Bugünlük Gri İstanbul.

 Ayşe Barım'ı tanımazdık. Çalıştığı çok ünlü sanatçı, oyuncu varmış, onları bilirdik. Menajerlerin ne iş yaptığını ,oyuncular açısından ne kadar önemli olduğunu da bilmezdik. Olaylar belki de ''Menajerim Sensin'' dizisindeki gibiydi. Sonra bir gün  Ayşe Barım adında menajeri ,üzerinden yıllar geçen gezi olayları dolayısı ile tutukladılar. Kadın hastaymış, dinlemediler, tutuklu yargılansın ,dediler. Aylardır içerde yatıyor. Sonra davası görüldü tahliye edildi, sağlık sorunlarından dolayı. Hiç tanımam, bana ne diyebilirim ama bir sevindim. Ben bazen böyle hiç tanımadığım kişiler için üzülür, şaşırır, telaşlanır ya da sevinirim. Bu da onlardan biriydi.Mesela hasta olup tutuklu yargılanan eski Beylikdüzü belediye başkanı  Mehmet Murat Çalık içinde üzülüyoruz. Ne yapmış olabilirler bu kadar uğraştırılıyorlar? diye düşünüyoruz.

İşte bu sabah yeni bir haber duyduk,Ayşe Barım tekrar tutuklu yargılanacakmış. Yani bir çeşit eziyet. Daha önce bunu bir belediye başkanına da yaptılar. Mahkemeler arası bir anlaşmazlık mı oluyor, herkes hukuku farklı farklı mı yorumluyor, bilemiyoruz. 

Türkiye'de yaşayan yurdum insanı ,artık evham ve endişe sıralamaları arasına; gözaltına alınmayı ve tutuklanmayı da koyuyormuş. Yapılan araştırmalarda ekonomi, işsizlik, sağlık, kurumlara olan güvensizlik gibi konuların yanında direkt gözaltına alınma korkusu değil belki ama ifade özgürlüğü konusundaki kısıtlamalar, haksızlıklar özellikle gençler arasında kaygı bozuklukları yaratıyormuş ve gençlerin çoğunluğu kaygılıymış. 

Nasıl olmasın?

Bu gibi sorunlarla yaşayan Türk insanı, yine bazı kamuoyu araştırmaları ve yapılan üniversite çalışmalarına göre, mutluluk ve yaşamdan memnun olma sıralamalarında , dünya ortalamasının çok altında bir sırada yer alıyormuş. Çoğumuz mutlu değiliz, yaşadığımız hayattan memnun değiliz. Ama şikayetçi miyiz? Değiliz. Şükür diye bir duygumuz var , ona tutunuyoruz. Ama gençler öylemi? Yeni nesil nasıl? Bilemiyorum. Sorulduğu zaman çoğu yurtdışına gitmek istiyor. Ülkede huzurlu değiller demek bu şartlarda.

Nasıl olsunlar?

Bugün gazeteci Fatih Altaylı'nın duruşması vardı, tutuklu yargılanmasına devam, kararı çıktı. İddia edilen şu; padişahlardan verdiği örnekle cumhurbaşkanına tehdit suçu işlemesi. 

Bir de şunu işittik haberlerde son dönemin ünlü şarkıcısı Mabel Matiz'in perperişan şarkısının sözlerinden dolayı 3 yıl hapis istemiyle yargılanacakmış. Şarkı sözünden dolayı. Müstehcen diye. İnanın bu şarkıyı ben bilmiyordum, böyle soruşturma falan olayı olunca baktım neymiş sözleri diye. Belki de tutmayacak bir şarkıydı. Şimdi hemen herkes öğrendi bu şarkının varlığını. Çoğu türkümüzde, şarkımızda yok mu böyle lastikli cümleler, benzetmeler.

Valla , içim bu gri İstanbul havası gibi kasvetli. Bunları işitince. 

Ülke gündemi ne kadar ağırsa küçük sevinçler daha kıymetli oluyor.Neyse ki FB dün akşam yendi Nice'i de bir nebze mutlu olduk. GS'lıyım ama bu bir milli maçtı sonuçta.Sonrasında Samsun'da galip çıktı oynadığı maçtan. Biraz konularımız dağıldı. Azıcık iyi şeyler ,küçük mutluluklar yetiyor bazen.. 


5 yorum:

  1. Türkiye'de hala mantık aradığımız için kendimize mi kızmalıyız ki :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendimize ancak böyle bir yönetim şekline nasıl razıyız ,diye kızabiliriz. Ama genelde dünya da böyle bir tek adam yönelimi var gibi:/

      Sil
  2. Farklı farklı konulara değinmiş olsanız da gerçi bazı konular içimizi karartsa da yazınız ufuk açıcı oldu. Endişelerinizde yerden göğe haklısınız. Ayşe Hanım'ı tanımam etmem. Yalnız aradan yıllar yıllar geçmiş olmasına rağmen Gezi olayları gerekçesiyle insanımızın yargılanması, rahatsızlığın rağmen yeniden tutuklanması üzücü. Biz böyle hikmetinden sual olmaz türünden geriye dönük insanları yargılamaya devam edersek, öyle zannediyorum, sıra İsa peygamberi çarmıha geren Yahudilere kadar gidecek bu iş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fazla kindar olmamak lazım bu hayatta ama sanki böyle bir durum var. Ya da belki fazlaca akçeli işlere önem verilir olmuş.Bilemiyorum.

      Sil
  3. şimdi bir de bir yenilik var, herkes birbirini ihbar edebilecekmiş, sokakta bile.

    YanıtlaSil