Blaundos Antik Kenti

 Blaundos Antik Kenti, Uşak iline  yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta Ulubey ilçesinde yer alıyor. Doğanın ve tarihin içi içe geçtiği bu harika antik şehir, sessiz ve huzurlu bir atmosfer sunuyor.

Blaundos, Büyük İskender'in Anadolu seferi sonrasında Makedonlar tarafından kurulmuş bir şehir olarak biliniyor. Şehrin adı, kurucularının Makedon kökeni olduğuna işaret ediyor. Helenistik dönemde inşa edilen,tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Blaundos, özellikle Roma döneminde büyük bir gelişme göstermiş. Bu dönemden kalma tiyatro, tapınaklar ve kaya mezarları, kentin ne kadar önemli bir merkez olduğunun kanıtı.

Blaundos Antik kenti
Bu antik kent üç tarafı derin uçurumlarla çevrili bir yarımada gibi . Sadece kuzeyde bulunan bir kapıdan geçilerek giriliyor, büyük bir antik kent ve hala çalışmalar devam ediyor. Şahane taş yapılar günümüze ulaşmış. Değişik görüntüleri büyüleyici. Stadyum, tapınaklar, kaya mezarları var.
Blaundos tarihten günümüze kadar gelen antik şehirlere ilgisi olanların mutlaka görmesi gereken yerlerden biri.




sonbahar kırmızıları

 

Küpe Çiçeği
Çiçekler hep baharda mı açar? Umut vaad etmek adına sonbaharda da açan çiçekler yok mu? Belki de ağaçların yaprakları ağaçlara veda ederken o kadar güzel sarılara, tabalara, kırmızı ve kahverengilere bürünüp dökülüyor ki çiçeklerin güzelliği arada kayboluyor.
Yıldız çiçeği




Kampüs Gezisi..

 Geçtiğimiz günlerde otuz sekiz yıl sonra, dile kolay, mezunu olduğum okuluma gittim.



Dönem arkadaşlardan bir grup iki üç günlük bir buluşma ayarlamışlardı. Yıllık buluşmalar iki yıldır Cumhuriyet Bayramı haftasına denk geliyor, geçen sene Cumhuriyetin 100. yılında Ankara buluşması vardı, bu yıl Cumhuriyetin 101. yılı İstanbul buluşması gerçekleşti. Bir kaç program vardı , benim için okul buluşması ayrı bir heyecan oldu. 28 Ekim yarı resmi tatil olduğundan okul öğleye kadar açıkmış ve Cumhuriyet bayramı için resmi tören varmış ve bizde bu töreni izleme şansına sahip olduk. Tabi çok resmi bir törendi, dönemin rektör ve dekanlarının konuşmaları , saygı duruşu, İstiklal Marşımız , anıta çelenk koyma ile kısa bir tören oldu. 

Şu turkuaz rengi tören halılarını hala garipsiyorum. Kırmızı halının yerini tutar mı?
Okul kapısından girdikten sonraki iki tarafı ağaçlı yol her zamanki gibi, sadece bazı çınarlar budanmış, muhtemel asırlıktır onlarda. Yolun sonundan, heykelin sağından ilerleyip okulumuzun olduğu bölüme geldik. Hukuk, İktisat ve Siyasal karşılıklı. Dış rengi aynı, bina da aynı görünüyor. Sağ taraftaki okul binamızı geçtikten sonra yemekhanemiz vardı ;Turan Emeksiz Yemekhanesi. 2016 yılında yıkılmış, kapanmış. Oysa ne güzel yemekleri vardı. Gerçek bu .Şimdi yurtlarda verilen yemeklerle alakası yoktu, harika yemeklerdi (ya da bize mi öyle geliyordu?). Bizden önce ki dönemlerde ,sağcı-solcu ayrılıklarında eylemlere de şahitlik etmiş. Şimdi yerinde yeller esiyor. Okulun diğer yanına, dışarıya kafeterya binası , basketbol sahası ve yemekhanenin tarafına ne olduğu belirsiz tek katlı beyaz prefabrik ufak bir yapı kondurulmuş. 

 Okulun dış yapısı aynı olsa da içi güzel bir restorasyondan geçmiş adeta yeniden yapılmış. Dersliklerimiz, amfilerimiz değişmiş, modern, temiz bir okul olmuş. 

Okula girdiğimiz sene yapılan , elindeki kürede ''Yurtta Sulh Cihanda Sulh'' yazan Düşünen Adam heykeli ,girişte sağdaki yerinden kaldırılıp alt kata ,merdiven altına konulmuş. Biraz görünmesin istenmemiş gibi oysa girişte daha şaşalı duruyordu. Yine de Düşünen Adam heykelinin önünde resim çektirme huyumuzdan vazgeçmemişiz. Zaten sanırım en çok resim çekip, çektirdiğimiz günlerden biri oldu. 

İ.Ü. SBF.
İran asıllı heykeltıraş Ahad Hüseyni'nin Düşünen Adam Heykeli


Girişte tam karşı duvarda  ''Gerçekleri Söylemekten Korkmayınız.'' K. Atatürk.  yazıyordu,
hala yazıyor.
Okuldaki numaralarımıza göre tekler ve çiftlerdir. Karşı karşıya derslikler vardı.Bu da eski anfilerimizden..
Bu arada cümbür cemaat biraz gürültü yapmış olabiliriz, okul yarım gün olduğundan dersliklerde az sayıda da olsa öğrenci vardı , bize biraz garip garip baktılar. Oysa ki geleceklerine bakıyorlardı:) 
Yıllar geçse de okul insanı biraz çocuklaştırıyor. Aradaki yılları kısa bir süre için siliveriyor ve kendini sanki o yıllar ve yaşlarda hissediyorsun. Oysa mümkün mü.. 

