#crochettherapy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#crochettherapy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

bir hafta biterken..

 Sağımız solumuz her yanımız yine pozitif çıkıp hasta olan kişilerle dolu. Bir de test yaptırmaktan korkup, öyle böyle hastalığı geçirenler var ki belki de gripler belki omicron, bilemiyoruz. Geçen yolda yürürken yanımdan geçen bir hanımkız, telefonda ısrar kıyamet birilerini davet ediyor; mutlaka gelin, bak bekliyoruz , falan diye. Yanımdan geçti gitti. Dedim şöyle illa gelin, mutlaka bekliyoruz diye tereddütsüz epeydir kimseleri çağıramadım ben :(  Zaten ufacık bir aileyiz, onlar dışında hep bir acabalı gezmeler ,ya kaparsaklı görüşmeler falan.  

Neyse bakalım bu sene bitecek gidecek pandemi ,diyorlar, muhtelif bilim adamları. Olumluya inanmaktan yanayım.

İşte yine evlere kapandık diye, kendimizi dizilere sarmış halde bulduk biz sevgili bey ile;

HELLBOUND (1 sezon)

                                                Bilinmeyen bir zamanda geçiyor.. Zebanilerle dolu, korkutucu)


EMİLY İN PARİS(2 sezon)

                                                  Paris'te geçiyor.. (Lüks ve Paris ve aşk)


THE SILENT SEA (1 sezon)

                                                Ay'da geçiyor... ( Ayda su varmış meğer ama içilmez su,maalesef)


Bir yandan oturup dizi  izlerken boş durmadım tabii ki. İki günde örülüp bitecek bir bere bu. Eldiveni de var,ona başladım şimdi. Dizi izlerken el işliyor, iyi oluyor. 



örgücünün muhabbeti..

Bu aralar en çok vakit geçirdiğim ''etkinlik '' tığ işi. Motiflerin renklerini , içimden geldiği gibi seçmek, tek tek örüp, sonra onları birleştirip ,ortaya çıkanları kendi kendine beğenmek iyi hissettiriyor. Evet elim biraz ağır, aheste örüyorum. Çünkü bir hırka örmek uğruna omuz kaslarımı mahvedip, aylarca kolumu yukarı kaldıramamışlığım var. Yavaş  örüyorum artık.Yukarıdaki motifleri taa yazın Ayvalık'ta başlamıştım. Daha da yeni bitti. Hatta hırka olacakken renkler yetmeyince yelek olmasına karar verildi. Fena olmadı galiba.
Kaftana mı benzemiş nedir??

Bu minnaklar da yeni  kreasyon için ,henüz ne olacağı konusunda ören kişi olarak kararsızım. Maksat eldeki ipler değerlensin.

Çevre de bebek yok ama bu minnaklar bebek battaniyesi olma yolunda ilerliyor. Dursun kenarda ,bakarsın hediye olur bir eve:)
Birde bunlar var, içimdeki renkleri tek tek tığlamışım.

Bu renkler gibi, dün de  8 Mart Dünya Kadınlar Günü  çeşit çeşit,rengarenk kutlandı. Kimi protesto gösterileri, yürüyüşler, kimi sosyal medya mesajları, kimi ticari reklamlar, kimi konuşmalar, vs vs vs.. 

Sonuç; bugün el elde baş başta kalındı .Bir gün öncesine dönüldü mü ,dönüldü. Özel günlere fazla anlam yüklemeyenlerdenim. Söze değil ,yapılanlara bakmak lazım. Birebir eşit olmasak da ,çünkü kadınların erkeklerden üstün, erkeklerin de bizden farklı özellikleri var elbette,kadın olarak haksızlığa uğradığımız pek çok da konu var. Gerek çalışma hayatında gerekse ev hayatında.Ve çözüm koltuğunda oturanlarda ,maalesef ve maalesef ki erkekler.. 

Yine de umutsuz değilim; bugün düne göre kazanımlarımız nasıl daha çoksa, yarınlarda da bugüne göre çok daha fazla hak-hukuk-saygı-sevgi sahibi olacağımızdan eminim. Kadının değerini bugün hala  bilmeyenler dahi ,yarınlarda öğreneceklerdir .Umudum bu yönde😊..Yeter ki insan,insana saygı -sevgi göstermeyi unutmasın. Sadece bir insan olduğunu, aklından çıkarmasın..