Agustos 2019 'da neler olmuş?


Haberlere bir ay boyunca kulak tıkamak istemiştim. N'oldu? Mümkün olabildi mi? Tabii ki ; koca bir hayır.

🌲Memleket tam bir yangın yeri. Gerçek anlamda hem de. Ege'de Marmara'da Güney'de orman yangınları binlerce ağacın, canlının küle dönmesine,binlerce dönüm toprağın kararmasına neden oldu.
Üstelik bu sayede THK'da kullanılmayan yangın uçakları olduğunu, Tarım ve Orman Bakanlığının bu uçakları kullanılır hale getirmek yerine ,yangın söndürme işini özel sektöre yaptırmayı tercih ettiğini öğrendik. Uçaklar bozukmuş falan filan.Acaba devletin uçağını biz mi tamir edip kullanılır hale getireceğiz? Yazıldı çizildi.Peki ne oldu? Bilmiyoruz?

🌴Yanan sadece ormanlar değildi.Cayır cayır yanan şehirlerarası otobüsler de insanlar öldü. Evet otobüsler durup dururken tutuşuyordu.Nedeni daha önce de gündeme gelen konu;10 numara yağ olayıydı. Peki ne oldu? Ne gibi önlemler alındı?Bilmiyoruz.

🌳Ormanları sadece yakarak değil keserek de yok etmekte üstümüze yok.Bu da bir memleket gerçeği. Kaz dağlarında maden çıkartma uğruna yabancı şirketlere satılan ormanlık alanlarda binlerce ağaç kıyımı yapılmış, tepeler kele dönmüş, iş işten geçmiş ,birden aklımız başımıza gelmiş;''Kaz Dağları ''diye ortalığı ayağa kaldırdık.Nöbetler tutuluyor,Fazıl Say konserler veriyor.Ağaçlar gitmiş de işte yenileri olmasın, ya da siyanür kullanılacakmış falan.Sonra ne oldu?Bilmiyoruz.

Son günlerde yüreklerimizin kanayan yaralarından ,bir kadın daha erkek şiddetine kurban oldu. Her zaman arkasındayım sözümün, sadece kadın değil insan cinayetlerinin hepsine karşıyım. Ama bu kaçıncı, isimlerini hatırlayamadığımız kaç can, hiç uğruna yok olup gidiyor. Hala ne bir caydırıcı ceza ,ne bir tedbir, ne gerçek bir tepki  var ortada.Sadece sosyal medyada yazılan çizilenler.Bir ceza verildi mi, bir sonuç var mı? Bilmiyoruz.

Bir ara yazdı ,söyledi haberler Şanlıurfa'ya 95 ABD asker geldi.Daha da gelecek,ortak bir harekat merkezi kurulacak denildi.Kuruldu sanırım,kısa kesildi haberler, tepkiler.Neler oluyor ,bilmiyoruz?

🍅Ucuzluyan ,2-2,5.TL ye inen tek şey domates oldu herhalde.Kadınların milli çalışması haline gelen kavanoz domatesi rahat rahat yapıldı. Onun dışında ;
Doğalgaza yüzde 15 zam,
Ulaşım minibüs(Yüzde 20)indi-bindi 2,5TL -Taksi ücretlerine(Yüzde25) zam,
Okul servislerine zam, en kısa mesafe 243.-TL
Benzine zam ,zaten devamlı var.
Bu zamlarla mücadele etsinler diye,memur ve işçilere de zam vardı. Kamu işçileri pek havalı girdikleri pazarlıklara, işi uzatmamaya karar verip yüzde8+4 ile son verdiler.Memurlara da işte üç beş bir şeyler verildi,yazmaya değmez çünkü eriyip bitti o zamlar çoktan.

