Ağaç Ev Sohbetleri #73 ( Köyde Okul)

Konu; Eğitim. 

          Sizin okullu olduğunuz zamanlarla günümüzdeki eğitim öğretimi kıyasladığınızda neler düşünüyorsunuz? Nelerin değişmesini ya da nelerin gelmesini istersiniz? İlkokul öğretmeninizi hatırlıyor musunuz? Unutulmayan yönleri nelerdi?Okul yaşamınızda sizi olumlu etkileyen kaç öğretmeniniz oldu,neler yaptılar?

Konuyu gündeme getiren :  Makbule Abalı  


''..İlkokul öğretmenimiz İdris Doğru isimli bir beydi.Çok bilgili,kültürlü,babacan bir beydi. Gerçi arada disiplini kızılcık sopasıyla da sağladığı oluyordu. Aynı zamanda imamlık yapardı. Okul da zaten caminin bitişiğindeydi. Okul dediğime bakmayın, öyle bina canlanmasın gözünüzde. Tek katlı ,büyücek bir salon işte. Salona girişte sol tarafta sıra sıra beş on tahta sıra arka arkaya dizili. İlk sırada kızlı erkekli birinci sınıf öğrencileri, yanındaki dizinde ikinci sınıflar, onun yanında üçler, sonra dörtler işte beşinci sınıfa kadar tek salonda, aynı sınıfta okuyoruz. Duvarda kocaman iki karatahta yanyana asılı. Sağ tarafta öğretmen masasının yanındaki duvarda Atatürk resmi, onun yanında Türkiye Haritası asılı. Salonun orta yerinde kocaman bir odun sobası var. İşte beş sınıfa birden İdris Hoca bu sınıfta ders verirdi. Camii de imamlık yapan İdris Hoca ile yıllar sonra Bursa'da Tophane'de bir camide karşılaştım. İmamlık yapıyordu, vaazını dinlemek nasib oldu..   

İlkokul çağları böylece köyde geçti. O zamanlar Gebze Çayırova'da köy çocuklarının tarım alanında bilgilenip yetişmesini sağlayan, çağdaş çiftçiliği öğreten, sonra da köylerine geri gönderen bir okul varmış. Babam İbrahim ve beni ilkokulu bitirince bu okula göndermek istedi. Babamın bu çabası için Bursa'ya geldik.Tahtakele'de karşılaştığımız Osman Peker ayaküstü sohbet esnasında babamı ikna ederek, bu sevdadan vazgeçiriverdi. Ki hayatımın dönemeçlerinden,yol ayrımlarından biridir. Babamın ikna olmasının en büyük nedeni toprağımızın az olmasıydı. Osman amca ,babama bizi ortaokula kaydettirmesin söyledi. Babamda bizi Temenyedeki ,sanırım hala faal olan, Bursa Çelebi Mehmet Ortaokuluna kaydettirdi. Babam köyde yaşadığı için nerede kalacağımız sorunu vardı.Bu aralarda yeni evlenen Emine halamlar Bursa'ya yerleşmişti. Onun yanında kalabilirdik. Tophane'de Yerkapı'da ,Kaleboyunda bir evde yaşıyorlardı. Hatice ablamda bizimle gelecek bize bakacak, halama da yardım edecekti. Evin bahçesindeki odunluk olarak kullanılan müştemilat onarıldı, boyandı bizim için hazırlandı. Çok karanlık bir yerdi. Emnine halamların komşusu polis memurunun oğlu Coşkun'da bizimle aynı okula gidiyordu. Her sabah üçümüz yürüyerek Temenyedeki okulumuza gidip gelmeye başladık. Benim okul numaram 546 ,kardeşiminki 545 idi. Bu numaralı okul kimliklerimizi aldık. Bize okul için forma aldılar. Tabi dar bütçelerimize göre idi kıyafetlerimiz.Ama,kimin umurunda  yeni kimlikler, yeni arkadaşlar, yeni kıyafetler bizim çok çok hoşumuza gitti. 

Ortaokulda sosyal yönlerim çok iyiydi. Törenlerde şiirler okurdum, izcilik grubuna katıldım.Halamın torunu Zeki'de benimle aynı okula gidiyordu. O zamanlar sınıflar odun sobası ile ısıtılıyordu.Zeki ile birlikte odunluktaki kısa kesilmiş odunları ,sobaya atılacak hale getirirdik. Tahminen üç ton kadar vardı odunlar. Bunun karşılığında bize elli kuruş vermişlerdi. Ortaokul yıllarım maddi olarak türlü zorluklar içinde geçti.Ama bir hayalim vardı. Ortaokulu bitirip  Işıklar Askeri Lisesine girebilmek..''

M.Albayrak


 Eğitim konusunda hem  öğrenci olarak kendi dönemimi ,hem veli olarak çocuklarımın dönemini kıyaslayabiliyorum. İnanın en çok değişen, en düzensiz, en deneme tahtası gibi olan dönem ;çocuklarımın dönemi. Şimdi yaşananları hele hiç konuya karıştırmıyorum. Ayrı bir alem.

