HES 'li günler

 

Uzun zamandır gitmediğim boğaz kıyıları ile hasretleşirken ,pandemide Belediye'nin/lerin tukaka muamelesi yapıp ya kaldırdığı ya da tek kişilik hale getirip birbirinden fersah fersah uzaklaştırdığı oturma banklarının yeni halleri dikkatimi çekti. Salgından önce bu kadar çok bank yoktu, hatta yoktu. Şimdi gri mavi karışımı metal banklar sıra sıra dizilmiş. İyi edilmiş. En güzel İstanbul manzarası seyredilecek yer bu meydan.


Şehir hatlarına bindik ,şansımıza bu güzelim nazlı gemilerin yerine kutu gibi olanlar denk geldi. Şekilsiz gemi en ufak dalgada , yolcuların çığlık atmasına neden olacak kadar sallaya sallaya götürdü bizi. Lodos olmamasına, deniz de dalga olmamasına rağmen. Bunu tasarlayanlar kim bilmiyorum ama şekli kadar gidişi de sıkıntılı. Şehir hatlarına çok alışkın olmama rağmen dualarla vardık on dakikalık yolun sonuna .


Sisli ada(tık tık tık) yolculuğumuzdan bir gıdım öte bir macera. Güzel bir gezi sonrası ,dönüş için vardığımız iskele turnikeleri, bizim İstanbulkartları görünce, gelirken yeşil yaptığını caart diye kırmızıya çevirmesin mi? 

Ne diyor bakayım ''Geçersiz kart, Hes kodu onayı yok'' falan , ay çıldırcam!. Kaldık mı karşıda. Görevliye diyoruz ;

-''kardeşim iki saat önce geçtik, işimizi bitirdik evimize dönücez , bırak girelim''. Nuh diyor peygamber demiyor. Afakanlar bastı.  Neyse bakalım dedik Hes'imize, süresiz görünen HES kodu süresi bitmiş, İstanbulkartlarla tekrar güncellenmesi gerekiyormuş(galiba). Karşının sahilinde onca gri metal banktan, bu tarafın belediyesi akıl edip  iskele kenarlarına numunelik bile koyamamış. Kalabalıkta bir köşede dikilip,/ şu telefonlar olmasa n'apıcaz bilmem/. indir programı, yeni Hes kodu al, gir İstanbulkart uygulamasına, Hes kodu güncelle. Oldu nihayet. Bilgi veren yok da, tahminim 4. aşıdan sonra tekrar kartlarla eşleştirme yapılması gerekiyordu, aklımıza gelmedi. Lakin o zaman  gelirken de  çalışmaması gerekmez miydi?  Şükür turnikebey izin verdi yeşillendi, geçin gidin evinize dedi. Ay vallahi bir an panik oldum, kaldık Avrupa yakalarında diye:) 

Hes kodu uygulaması iyi güzel, lakin diyelim binemedik vapura. Ne olacak ki  taksi dolmuş sormuyor , binip istediğin yere gidiyorsun. Çifte standart dolayısıyla mantıksız , bir uygulama.

Bir yerlere gidiş gelişinizin engellenmiş olması duygusu, özgürlük kısıtlanması duygusu ,fena bir duyguymuş. 

Birbirimizin alanlarına saygılı olarak uygulanan özgürlüklerin bol olduğu bir yıl olsun bu yıl. 



bir yılda dört kez

 

İki sinovac aşıdan sonra ,yaz aylarında üçüncü olarak biontech, şimdi dördüncü doz olarak yine biontech aşımızı olduk. Dokuz ay içersinde dört kez aşılandık.  Olumlu olumsuz internetteki her şeyi okuyup dinleyen sevgili beyim tedirgin, ben garipsiyorum. Genel kanım aşı konusunda olumlu şeyler anlatan bilim insanlarından yana ,yine de.Çocuklarım da aşılanacak. Umarım aşılar salgının bir nebze önüne geçer. 

Aşı sırasında, benden önce içeri giren hanım;'' Aşıların tarihi geçmiş diyorlar ,kızım, doğru mu?'' falan diye sormuş; '' yok öyle bir şey, şisesi burada isterseniz buyrun bakın'' , demişler.

Kadıncağız ; ''ufacık şişe, minicik yazılar ,ben nasıl göreyim onu, bakmadım.Zaten gelmişiz aşı olmaya,merak ettim sadece,sordum'' dedi. 

***

Genç bir arkadaşımın covid nedeniyle kayıpları oldu bu ay. Oysa ayın ilk günlerinde,  havayı tüplü sobalar gibi, hem ısıtıp hem baş ağrısı yapan lodoslu havalardan birinde, sahilde bir kafede genç arkadaşımla muhabbet edip, küçük kızının yaramazlıklarından bahsetmiştik. Daha aradan iki hafta geçti geçmedi genç arkadaşın önce babası, sonra annesi covid olup bir hafta içerisinde hayata veda ettiler. Genç arkadaş, küçük kızı kayınvalidesi de pozitif.  Çok can sıkıcı , üzücü.

Salgın hızla devam ediyor, maskeleri takmaya ve aşılarımızı olmaya devam. 