🚗Tabii ki iyi şeyler de olmuyor değil.İzmir-İstanbul arası ulaşımı 3,5 saate indireceği söylenen otoyol ,açıldı. Yapılması gereken, güzel bir hizmet.Yol güzel,zamandan tasarruf sağlıyor.Ama keşke yüzlerce lira para verip geçebildiğimiz bir yol değil de;'Vay be ne şahane devletimiz var şahane yollar yapmış, halka hizmet böyle olur, ne güzel olmuş '' diyebilip parasını düşünmeden geçip gidebilseydik.

🎁Ağustos ayının 11-14 tarihleri arası Kurban Bayramıydı. Pazar-Çarşamba arası 4 günlük tatilin, perşembe ve cumasının tatile bağlanmaması biraz şaşırttı:)

🎈İstanbul'da cuma-cumartesi günleri 24 saat ulaşım kararı çıktı. Böylece dünya üzerinde gece de toplu ulaşımın yapıldığı 8 şehir arasına girmiş oldu. Bu İBB'nin sanırım en çok beklenen hizmetlerinden biriydi.


🎆30 Ağustos'da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkomutanlığında kazanılan ,şanlı zaferin,Büyük Taarruz'un 97.yıldönümü törenlerle kutlandı.
97 yıl önce  30 Ağustos 1922'de Başkomutanlık Meydan savaşı kazanıldı. 26 Ağustos'da başlayıp hızla yayılan bu savaş sonucu Yunan orduları yerle bir edildi.Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın  ''Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir,ileri'' emri ile askerlerimiz İzmir yoluna da girmişler ,ordumuz 9 Eylül'de İzmir'i düşman işgalinden kurtarmıştır.Bu günkü Türkiye'miz o günlerden bu günlere ulaşmıştır.Bu vatanı bize bırakan tüm şehitlerimizi rahmetle ,minnetle  anıyoruz.

Bu gün Ağustos ayının son günü.
Yaz yavaşça veda ediyor.
Kısaca aklımda kalan havadisler bu kadar.
Umarım güzel haberler, güzel günler hepimizin olsun..

Cunda, Rahmi Koç Müzesi

Taksiyarhis Kilisesi 1873 yılında Alibey (Cunda) adasında yaşayan Rum Ortodoks cemaati tarafından inşa edilmiş.O zamanlar Ada nüfusunun çoğunluğunu Rumlar teşkil etmekteymiş(8000-10000 civarı sayıda) Kilise Taksiyarhis'e yani Koruyucu Baş Melekler Cebrail ve Mikhail 'e atfedilmiş.
Halen Ada'nın en önemli anıt yapısı olan  tek kubbeli kilise binası,
1927-1928 yıllarında minaresiz bir camiye çevrilmiş.1944 yılında yaşanan depremden sonra terkedilen bina bakımsız kalmış, zamanaşımı ve insan hasarları sonucu iyice tahrip olmuştur.1989 yılında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenen Taksiyarhis kilisesi, 2011 yılında Rahmi M.Koç Müzecilik ve Kültür Vakfına verilmiş, yıllardır bakımsızlıktan çürümekte olan bina ,2014 yılında , bir müze olarak, ziyaretçilerin gezisine açılmıştır.
Müzede ,İstanbul ve Ankara'daki Rahmi Koç müzelerinin benzeri bir koleksiyon sergilenmektedir.
Rahmi Koç Müzesi










Ayvalık




Ayvalık

Tavsiye notu;
Cunda'ya giderken mutlaka deniz yolunu tercih edin.Ayvalık'dan Cunda'ya sık sık işleyen motorlar var. Püfür püfür deniz havası, harika manzaralarda cabası.

Sokak gezmesi


Ayvalık'ın da Cunda(AlibeyAdası)'nın da sokakları nostalji kokuyor.
Evet biraz daha bakımlı olabilir.Mesela bir gezi programında izledim,Yunan adalarının birinde ,her yıl evleri beyaza boyamak zorunluymuş, cezası varmış,boyamayana yönetim yardımda bulunabiliyormuş. Bizim sokaklar, biraz daha doğal haliyle kalması tercih edilse de çok güzel.Ama daha güzel olsa, bakımlı olsa fena mı olur?
Arada restore edilip pansiyona çevrilmiş olanlar da var. Ya da içerisinde yaşanılan güzel evler göze çarpıyor.
Ama yine de gönül daha bakımlı sokaklar görmeyi arzu ediyor. Tabi bunları söylemek kolay, işler nasıl dönüyor bilemiyoruz.Biz keşkelerimizi iletiyor, memleketimiz daha güzel olsun, daha güzel görünsün diliyoruz.


aa! araya karışmışım ya!