 Bir de yukarıda okuduğunuz babamların dönemi var.Günümüzün sorunlarını ,daha yakından yaşayanlara öğrenci ve velilere bırakıp, konu için daha eskilere gidip, oradan kıyas yapmak istedim. Bir nevi zaman yolculuğu ile bu sorulara ben değil babamın anıları  olsun cevabım..

23 yorum:

  1. O zorluklara rağmen, o tek dersliğe rağmen kaç kişi hayaline kavuştu. Işte bu yüzden önce insanın istemesi lazım diye düşünüyorum. Sonra öğretmen etkisi geliyor bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Için de olacak, mücadele edecek ve fırsat verilecek.

      Sil
    2. Değerli arkadaşım, benim de asıl arzu ettiğim buydu :Kendi dönemlerimizi hatırlayarak bugünlerle kıyaslamak. Birleştirilmiş sınıfların çok farklı çalışmaları var.5 sınıf bir arada çalışmalara uyum sağlamak çok kolay değil. Ne güzel, kendinizi geliştirmişsiniz.
      Pardon, belki bilgisayarın azizliğine uğradınız. Soyadım: ABALI
      Sevgiyle.

      Sil
    3. Pardon, hemen düzelttim:) Bu arada ben değil babamın okuduğu köy okulu. Arada onun anılarını yazıyorum, kendisi yazmayı çok sever .Eski anılarını yazıyor,bende burada paylaşıyorum:)

      Sil
  2. Anlattıklarınız çok ilgimi çekti. Bahsettiğiniz okul Çayırova Teknik Bahçıvanlık Okulu olmalı. 1945-1985 yılları arasında eğitim vermiş. 1985 yılına dikkatinizi çekerim. Darbe hükümeti başta ABD olmak üzere küresel sermayenin emirlerine uyarak bu güzide kuruma el atmış. Halen Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Çayırova Tohum ve Sertifikasyon Test Müdürlüğü adı altında sözde hizmet veriyor. Bu kurumun bütün amacı yerli tohumlarımızı yok ederek ithal ülkemizi gdo'lu ürünlere bağımlı hale getirmek. Yani kuruluş amacından tamamen saptırılmış. Aynı Köy Enstitüleri gibi eğitime vurulan bir darbe daha.

    1943 yılında dönemin Tarım Bakanı Prof. Dr. Şevket Raşit Hatipoğlu talimatıyla kurulan bir okul bu Çayırova Teknik Bahçıvanlık Okulu. Aynı Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel gibi Hatipoğlu'nun ülkeye ve tarım sektörüne yaptıkları saymakla bitmez. Liyakat söz konusu olunca ne cevherle yetişiyor bu ülkede görüyoruz işte.

    Babanızı saygıyla anıyorum. Onu ikna ederek sizi ve kardeşinizi bu okula göndermekten alıkoyan Osman Peker'in kim olduğunu merak ettim. Çayırova
    Teknik Bahçıvanlık Okulu adında Rıdvan Şükür'ün söz konusu okulu anlatan çok değerli bir çalışması varmış. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Muhtemelen o okuldur. Bakın ben hala açık olabileceğini düşünmemiştim. Amacından bambaşka yerlere gelmiş ,babam daha sonra askerliğe geçiş yaptığından dolayı bu okulla ilgili yazdığı bu kadar. Onun çocukluğundan kalan anılar bunlar. Osman Peker bir tanışları.

      Sil
  3. Yoksa siz de mi Bursa'da büyüdünüz??? :) Babanızın kaleminden okumak çok hoşuma gitti ilk bölümü, acaba bahsedilen Köy Enstitüsü sistemi olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok ben babamın asker olmasından dolayı farklı farklı illerde büyüyüp, çapayı İstanbul'a attım. Hayır köy enstitüsü değil.

      Sil
  4. "Işıklar Askeri Lisesine gidebilmek" cümlesine gelinceye dek siz zannettim. Anlatanın erkek olduğunu farkettikten sonra altındaki isim ve son paragraftaki detaylı bilgi emin hale getirdi. Akabine sizin adınıza sevindim... Anneler, babalar hayatı hep göğüsledi. Bundan olmalı... hep güçlülerdi, mücadelecilerdi. Şimdiki neslin hali ortada. Ne eğitim eski eğitim, ne öğretmenler eski öğretmenler, ne de öğrenciler eski öğrenciler. Şartlar iyileştikçe idealizm yok oldu sanki. Aslında her konuda böyle. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ,şimdiki çocuklarla o zamanki çocuklar bambaşka. Her neslin kendi zamanına göre değerlendirilmesinden yanayımdır ama yok olan değerleri görünce üzülmeden duramıyorum.

      Sil
  5. Tırnak işaretini epeyce farketmediğim için "Acaba hangi ücra köy?" duygusuyla okurken uyandım. Aynı öğretmenin beş sınıfı birden bir arada okutmasını biliyordum. İnanılmaz bir durum. Başka ülkelerde uygulandığını hiç duymadım. Öğretmenin aynı zamanda imam oluşu, okulun camiyle bitişik oluşu müthiş detaylar. Osman Peker olayı dönüm no noktanızmış sahiden. İyi ki yazmışsınız. Merakla okudum. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğitim için ne kadar çaba harcıyormuşuz, bina yokluğuna sığınığ çocukların öğrenimini geciktirmemişiz en azından. Bu sınıflardan çıkan çocuklar ne mevkilere geldi.Babamların köyünden çıkan okumuş , ticaretle uğramşmış bir çok insan var.