 
Bir de yeni yıl geliyor konusu var:)            Resimde yeni yıl şarkısı var⤴

Yeni yıl geliyor gelmesine de hevesim bu yılda yok.. Sevgili bey ikide bir hindilerden mesela nerede o eski Kandıra hindileri ,şimdikiler hep beyaz hindi ,diye konu açsa da oralı olduğum söylenemez. Tamam, ( Turgay bey'in yazısı aklıma geldi ) diyerek geçiştirdiklerim arasında. Hindi sevdiğimiz bir beyaz et değil , pek tüketmeye alışkın da değiliz. Yılbaşı olunca, kalabalık maaile kutlandığı yıllarda, misafir ağırlama açısından iyi bir tercih oluyordu. Hiç unutmam bir sene yılsonunda kalabalığız diye heves edip bütün bir hindi sipariş vermiştim. Kestaneli, içpilavlı falan, reklamı şahaneydi. Mutfak hayatımın en bahtsız alışverişiydi.Tam saatinde gelen hindinin,dışı harika pişmiş görünüyordu fakat etleri pembe pembe çiğ kalmış, pirinçler tıkır tıkır pişmemiş, kestane var mı yok mu belli değildi.. Hindiyi parça parça kesip tekrar fırında pişirmiştik. Pilavı ziyan olmuştu. Hepsi canım ciğerim misafirlere , mahçup olmuştum. Yine yenilip içilmişti ,ama sipariş edilen hindi bir müddet hep söylenmeme neden oldu.

Sevgili bey, hindiyi geçtik bari  biraz aydınlanalım, diye ,dört beş yıldır kutusunu bekleyen yılbaşı ağacının ışıklarını,duvardaki aynaya sardı. Şıkır şıkır ,ışıl ışıl güzel oldu.. Ağaç süsleri ,hani parlak top gibi olanların iki tanesi 50 Tl olmuş. Süsleri hazine sandığı gibi saklayayım bari, dedim. O kadar ucuzdu ki zamanın da almışız iyi ki. Belki ilerde güzel yılbaşlarında yine ağacımızı kurar ,süsleriz.

 Ötelemek iyi değil , aklına gelince yapmalı vs.süslü cümleler iyi hoş da, bazen  öyle olmuyor. Can istemeyince el işlemiyor, gönül hoşnut olmuyor, yapsan da akılda kalmıyor .Vazife gibi olmuyor hayaller. Yaşadıkça tükenmiş gibi görünse de  umutlar bitmez, olmadık yerden yeşeriverir. Güzel yılbaşılar , canı gönülden kutlanacak yeni yıllar  her daim olacaktır, varsa zamanımız göreceğiz, umuyorum.. 

neden okuyamadım

Bir kitap almışım ki, okuyana aşkolsun, ben okuyamadım. Başlayıp başlayıp vazgeçtim. Hikayelerden oluşuyordu;, bu güzel değil, öbürüne bakayım dedim,o daha içimi burdu. Sanki yüreğimi alıp daraltti. İnce kitaptı, ama olmadı okuyamadım. Baldassare' nin kitabı okurken gözü kararması gibi benimde karardı. Ama o gizemli kitaptı, bu benzetmeli kitap. 
Bazı hayvanlar neden kitaplara konu olur ,diye düşündüm.Bizde bir tür canlıyız, hayvanlar gibi,ondan mı ? Çirkin hayvanlar çirkin olaylarla mi eşlestirilir? Güzel hayvanlar da masallarla. Şöylede sorulabilir; gergedan çirkin mi? Çirkinlik nedir?  Gergedanın ne suçu var bu hikayelerde. Niye insan ve insan topluluklarına benzemek zorunda kalsın ki. Tonlarca ağırlığında burnunda bir kocaman /bazen iki/ kemik bile olmayan boynuzu ile az gören ,iyi işitip iyi koku alabilen bir hayvan o. Evet memeli hayvan ama soyu bizden değil at ve eşek gibi tek toynaklılardan/(Toynak;ayak tırnakları yani hayvanların ki)  Neyse yazar benzetmiş, ben anlayamadım.  Okuyamadım, Bir kaç okuyamadığım kitap arasına girdi. Pahalı bir kitap değildi. Tabii ki artık bütçe her zamankinden önemli. Paramızı çarçur etme zamanı asla değil.  Konuyu döndürüp dolaştırıp maddiyata bağlıyoruz artık. Neden? 
Çünkü bir simit değil yarım simit satılan günler görüyor bu gözler.(gergedan olsaydık görmeyecektik ) 

Derler ya büyükler, bende o sıfattayım hakkım var;
 Bu yaşıma kadar görmedim yarım simit satıldığını.. Simit 3 TL olunca ne yapsın simitçi, yarım satıyor.
Geçen haberlerde seyrettim, fırıncılar en çok akşam ucuza sattıkları bayat ekmeklere talep olduğunu, anlatıyorlardı .
simit 3TL

Oysa sıcak ekmek arası peynir, zeytin ya da işte çıtır çıtır susam kokulu simit yanına demli bir çay ucuza karın doyurma şekliydi. Şimdi peynir ve zeytin neredeyse lükse girdi çoktan, sıra simite gelmişti o da oldu.Bu gün 3 TL, yarın olur 5 TL.
Kitaptan simite geçen bu konunun asıl miheng taşı ,bu hayat pahalılığı nereye kadar gidecek?  Bir gergedan değiliz ama bukalemun gibi her şeye uyum mu sağlayacağız? Galiba öyle oluyor . 
Nurettin Dadaloğlu gibi;
 Bu da gelir ,bu da geçer ağlama , diyerek yaklaşan seçim zamanını bekliyoruz, bakalım.

 Sabah sabah bu kadar yeter diyorum.

İstanbul geçen haftanın kuduruk lodosundan peşinden sürüklediği şakır şakır yağmurundan sonra, uslu bir çocuğa dönmüş, sakin pırıl pırıl güneşli bir güne belki de haftaya başlıyor. 
Herkese kolaylıklar diliyorum,  renkli balonlar kadar güzel bir hafta olsun.
Hoşça kalın.