Bu da not etmeden geçilecek bir şey değil.
Blogumun yapraklarına kayıt olarak
belirtirim ki son yıllarda İstanbul'da yaşadığımız
en serin Haziran ayı ki neredeyse yorganları kaldırıp pikelere geçtiğimize pişman olacağız.
Bir yayla havası ki ara sıra çiseliyor arada dolu bindiriyor, (Camlar yeni silinmiş umurunda mı??)
Kimileri bu durumu Mübarek Ramazan ayına bağlarken kimileri çok çok sıcak geçecek bir yaza bağlıyor.
Lakin zaten kaldı elimizde bir Temmuz bir Ağustos.
Ağustosun zaten 15 i yaz 15 i kış derler .Neyse yaz mevsimini hemen bitirmeyeyim,
çünkü kısmetse bir tatile çıkmak lazım.. Biraz İstanbul'dan uzaklaşmak, kafa dinlendirmek lazım.
Daha zaman var gerçi, olsun hayali de güzel tatile çıkmanın.
Balkon güzelim , her sabah muhteşem kırmızı bir çiçek vermeye başladı.(maşallah)
Bu Japon gülü.
Yerini pek sevdi , kışın budasak da baharda coştukça coşuyor.Birkaç kez budanmışlığı var,
tatile gidince susuz bırakılıp kurumuşluğu var,
lakin inatla direnip her seferinde daha da dallanıp budaklandı.Yirmidört saatlik ömrü var ,
sonra kuruyup düşüyor kendiliğinden.
bu ne kafası diye düşünler olabilir ama güzel olan mutluluk veriyor işte.
Bayram öncesi bu çiçek size ,
benim gibi çiçeğe bakıp gülümseyenlere Güzel günler diliyorum , canı gönülden.