Gerçekten de öyle. Bal kabağının bu kadar çeşitli ürünlerde kullanılması muhteşem. Her türlü tatlısı-tuzlusu yapılmış . Burası neresi derseniz; Sakarya ilimize bağlı Pamukova'da bir yol üstü dinlenme tesisi.
Sakarya 'da ile özel coğrafi işaret almış kocaman kocaman beyaz kestane kabakları Sakarya nehri boyunca uzanan tarlalarda yetiştiriliyormuş.Bu bölgenin iklim şartları bu kabağın yetişmesi için çok uygun bulunmuş. Bu beyaz kestane kabaklarının bir özelliği diğer kabaklara göre daha fazla dilimli olması. Bu nasıl bir fark yaratıyor derseniz daha fazla dilim daha dayanıklı olmasını sağlıyormuş. Kalorisi de 100 gr da sadece 26 kaloriymiş , doymuş yağ ve kolestrol içermiyorlarmış:)
Tabii ki Pamukova'daki tesadüfen girdiğimiz bu mekanda tatlısından, lokumdan,böreğinden ,çorbasına her türlü üründe kullanılmış balkabağı. ben kendim pişirmeyi hiç denemediğim Bal Kabağı çorbasından denedim. Üzerine ceviz ve yağ yakmışlardı, koyu içimli nefis bir çorba olmuştu.
''Çorbaya ekmek doğrasana'', ''Ekmeksiz yeme mideni tutmaz'' ,'' ekmekle sıyırsana'' gibi gibi özellikle ana tembihleri ile büyümüş bir nesilde tabii ki ekmeksiz yemek olmaz. Tencere yemeklerimiz en güzel ekmekle yenir. Çorbanın yanında getirdikleri ekmekler yan taraftaki odun fırınındanmış. Lezzetli ,tok ekmeklerdi .Böyle yol üstü bir yerde böyle bir fırın beklemiyordum.Evde ekmek yoktu zaten , bir tanede ekşi mayalı tam buğday ekmeği aldık. Ekmekler her biri ayrı süslenmişti. Hepsinden alasım geldi.
Dönüş yolumuzda bir diğer durağımız Osmaneli İlçesindeki Prof.Dr. Yunus Söylet Şifalı içmeler tesisi oldu. Çook eski, yaklaşık 1400 yıldır hastalara şifa kaynağı imiş bu sular. Her biri ayrı bir kaynaktan aktığı ve ayrı bir derde deva olduğu söyleniyor ve İstanbul ÜniversitesiTıp Fakültesi tarafından bilimsel araştırmaları yapılıp ilgili bilgilendirme yazısı da duvarda asılı duruyor. Dört çeşme yan yana, birisi mide, birisi egzama, biri safra, bir diğeri böbrek dertleri içinmiş. Bilenler bidonlarla gelmişti. Biz birer su şiseşi doldurup aldık. Normal su gibi yudumlayıverdiğim şifalı su, meğerki bayağı tuzlu su imiş, tansiyonu olanlar dikkatli içmeli diye, uyarı yazısı da vardı zaten açıklamalı yazıda. Bu çeşmelerin olduğu yerde aynı zamanda konaklama imkanı da var, ufak ufak otel odaları inşaa edilmiş, yemyeşil doğa içinde sakin ve güzel bir yer olmuş.
Bu bölgeye kısa gezimizle ilgili anekdotlar burada dursun. Daha fazla kabak tadı olmadan:) yazımı keseyim.
Sebebi ziyaretimi ayrıca yazayım sevgili okuyucu.
İyi pazarlar diliyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder