nerede nasıl davranmalı?



Güzel, romantik bir ortamda müzik dinleyelim ,dedik. Şık döşenmiş, loş ışıklı,
kibar çalışanlı bir ortam. Bizim gibi üç dört masa var. Sahnede gitarı ile spor giyimli genç bir adam şarkılarını söylüyor.Henüz yeni başlamış.
Kadehlerimizi şerefe için yeni kaldırmışız.
Tam bu anlarda bir kaç genç insan içeri girdi. Kapıya yakın cam kenarında
masaya yerleştiler, sonra arkalarından bir kaç kişi daha, sonra biraz daha.
İçeri gelenler sanki uzun zamandır yeni görüşen insanlar gibi birbirlerine bir sarılmalar,coşmalar,bir kakara kikiriler. Romantik ortamlı sakin salon ,bir andan otobüs terminalinde seyahate çıkacak yolcu kalabalığı gürültüsü ile kaplandı. Yine de bir bekledik, hani yerleşsinler susarlar,dinlerler diye.
Yok anacım, yaygara yaygara üzerine. Müzisyen genç ,gürültüyü bastırmak için, hoparlörün sesini yükselterek bangır bangır şarkı söylemeye kalktı.
Mümkün değil sesler kesilmiyor,muhabbet gürültülü bir şekilde devam ediyor. Gelen grup sanki içeride müzik yapan biri yok gibi, umarsızca
konuşup gülüşme halinde.Yirmi otuz kişi oldular.
Garsonu çağırdık ,nedir bu durum ,diye..Bir iletişim firmasının toplantısı için otele gelmişlermiş.
Dedik ''sesten rahatsızız'' diğer masalarda onayladı;
'' evet biraz sessiz olsunlar''
Garson;'' tamam efendim ,müdüre haber verdik'', dedi.
Bu arada bizim müzisyen çocuk,gitarı bıraktığı gibi bara geldi;
''Ben bu .ö.. lere şarkı söylemem'' diye aldı çayını ,çıktı dışarı.
Haydaaa!
Keyfimiz yarım kaldı mı sana. Neyse gece müdürü olan bey, gelip grupla konuştu,ne etti ne dedi bilmem ,onları bahçeye aldı. Bahçede durulacak gibi değil ,soğuk hava ama orada epey bir gürültü yapma ihtiyaçlarını giderdiler.
Müdür gelip ;''kusura bakmayın'' dedi, müzisyen genç de gelip şarkılarına devam
etti.
Ancak çok sürmedi, bizim bahçe grubu ,daha fazla dışarılarda donmamak için uslu uslu gelip ,birer ikişer masalarına oturdular. Sesler biraz azalsa da yine müzik dinlemeye elverişli bir ortam kalmamıştı.Sohbet muhabbet gırla gidiyor.
Kalkalım bari,dedik,böyle olmayacak.İster istemez gürültüden etkileniliyor, ortamda bir negatiflik oluştu bir kere. Hesabı verip kalkarken müzisyen genç kendine ulaşan bir isteği yanıtlıyordu;
''Kim istedi bu Ankara'nın Bağları şarkısını bilmem ama burasını ortamı görüyorsunuz,11 den sonra arkadaşları discoya alalım, Ankaranın Bağlarını orada dinleyip göbek atsınlar..''
Biz dışarı çıkarken kalabalık iletişimci gruptan genç bir kadın şımarıkça bağırınıyordu;
''O zaman mihribanı çal, mihribanı...''
İnanamadım.
Böyle kurumsal, böyle büyük bir iletişim firması çalışanları hangi ortamda
nasıl davranmaları gerektiğini öğrenselermiş keşke..Bizim evin karşısındaki dershane öğrencileri ancak teneffüste bu kadar yaygara ve şamata yapıyor.
Nedir bu otuzlarına ,belki kırklarına gelip, nerede nasıl davranacağını bilememek.
Şöyle düşünebilirler, iki gün toplantıya gelmişim, vur patlasın, çal oynasın yapayım.Tamam da koca otelde bir çok yer varken, insanların biraz müzik dinleyip,keyif yapacağı ufak bir salonu tercih etmek, müzisyenle inatlaşmak,onun yaptığı işe saygı duymamak nasıl bir duygu ,anlaşılır değil.
Sanki kendi işleri iş, diğerleri boş iş.
Etrafı biraz gözlemlediğimizde, insanların ,''özgür davranıyoruz''kisvesi altında adabı muaşeret kurallarını hiçe saymayı alışkanlık haline getirdiğini görmek,
üzücü oluyor doğrusu..ne dersiniz..

22 yorum:

  1. Terbiyesizlik hoş görülmeye başladı, olağan hale gelmeye başladı. Çok üzücü ve sinir bozucu. İşin kötüsü, nasıl düzeleceğini de bilemiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gittikçe bencil insanlar olduğumuz gibi,bazen bencilliği grup halinde yapıyoruz.

      Sil
  2. maalsef gürültü kirliliği ve saygısızlık her yerde..🤔 bence onlar biraz "terbiyeli çorba" içsinler belki düzelirler..😀 elinize sağlık..✔🙂

    YanıtlaSil
  3. Anlaşılan eğlenmek için seçtikleri mekan yanlış olmuş. Söylenecek cümle kalmamış bana, pek güzel ifade etmişsiniz zaten. Olan sizin gecenize olmuş :(

    YanıtlaSil
  4. Ülkede kimsenin kimseye saygısı kalmadığının ta kendisidir bu durum ve maalesef böyle insanlar gün geçtikçe çoğalmakta..
    Kendini inanılmaz önemseyen gerisini koyveren insanlar topluluğu işte..
    Eğitim ailede başlar bunun hiçbir okulu yoktur ve ne yazık ki bu tip şahıslar aile terbiyesinden yoksun tipler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet,ikinci cümlene aynen katılıyorum.

      Sil
  5. Tam da son cümlede olduğu gibi, bu özgürlük değil. Belki şımarıklık ama çokça bilinçsizlik..

    YanıtlaSil
  6. Ne yazık ki böyle münasebetsizlikler bu tür yerler de oluyor, Ne o Ankaranın bağları falan gitar ortamı bambaşka bir ortamdır uymamış müzisyende iyi yapmış.

    YanıtlaSil
  7. Yapmacık ve aşırı ses çıkaran sözüm ona sevgi dolu iş ortamlarından ben de hoşlanmıyorum...
    Sinir bozucu bir akşam olmuş.

    YanıtlaSil
  8. Aaa, ne diyeceğimi bilemedim bir an, hepsi gözümün önüne geldi, müzisyen demiş işte ben senin gibi kibar olamayacağım valla öküzlük resmen..yazık olmuş çok üzüldüm:(

    YanıtlaSil
  9. Bencillik,umursamazlık,saygısızlık.... nasıl düzelecek bu arazlar bilmem...

    YanıtlaSil
  10. Hayatımız bir dünya saygısız içinde geçiyor maalesef...Umarım eski naif güzel günlerimizi daha da özleyeceğimiz günler olmasın.

    YanıtlaSil
  11. Saygısızlık,sımarıklık gün geçtikçe hızla artıyorlar..

    YanıtlaSil
  12. ah ah bizim ülke insanı işteeee :)

    YanıtlaSil
  13. Son cümleyle güzel bir özet yapmışsınız. İnsanlar nasıl da hoyrat, nasıl da bencil ve nasıl da bunu normal karşılıyor...

    YanıtlaSil
  14. Cesit cesit insan var. Gün gectikce seviyesizlesiyor cogu kisi 😒

    YanıtlaSil