İstanbul'da Trafik

 Ben Anadolu yakasında yaşıyorum . Eşimin anne ve babası karşıda oturuyordu ,onlar hayattayken  ayda en az bir iki kez ziyarete giderdik. Sonra kardeşim evlendi onlarda karşıya taşındı , onlara da rahat gidip geliyorduk.Aile ziyaretleri bahanemiz olurdu.  Tabi bu bahsettiğim on yıl kadar öncesi. Sonrasında büyükler rahmetli oldu, kardeşim işi değiştirip Ayvalık'lı oldu ,bizimde ayağımız karşıdan kesildi. En son kızım okulu dolayısı ile Maslak'taydı okul bitti ,bu seferde iş nedeniyle dönmek istemedi. Şimdi yine karşıda çalışıyor ama evlenince bu tarafa yerleştiler. En azından evi burada, gönlüm ona daha yakın. Genelde çalıştığı sektör Avrupa yakasında, mecbur oralarda çalışıyor. Sabah whatsapp'tan yazışırken'' Dün akşam başım çok ağrıdı erkenden uyumuşum'' dediğinde onu çok iyi anladım. O trafiğe, o kalabalığa , kaosa hangi baş dayanır? Gençler İstanbul'da yaşamak istiyorlarsa da biliyorum ki hayat çok zor ve insanı çabuk yıpratıyor. 

Epeydir karşı trafiğini yaşamamıştım. Dün tekrar hissetim, inanılmazdı, Avrasya tüneline girebilmek için bir saatten fazla sıra bekledik. Oraya varana kadar zaten ayrı bir trafik işkencesi vardı,yol boyunca gördüğüm yapılaşmanın inanılmaz çokluğu, kule gibi yükselen ,sur gibi aralıksız devam eden gökdelenler,birbirine yaslanmış siteler..Ne hale gelmiş İstanbul'un çeperleri. Göğsümü daralttı. Anadolu'ya geçince de Fikirtepe denilen surlar pardon gökdelenler nefes aldırmayacak şekilde dizili. Bir de o arada üniversite var. Tam bir kaos. İstanbul araba, insan , beton yığınına dönüşmüş. Çalışanların evde geçirdikleri zaman sadece yeme ve uyuma ile sınırlı sanırım. 

Oysa bahsettiğim en fazla on yıl öncesinde Kartal'a gelince bir rahatlardık. İnanın buralar da üç beş seneye kalmaz Beylikdüzü  gibi olur, o ayar gidiyor. Acaba dünyada böyle nadide güzellikteyken, betona ve hesapsız kitapsız göçe boğulan başka bir  şehir var mıdır? Ekonominin dinamiğini inşaata dayamanın sonucu İstanbul , Ankara , İzmir ,Bursa böyle, diğer Anadolu şehirleri de farksız. Ruhsuz şehirler. Neyse ki bazı yerlerde şehirlerin eski dokusu saklanmaya çalışılıyor. Tabi yapabildikleri ölçüde.

İşte dün Avrupa'dan Asya'ya güzel Anadolu'muza geçmeye çalışırken bunları geçti içimden. Her gün bu eziyeti çekenlere ,saatlerini arabaların içinde geçirenlere Allah kolaylık versin. Şimdi pazartesi 8 Eylül okullar da  açılacak Valilik okul saatini on olarak revize etmiş, belki faydası olur. 

İşte İstanbul 'da yaşamak artık bir sınav gibi. Geçmesi zor bir sınav. İnsanın yüreği bu sınav karşısında üzülüyor, ağırlaşıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder