Biraz ferahlamaya ihtiyacımız vardı. Uzun bir yürüyüş oldu, tabi bana göre. Baharda daha sık yürüdüğümüz yollara çıktık bu sefer, ara yollar sokak araları gezmeleri, mahalle teftişlerine ara verdik. Her defasında yeni bir inşaatla ,dönüşüme girmiş eski bir apartmanla karşılaşmaktansa , gözümüz gönümüz açılsın, deniz kenarına inelim hadi dedik.
Papatyalar erkenden açıp etrafa beyaz beyaz saçılmışlar. Oysa ki kar taneleri olmalıydı yerlerdeki bu kış mevsimin şubat ayının son haftasında. Olmadı, yumuşak bir şubat geçiyor papatyalarda kar tanelerinin yerini alıvermiş. Razıyız, hoşumuza gidiyor .Belediye parkları çiçeklendirmeye devam ediyor, menekşeler ekilmiş, güller budanmış, ağaçlar da budamadan nasibini almış. Havaya düşen ilk cemreden sonra suya ve toprağa da cemreler düşerse artık filiz vermeye başlayan ağaçlar da hafiften taze yeşil rengine kavuşur.Kuru dallar göğe uzanıyor.
Sahilde deniz durgun, bulutlardan süzülen güneş ışık huzmesi denize yansımış, parlak pırıl pırıl, yaldızlı kağıt gibi de durgun
Yürüme yolu sakin, henüz kalabalıklar yok ama motosikletli çaycılar köz ateşte çayları demlemiş, çekirdek çıtlamalar hafiften başlamış yerlerdeki kabuklardan belli yine. Rejisör sandalyeli piknikçiler de ufak gruplar halinde sıkı sıkı giyinmiş ,üşüye üşüye oturuyorlar güneşli alanlarda. Öyle; yazın ağaç altı serin yer kapmaca , kışın güneşli alanlara çıkmaca.
Buralarda keyifler böyle, bazen güneş bazen gölge kapmaca. Yorulunca bu sarman gibi bizde biraz gölgelendik, biraz içecek keyfimizi iyice yerine getirdi.
Epeydir resim çekmiyordum, bir sürü kare yakalamışım bu sefer. O anı yakalayıp resim karesine saklamak sonradan izlemek , güzel. Şimdi anneme yardıma gideceğiz, yarın çocuklar gelecek mantı partisi var. Mantının hamurunu bizzat annem yapar, açar ,biz yardımcılar da kapamasından pişirmesinden ,sofrayı hazırlayıp kaldırmasından sorumluyuz. Maaile bir hafta sonu mantı yemeğe toplanacağız. Bu günlük bu kadar.