muhitimiz..

 

Ne kadar dolaşırsak dolaşalım yine de şu manzaranın verdiği haz gibisi pek yok. Evimiz buralarda olduğu ,güzel manzaralı  bu semtte yaşadığımız için şanslıyız. Bu gün olumlu bakmaya kararlıyım her şeye..

Levent Vadisi ve Arslantepe

 


Mayıs ayında yaptığımız orta Anadolu gezimizde son durağımız Malatya oldu. Uçakla Sivas'a inmiştik dönüş uçağımız Malatya havalimanından kalkacaktı. Malatya hala depremin izlerini büyük ölçüde taşıyor. Etrafında yeni binalar yapılsa da eski çarşıları binaları yerle yeksan olmuş halde duruyor ve hala konteynırlarda kurulmuş olan dükkanlarda alışveriş yapıyorlar. Şehrin içinde gezilecek yer kalmamış ,  bizi Malatya Akçadağ'daki Levent Vadisi'ne götürdüler. Milyonlarca yıl önce oluşmuş Anadolu'nun bu Büyük Kanyonu , Amerika'daki büyük Kanyona benzetiliyormuş. 



Vadi jeolojik oluşumlarla ilginç doğa görselleri sunan uçurumları, mağaraları ,kaya renkleri ile görülmesi gereken 28 km. uzunluğunda harika bir doğa parçası. Kayaların en merkezi ve manzaralı yerine kafeterya içinde  cam teras yapılmış. (240 m. yükseklikte) Kapalı bir cam teras ,aynı zamanda kafeteryanın cam tabanlı balkonunda  açıkta dolaşabiliyorsunuz. (bunun için ayrı bir ücret alınıyor) Korkarım derseniz  kafeteryanın iç kısımlarında oturup  kahvenizi, çayınızı, gazozunuzu içebilirsiniz. Ayrıca yine cam tabanlı bir asma köprü var. Yükseklik korkusu olmayanlar için heyecan verici. Bu yapılar depremde hasar görmemişler. 








Tabii ki Malatya'ya gidince Battalgazi'de bulunan  ülkemizin en büyük *höyüklerinden biri olan Arslantepe'yi (M.Ö.5000-M.S.11.yy)görmeden dönemezdik. Kazılarda bulunan iki aslan ve bir kral heykeli Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesinde sergilenmekte. Diğer buluntular burada sergilenmekte Aslanların ise benzeri yapılmış Arslantepe'nin özelliği aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi ,dini, kültürel bir merkez olması. Arslantepe Höyüğü Unesco Dünya Mirasları listesinde yer almakta.. 

Memleketimiz kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısı her yönü ile ayrı bir tarihi ve coğrafi güzellikle karşılıyor ve şaşırtıyor bizi. Lakin bir yalnızlık bir sakinlik var buralarda ,belki hala depremin etkileri vardır. Oysa toparlanmak için daha çok tanıtılmalı, daha çok ziyaretçi gelmeli ,daha çok kıymet bilmeli.

 *not: Höyük; eski yerleşim yerlerinin üzerinin zamanla toprakla örtülüp tepe biçimini almış haline verilen isimdir.

bir yemeklik..

 bamya..

Pek severiz, soyması zordur biraz iyi soyulmazsa salyalanır. İster korukla ister limonla bol ekşili, kıymalı ya da sade domates soğanlı lezzetli bir sebze yemeği olur. Oldum olası ucuz değildi yarım kilo olarak satılırdı .Çünkü bamya bitkisinin hasadı zor, zahmetli. Tek tek toplanan, her gün kontrol edilmesi gereken aksi halde hemen büyüyüp kartlaşan bir bitki bamya bitkisi. Yine de ''Bir Yemeklik 30TL'' nedir ya hu! Sanırım bu zahmetli bitki artık az üretiliyor . Bir yemeklik demiş de sanırım iki kişilik yemeklik demek istiyor.