMEK ADINA;
Sinemada film seyretmek  üstelik AVM içinde
vasat bir salonda  20 TL ,eğer gözlüklerinizi yanında getirmediyseniz
3 TL de gözlük parası;23 TL .


Günümde yapacağım böreği buldum;

Üçgen Börek,
tarif  marifetli ve güzel sevgili'' balböcuklerinin'' ig hesabından,
sanırım artık bloğuna uğramıyor:(
Malzemeler kolaycacık bulabileceğimiz malzemelerden;

*1 su bardağı süt,
*1 çay bardağı sıvıyağ,
*1 paket kabartma tozu
*3 yufka..
Ben iç harcımı kendime göre ayarladım, esas tarifte sucuk ve peynir var;
İç malzeme;
*1 kg ıspanak yaprakları((Ispanaklı Dilber Böreği içi gibi hazırlanır)
*Bir küçük kase kavrulmuş kıyma (Kıymalı Bohça Börek iç harcı gibi hazırlanabilir)
-Süt, sıvıyağ ve kabartma tozu karıştırılır , hazırlanan sos
yufkaların arasına sürülerek, 3 yufka üst üste serilir, kenarları yuvarlaklığı gidip,
büyücek tek bir kare olacak şekilde içe katlanır, böreğin iç malzemesi
üzerine yayılır.
 
Sonra en önemli aşama katlama aşaması , bende sizin için resimledim;


Böylece 3 yufkadan 16 adet üçgen milföy börek görüntüsünde , çok leziz
börekler elde ediyorsunuz;

teşekkürler  ''Balböcükleri''  ...

Güzel günler diliyorum....