Kartal'da nereler gezilir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kartal'da nereler gezilir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

(meydanokuma4)🚶 havalar nasıl olursa olsun, yürü..


🚶Hava nasıl olursa olsun, yürüyüşe çık bugün.Gözüne ne güzel göründüyse birkaç fotoğraf da çek, anlat bakalım neler oldu?

Bu sabah yürüyüş yapmak için harika bir gün.Yaklaşık iki  ya da üç haftadır evden pek sık çıkamıyorum. Biraz bahane yaratıyorum, belli bir sebep yok aslında, sadece üşengeçlikten. Kapıdan çıkar çıkmaz ;'ne iyi etmişim,''diyorum. Güneşli ,sanki bahar havası. Asfalt ıslak gibi ,koyu bir lacivert görünüyor.Kaldırım kenarlarında su birikintileri var, sanırım bahçeyi yıkamışlar .
 Karşı kaldırım kenarındaki,boyandığı hacı yeşili rengi yer yer solmuş, boyası dökülmüş metal korunağın içindeki beş çöp konteynırını ,çöpçüler temizliyor. Çöp kutuları dolu, etraftan saklanması, güzel görünmesi için yapılan metal korunağın üzeri ve arka tarafı, ayrıca dolu.
Kuşlar için ekmek kırıntıları verilir benim bildiğim ama maşallah herkes naylon poşetlerle çıkılar yapıp, bütün bütün ekmekleri bırakıvermişler çöp kenarına. Kimi de yere koymayınca israf günah olmuyormuş gibi,  hacı yeşil rengi metal korunağın üzerine koymuş naylon içinde ekmekleri.
Çöpün arkasında da kasapların köpükten yassı kutuları mı istersiniz, yoğurt kapları mı istersiniz, ne arasanız ,sulu susuz yemek artıkları var. Yoldan görünmesin diye, çöpün ardına rast gele atılmış.
Bunlar, niye yaptığımızı anlayamadığım alışkanlıklarımızdan. Bu civarda küçük-büyükbaş hayvan besiciliği ,yıllar yıllar evvelinde kaldı, kim alacak o naylon torbalarda bayatlamış, küflenmiş ekmekleri..Yazık/ günah diye, çöpe atmaya kıyamadınız , naylon poşetle çöp kenarına bırakınca, yazık/günah olmuyor mu?
Sokak hayvanları için bırakılan yemek artıkları da öyle..Gelişigüzel bırakılmış,
ne olduğu belli olmayan, kokmuş yemek artıkları.. Çöp almaya gelen görevliler de sadece konteynırları boşaltıp, etrafını her zaman temizlemiyorlar. Haftada,
ayda, artık ne zaman sıra gelirse.. Neyse şimdi belediye seçimleri üzeri, belki
biraz daha sık temizlerler etrafı..

Bu görüntüye takılıp kalmadan yürümeye devam ettim.Benim yürüyüş etrafı kolaçan etme hatta bazen teftişe çıkmış bir hale dönüşüyor. Şurası niye böyle,
buraya bunu niye yapmışlar, falan diye, fazlaca gözlem yapıyorum.
Mesela sahile gitmek için her sefer geçtiğimiz eski tren yolu, yeni Marmaray alt geçidini merakla inceliyoruz.Baya bitti, ışıklı tabelalar falan hazır, yürüyen merdivenler takılı.Bir an önce açılsın artık, güzel olacak .

açılmasını dörtgözle beklediğimiz banliyö
yeni adıyla Marmaray.(çok az kaldı gibi tabelalar yanıyor🎆)

Neyse ki sahilimiz ve mavi denizimiz ,karşıda Büyük Ada, ilerisinde Heybeli,
sükunete erdiriyor beni.

Ohh be!
ne güzel şu memleketim,
dedirtiyor..
Mavi deniz,mavi gökyüzü, tarif edilemez ıslak yosunların kokuları ile karışık gündüz yakamozları , içinizi ferahlatmaya yetiyor..


iyi ki yürümüşüz...

İstanbul'un balkonu,

Yakacık , Kartal'ı tepeden gören konumu, yazın püfür püfür havası, Bizans dönemine kadar uzanan tarihi, Ayazması, bir zamanlar şırıl şırıl akan memba suları ile ünlü, doğa harikası bir yer. Manzarasından dolayı İstanbul'un balkonu diyede adlandırılır. İstanbul'da yerleşim yerlerine yakın son kalan yeşil yerlerden biri Yakacık. Betonlaşmadan nasibini almaya başlasa da yine de Kartal'ın en sakin , nezih ve yeşil yerlerinden biri. 
Ayazma 'da eskiden meydandaki koca çınarın altında şarıl şarıl memba suyu akan bir çeşme vardı. Henüz içme sularının damacanalara girmemiş olduğu  zamanlarda ,yakından uzaktan gelen herkes, içme sularını Yakacık'taki bir çok kaynak suyundan bidonlara doldurmak suretiyle evlerine taşır, bu suları içerlerdi. Yakacık suyu ile yapılan çayın rengine ve tadına doyum olmazdı.Rahmetli dedem ve anneannemle, dedemin süt mavisi otomobili ile bidon bidon su taşıdığımızı hatırlarım.Su almak bahanesiyle gidilen Yakacık Ayazma meydanındaki çay bahçelerinde de bir çay molası verilmeden dönülmezdi tabii.Semaverle gelen çaylar ne tatlı gelirdi. 
Şimdi tabii ki o kaynak suları kurudu gitti. Lakin yemyeşil ulu çınarlar yerli yerinde. O ağaçların altında oturup, bir çay kahve içmek çok huzurlu, çok zevkli.







Üstelik bu cay bahçeleri ,odun fırınlarında harika pide ve lahmacunlar pişiriyorlar, bazıları kendin pişir kendin ye tarzı çalışıyor, etini mangalını yapıyor. Manzara eşliğinde karnınızı bir güzel doyuruyorsunuz.



Güzel ilçemin güzel Yakacık'ı Anadolu yakasında hep aynı yerleri  ve AVM'leri gezmekten bunalan, değişik yerler görelim diyenler için biçilmiş kaftan adeta.
Üstelik İstanbul'da uzun yıllar boyu faaliyet gösterebilen mekan sayısı kanımca çok fazla değildir, saysan sayılır belki de.Tabelasında; Kuruluş yılı 1933 yazan Ayazma Çay bahçesi bunlardan biri.Yanındaki Çınar Çay bahçesi keza uzun yıllar önce kurulmuş. Bunca yıldır faaliyet gösteren  yerlere meraktan bile gelinebilir.
Yolu bizim güzel Kartal'ımıza düşenlere, hafta sonu için benden bir öneri olsun Yakacık Ayazma. Hava soğuk ve gri ama gezilmeyecek kadar değil.
Ağız tadı yerinde, mutlu bir hafta sonu diliyorum herkese..