Okulumuzun bir diğer özelliği İstanbul'un en güzel manzaralarına, en değerli simgelerinin görüntülerine komşu  olması. Okula yeni yapılan teraslardan muhteşem bir İstanbul manzarası sizi bekliyor. İşte Süleymaniye Camii..
Diğer tarafta Beyazıt Kulesi..

Evet öğleye kadar zaman nasıl geçti anlamadık, öğlen Profösörler Evinde yediğimiz yemekten sonra bazı arkadaşlar İstanbul'u gezmeye devam etti , bazılarımız evinin yolunu tuttu. Malum o zamanlar olmayan kalabalık ve trafik şehri oldu artık İstanbul. İnsanı yorar oldu. Dönüşte Beyazıt meydanında kalabalık inanılmazdı, bayram diye ücretsiz olan toplu taşımalar da öyle. Ayasofya'da yoğun bir giriş sırası vardı. Yollar cıvıl cıvıl turist , dükkanlar kalabalık hava pırıl pırıl çok hareketli güzel bir eski İstanbul halindeydi etraf. T1 metro Sirkeci'de durunca inip Marmaray'a doğru ilerledik ve günü gayet mutlu noktaladık. Okul zamanı olsa Karaköy'e kadar troleybüsle(elektrikli otobüs) ya da otobüsle gider oradan Karaköy-Kadıköy vapuruna biner, Haydarpaşa'da inip banliyö treni ile evimize giderdik. 

Hey hey gidi günler...    Nilüfer'den .... Tıklayın sizi de zamanda geri götürsün..

Mustafa Kemal ATATÜRK

 İlelebet kalbimizdesin, sevgimiz saygımız sonsuz, minnettarız...

Nurlar içinde yat..



Domates yemeği..

 Pazardan üç tane iri yeşil domates almış sevgili bey, bende anneanne tarifi Domates Yemeği pişirdim.

Benim en sevdiğim yemeklerden biri(tık. tık.)




Grev var?!

Geçen çarşamba gecesi gezmeden dönerken baktık pazar kurulan caddede pazarın tüm döküntüleri olduğu gibi duruyor, çok da işlek olan cadde, çer çöp içerisinde. Eyvah dedik, galiba işçiler belediye ile uyuşamadı, grev başladı. Evet , meğer işçilerin on beş gün önce belediyeye astıkları grev kararı uyarısı kaale alınmamış ve belediye işçileri toplu iş sözleşmesindeki grev haklarını kullanmaya karar vermişler. Sadece temizlik değil tüm belediye hizmetleri bu greve dahil . Tabi biz çalışandan ,emek verenden yanayız , uzamaz sandık,belediye hele ki muhalif belediye isen daha dikkatli olacaksın. Ama ne yazık ki umursamadılar.  Bir iki gün sonra mahallede çöp yığınları oluşmaya başladı. Bizim bu ilk hali , sonra daha fena oldu bu çöpler. Daha beterleri var sokak aralarında , pazarın çöpü ise olduğu gibi kaldı. Neyse ki hava serin yoksa anında sinek sivrisinek, haşereler dolaşırdı etrafta.

Dün internet haberine göre anlaşma olmuş fakat işçilerin haberi olmadan imzalanan bu sözleşmeden onlar memnun olmayınca , direnmeye devam edeceklermiş. Diğer ilçelerden de destek varmış.  Akşam Büyük Şehir'in çöp araçları gelip önce etraftaki döküntüleri topladılar sonra da başka bir araçla çöp konteynırlarını boşalttılar, ilaçladılar. Sanırım ana arterlerdeki çöpleri .Çünkü bu alınan yerin bir tarafı büyük bir dershane , diğer yanı özel bir sağlık kuruluşu. Bakalım umarım bu grev biter, işçiler haklarını alırlar. Aslında grev dediğin de böyle olur, grev kırıcısız, halka da biz olmazsak böyle olursunuz, diye verdikleri emekleri göstererek, hizmetlerinin değerinin bilinmesini sağlayarak. Ama işte biz belki otuz yıldır belki daha fazla etkili grevlerden ve direnişlerden uzağız. Şaşırdık, tedirgin olduk, üstelik belediyenin bu şekilde sonuçlara razı olması kendi geleceğini bir daha seçilme şansını da yok sayıyordu. Gençler hiç bilmez grev. Oğlum şaşırdı mesela. 
Grev;
Temel işçi haklarındandır ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır. İşçiler, Toplu İş sözleşmesi görüşmelerinde işçiler adına sendika ve işveren anlaşmaya varamazlarsa, yasal olarak greve çıkma hakkına sahiptirler. Bunda amaç, işçilerin çalışma şartları , sosyal ve ekonomik durumlarının korunması ve geliştirilmesidir. Tabi sadece grev hakkı tek taraflı bir hak değil bir de işveren için lokavt hakkı var ki o bu yazının konusu olmasın tabii ki.
Evet, bakalım nasıl çözüme kavuşacak bu yıllar sonra gelen grev. Umarım işçiler haklarını alırlar..
Yasal sınırlar içinde ses yükseltmek, hak aramak normaldir. Herkes hakkını yasal sınırlar içinde arayabilir..


 Güncelleme; Dün yani ekimin beşi itibari işçiler anlaşmaya varmış olacaklar ki yine çalışmaya başladılar.