      Sil
  6. Ay çok hoşuma gitti bu anılar
    Iyi ki yazmışsın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler, arada yazıyorum babamın yazdıklarından burada parça parça:)

      Sil
  7. Işık’lar Askeri Lisesi de yok artık. Ben Bursa Kız Lisesi mezunuyum. İki okul ne temsiller düzenlemişizdir. Kardeş okullarımızdan biriydi. Düşünün, bir askeri okul ama tiyatro, konser, spor karşılaşmaları gibi bir sürü de yan faaliyeti var. Keza bizim lisede de durum aynıydı. Benim çocuklarım lisede özel bir kolejde okudular, ellerine voleybol ya da basketbol topu verip oyun kurallarını anlatan olmadı, değil spor karşılaşması yapsınlar. Eğitim kısmına hiç girmiyorum. Demek babanız Işıklar’a gitti sonunda, masal gibiydi, devamını da yazsanız keşke. Çok selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet babam şu an bir asker emeklisi, uzun yıllar askerlik yaptı. Işıklar'dan sonra Harp Okulu var ,Kıbrıs var.
      Işıklar kapandı, Kuleli kapandı. İlerde geriye bakıldığında ,tarihçiler neler yazacak merak ediyorum:(

      Sil
  8. Merhabalar.
    O yıllarda ilçe merkezlerinde birleştirilmiş sınıflar yoktu, ancak köy okullarında birleştirilmiş sınıflar vardı. Yetişmiş öğretmen bulmak da zordu. Ben yapmadım ama, benim arkadaşlarımın çoğu köy ilkokullarında hem de birleştirilmiş sınıflar üzerinden vekil öğretmenlik yaptılar. Birleştirilmiş sınıfların eğitim ve öğretim işleri ile uğraşmak öyle o kadar kolay bir iş değildir. Her sınıfın müfredatını ve sınıftaki çocukların seviyelerine göre onlara eğitim ve öğretim vermek gerçekten zordu. Ancak bu zorluk, görevinin ve vazifesinin şuur ve bilincinde olan samimi ve idealist öğretmenler için zordu. Öyle sadece adı öğretmen olan öğretmenler için değil. Ben Milli eğitim teşkilatında ömür çürütmüş biri olarak bu konuları çok iyi bilirim. Neler gördüm, neler yaşadım, anlatmakla bitiremem.

    O dönemlerin zor ve kısıtlı imkanlarıyla okullarda eğitim ve öğretim görmüş çocuklarımız, günümüzün imkanlarıyla eğitim ve öğretim gören çocuklarımıza nazaran daha bilgili ve daha başarılıydı.

    Bir işin ne kadar zor ve zorluklar içindeyse o kadar kaliteli, bir işin ne kadar kolay ve kolaylıklar içindeyse, o kadar kalitesiz olduğuna şahit oldum. Bu bizim milletimize göre mi böyledir? Yoksa tüm insanlık için geçerli olan bir tespit midir, bilmiyorum?

    Aslında çok güzel bir konuydu. Tertipleyenin de paylaşanın da kalemine ve yüreğine sağlıklar dilerim. Eğitim ve öğretim konusunda yazılacak ve konuşulacak şeyler; ne böyle bloglara, ne de yorumlara sığacak kadar yüzeysel konular değiller. Zaten bizler de ancak buralara sığacak tarafıyla ele almaya çalıştık. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsi geçen yıllar 40 ların sonu,o dönem de köyde okul binası yok sadece bir salonda eğitim görüyorlar. Ama görüyorlar. Dediginiz gibi eğitim öğretim buralara sığmaz anlatmakla.Biz biraz anılarla konuya değindik sadece. Teşekkürler.

      Sil
  9. babanın anılarını çok seviyom zaten. bu da çok iyiydi, odun sobası, 3 ton odun, odunluktan oda, çok etkileyici, köylük yerlerde böyleymiş demekki yaa, iyi ki gitmiş okula vallası bi de :)

    YanıtlaSil
  10. Paylaşımlarını her geçen gün güzel oluyor. takip etmekten mutlu oluyoruz. Eğitim Haber ve Hidroponik, Emre BÜYÜK

    YanıtlaSil
  11. Son paragrafta kadar bir gariplik var bu işte diyerek okudum ki son paragrafta babanızın anıları olduğunu anlayınca rahatladım :) Ne güzel anlatmışsınız! Babanızın tüm zorluklara rağmen hayalinin peşinden gitmesine hayranlık duydum.

    YanıtlaSil
  12. Deneme tahtası dönemi hala devam ediyor maalesef.

    YanıtlaSil
  13. Geçmişte daha dolu dolu bir eğitim aldığımızı düşünüyorum şimdi ezbercilik ağırlıkta.

    YanıtlaSil