İlk önce Dolmabahçe Sarayı inşaa edilirken böyle bir eksiklik hissedilmiş. Öyle ya bu koca satray nasıl ısınacak, nasıl ışıl ışıl olacakmış.O sırada Avrupa'da kullanılmaya başlayan böyle bir gazın varlığı kulaklarına gelmiş. Hemen getirilmesine karar verilmiş ve ilk gazhane Dolmabahçe'de kurulmuş.
Daha sonraki zamanlarda ,aydınlatma ve ısıtma amaçlı kullanılacak gaz üretimi Anadolu yakasındada kurulmuş.Önce Kuzguncuk'ta sonrasında Hasanpaşa'da yeni gazhaneler açılmış
Caddeler, sokaklar buralarda üretilen sihirli gazla ışıl ışıl olmuş. Bu işi yapan Fenerciler varmış.Akşam oldu mu ,ışıkları yakmak onların göreviymiş.Tek tek tüm fenerleri yakarlarmış. Bazı zengin aileler de havagazını evlerine döşetip, ısınma ve aydınlatma da kullanabiliyormuş.
Gel zaman git zaman ,her şeyde olduğu gibi, havagazının yerine de bir çok yeni icat çıkınca gazhanelerde terkedilmiş, viranelere dönüşmüş.
Ama hikayede burada bitmemiş.
Bir gün bunlardan bir tanesi akıllara gelivermiş. Hasanpaşa'daki gazhane onarılmış, restorasyondan geçirilmiş ve MüzeGazhane adı altında yaşama alanına dönüştürülmüş. Eskinin endüstrisi şimdinin sanat, bilim, kültür alanı haline gelmiş. Çevreye değer katmış. Tarihi mekan güncel hale gelmiş, tekrar kullanılmaya başlanmış. Kütüphaneler, tiyatrolar, kafeler ,müzeler açılmış. Ortalık şenlenmiş.
Ve belki yolunuz Hasanpaşa'ya düşerse sizde bu eski -yeni buluşmasının ne kadar güzel uyum içerisinde olduğunu gözlerinizle görürsünüz. İstenirse her şey yapılabilir.
Ve belki yolunuz Hasanpaşa'ya düşerse sizde bu eski -yeni buluşmasının ne kadar güzel uyum içerisinde olduğunu gözlerinizle görürsünüz. İstenirse her şey yapılabilir.
Çok güzel yermiş ben çok beğendim :) Ama şu sıra gidemiyorum :)
YanıtlaSilBu arada forumda hediye dağıtmaya devam ediyoruz kitap hediyemiz var mutlaka uğra :)
Tabi. Kolay gelsin.
SilMüzeGazhane'ye bayılıyorum, çok güzel düzenlenmiş ve eskiyi değerlendirmenin sanatla buluşturmanın harika bir yolu. :)
YanıtlaSilBende ilk kez gittim, böyle düzenlemeler İstanbul'a değer katıyor.
Sil