Yazlık halleri🏝

Yazlık evde, bahçenin çiçekli meyveli halleri;








Telefonla yazmak pek bir zor geldi bana.Ondan dolayı bol resim var🤗

SALDA GÖLÜ ve KOVADA GÖLÜ

#SaldayaDokunma

Yıllardır orada durup dururken, sosyal medyanın birdenbire popüler yaptığı gerçekten insanı başka bir gezegene mi düştüm, hissine kaptıran bir köşe;
 Salda Gölü,
ki toprak yapısı, Mars gezegenine  benzermiş,rivayet öyle.Bembeyaz, pudra gibi yumuşacık bir toprak göz alabildiğince uzanıyor.
 Salda gölünün etrafının tamamı ,bu yapıda değil.Lakin aşağıda gördüğünüz gibi diğer tarafları da şahane manzaralar sunuyor ziyaretçilerine.

 Toprağın bu bembeyaz görüntüsü içeriğindeki sodyum, magnezyum ve az miktarda kilden kaynaklı. Balçık bir yapısı var, çok yumuşak, ayaklarınızın gömülmesi ihtimaline karşı rehberimiz uyardı, lakin hava sıcaktı ve toprak kuruydu şansımıza ,batıp çıkmadan rahat gezdik.Salda gölünün turkuaz rengi, suyun temizliğinden ileri geliyor.Su o kadar temiz , o kadar parlak cam gibi ki hayran kalmamak elde değil.  Türkiye'nin en temiz, dünyanın da sayılı temiz göllerinden.


 Salda gölünün suyu yarı tuzlu , gölün etrafında plajlar var, suya girilebiliyor.
Fakat çok derin bir göl.185 m derinliği ölçülmüş. Salda gölünün de sularının çekilmekte olduğunu da ,üzülerek öğreniyoruz bu gezimizde.
Gölün etrafı karaçam ormanlarıyla çevrili. Salda gölünün kıyısında kurulu Yeşilova beldesi ünlü yazar Fakir Baykurt'un da doğduğu yer, memleketiymiş.
Salda gölü sosyal medya tarafından bu kadar meşhur edilip , popülerliği artınca ziyaretçileri çoğalmış, hatta bir kaç yıldır  Elektronik Müzik Festivali düzenlenir olmuş .Ufak kamping alanları kurulmuş. Birde olmazsa olmaz yerli ürün satışı yapan, çay demleyip, gözleme pişiren ahali gölün civarına konuşlanmış.Otopark kurulmuş, hemen bir çarşı pazar havası yaratılmış
Bu mavi cennet gölden sonra, sırada yemyeşil bir cennet göl, Kovada Gölü manzaraları var..Henüz sosyal medya tarafından meşhur edilmese de Eğirdir gölünden ,yeraltı sularıyla beslenen bu gizli cennet göl, seyrine doyum olmayan bir tabiata sahip.Kuş gözlemcileri için müthiş bir alan,150 tür kuş olduğunu öğrendik,yabanıl hayat korunmaya çalışılmış, yurdumuzdaki 32 milli parkdan biri.Etrafında kızılçam, karaçam, meşe,ardıç, kocayemiş daha sayamayacağımız türde bir çok ağaç türünün yeraldığı ormanla kaplı.Kovada gölünde sazan ve sudak yani bir çeşit levrek yaşıyor.Bu sudaklar 1950 yılında göle bırakılmış ve çoğalması sağlanmış.
Evet biraz da Kovada gölü manzarası ile olayı kapatalım,