Komşuda hasat zamanıydı. Mürdüm eriği ve şeftali çok lezzetliydi, dalından ne de olsa. Komşular arası böyle meyve sebze alışverişi sık oluyor. Bizde sadece erik kaldı, ağacı artık çok yaşlı ama hala meyve veriyor. Gerçi biz gelmeden önce toplamışlar, annem suyundan erik suyu içeceği, meyvesinden erik reçeli yapmış. Bize de yiyip ,içerek tüketmek düştü.
Öyle bir rüzgar var ki bir haftadır, inanılmaz. Sesi, uğultusu büyük baş ağrısı yapıyor, stres yaratıyor. Yine de çayımı aldım zeytin ağacına karşı içiyorum. Başıma iyi gelir belki. Şu ağaçta büyük dalın arasında ,tahmini kışın kesilmiş, iki dal daha vardı. Kim kesmiş bilmiyoruz,kimse görmemiş, sitenin bahçelerle ilgilenen bekçilerine sorduk, haberleri yok. Muhtemel çimlerine zarar gelmesini istemeyen birileri ,diye aklımızdan geçiyor. Tabi görmedik, direkt suçlamak olmaz. Üstelik bu yaz ,yaprak olayından sonra,ilk kez barış çubukları tüttürüldü, selam sabahlar başladı. Muhabbet iyi. Şaşırtıcı bir şekilde bahçesine zeytin fidanı da dikti ,hem de iki fidan. Çimleri şimdi o ağaçların altında nasıl olacak bilmiyorum.
Başım hala ağrıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder