Dün hava o kadar şahaneydi ki , pırıl pırıl güneş masmavi gökyüzü, ılık mı ılık bir yumuşak hava. Dışarda yapmamız gereken işleri bu güzel havada hallettik. Bu günlerde tatlı bir telaş içindeyiz ,bakalım nasıl altından kalkacağız bu tatlı telaşenin. İkiz evlatların genelde önemli anları hep birbiri ile aynı zamana gelip çatıyor. Bazen birinin derdine keder duyarken diğeri öyle mutlu bir şey yaşıyor ki anne kalbi nasıl ikiye ayrılacağını şaşırıyor. Sevinmek ve dertlenmek aynı kalbin içinde sıkışıp ayrı ayrı çarpıntı yapıyor. Bunu dönem dönem yaşıyorum. Ve yine öyle bir dönemden geçmekteyim. Bakalım nasıl devam edecek sevgili okuyucu..
Bir süredir hiç resim çekmek gelmiyor içimden. bakıp bakıp geçiyorum, güzellikler gözüme görünmüyor nedense. Lakin dün öyle güzel bir köşeye denk geldik ki bu güzel havada işlerimizi hallederken, resimlemeden duramadım. İstanbul'un her köşesinde apayrı bir manzara oluşabiliyor tabi ki buna sebep deniz ve güneş ve tekneler. İyi ki marmara denizi var İstanbul için. Sular , martılar, vapurlar bu şehir de olmasa idi ,bu şehir İstanbul olur muydu? Saydıklarımın hepsi İstanbul'a ayrı bir yakışıyor. Deniz ve şehir bir arada, her yerde olduğundan farklı güzel görünüyor İstanbul'da.
****
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder