Dün tren istasyonlardaki bilgi panolarında Üsküdar'daki üzücü hadise nedeniyle seferler tek hattan yapılmaktadır, gecikme yaşanmaktadır vs. gibi bir yazı yazıyordu. Tahmin ettim ve sonra duyuldu ki Üzücü Hadise denilen bir kişinin yaşamına son vermesi idi. Bu sık olmaya başlayan bir vaka halini aldı tren istasyonlarında. Üsküdar istasyonuna yaklaştığımızda tünelde kapalı halde on on beş dakika kadar bekledi tren, sonra istasyona yanaştı. Bir yön, polis barikatı ile tamamen boşaltılmış ve kapalı idi. Olay sanırım çok yeniydi. Evlerden ırak olsun denir ya öylesine zor bir olay , kim bilir neler yaşandı da bu sonuç ortaya çıktı.
Tabii ki seferlerin aksaması nedeniyle yolcu yoğunluğu mesai saatlerinin yoğunluğu gibiydi neredeyse. Kendime bir yer bulup oturdum. Yanımdaki adam ekranında okeye dönüyor diğer yanımdaki kadın candy crush da şeker patlatıp duruyordu,hatta neredeyse ineceği istasyonu kaçıracaktı,son anda indi o kalabalıkta. Bir zamanlar yanımızdaki gazete okuyanların sayfalarına göz atardık şimdi de ister istemez ekranlarına göz atıyoruz. Zaten ekrana bakmayan yok, iki gencin elinde kitap vardı, okuyorlardı ya da yer verme tartışmalarından kaçınmak için okuyor gözüküyorlardı, niyet okuyuculuğu yapmak istemesem de olabilir diyorum. Tabii ki yorgunlar , mücadele ediyorlar hayatla, yollar uzun, kalabalık çantaları ağır ama bedenleriniz sağlam ve yaşınız henüz genç çocuklar. Lakin zar zor ayakta duran yaşlı bir bey trene bindiğinde ayakta kaldı. Oturanlarda genç,tabi orta yaşlı bir bey dayanamayıp gençlere söylenmeye başlayınca bir tanesi kalkıp yer verdi. Sonra büyükler , gençlerin niye böyle duyarsız olduğu ile ilgili kendi aralarında kısa bir muhabbet çevirdiler. Adam sonunda gençleri bizim böyle yetiştirdiğimizi, yeterince eğitemediğimize bağladı , konuyu, olay kapandı,sessizlik hakim oldu. Gençlerin hepsi kulaklıklarından kim bilir hangi şarkıyı dinliyordu o arada.
Her sabah okullarda andımızı okurduk, andımızın sözlerınde vardı ;'' ..küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak. '' diye . Ayrıca da hep söylenirdi ,öğretilirdi otobüslerde yaşlılara, engellilere, hamilelere yer verin, diye. Beyler bile hanımlara öncelik verirdi ki hadi eşitlik falan diyerek onu geçeyim, saymayayım. Gerçekten ne büyüğe saygımız kaldı ne küçüğe sevgimiz. Sorarsan mangalda kül bırakmayız ama gerçekte olanlar asla öyle değildir. Trende rastladığım bu kısa konuşmalarda bunları düşünmeden edemedim.
Hep cep telefonlarının yüzünden, çocuklar oyunlara kaptırınca kendilerini ayakta kalan büyüklerini göremiyorlar ondan, yoksa hepsi telefona saklanmanın aksine fark edebilseler, çok şükür ki yer verecek ahlaka ve saygıya sahipler! Yer vermeyen beyler de -yıllardır- hep eşitlik diyen kadınlar nedeniyle talebe uydukları için yer vermiyorlar, üstelik veremedikleri yer için bağırlarına taş basıyorlar:))
YanıtlaSilistanbul'da yaşam zor, trafik çok zor, toplu taşıma en zor! gençler, eskisi gibi değil, uzak mesafelere gidiyorlar okumak için. bizim okullarımız hep daha yakındı evlerimize. şimdi öyle değil. çok yoruluyorlar gerçekten. ben hiçbirinden yer vermelerini beklemiyorum, acımasızlık gibi geliyor. belki belirli bir yaşın üzerindekiler çok gerekli değilse , trafiğin daha az yoğun olduğu zamanları seçebilirler toplu taşımaya binmek için diyorum. çok kalabalık bir şehir, içinde iyiyi de kötüyü de, saygılıyı da saygısızı da, genci de yaşlıyı barındırıyor. ve hayat hepimizi çok yoruyor ne yazık ki...
YanıtlaSilZamanın ruhu değişti, biz de eski günleri arar olduk böyle. :(
YanıtlaSilBir de yer verdiğinde tersleyen ruhu genç, huysuz yaşlılar var.. Onları ne yapacağız :)
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilGeçenlerde, Ankara Kızılay-Batıkent metro hattı üzerinde yolculuk yaparken, Macunköy istasyonunda yapılan bir anonsla tüm yolcular indirildi ve oradan dışarı alınarak belediye otobüsleriyle sorunlu yerden uzak bir istasyona ring yapılarak taşındık. Meğersem 40 yaşlarında bir vatandaş kendini metro treninin önüne atmış. Bu benim başıma ilk defa gelendi. Ama o hat üzerinde sürekli yoculuk yapanlar "bu kaçıncı" diyerek dert yanıyorlardı.
Bakın bu tür intihar olayları ülkemizin her tarafında ve sıkça yaşanır bir hal almış. Allah kimseyi daraltıp, bunaltmasın. Asla çare olmayan bu durum, kabul edilebilir bir çıkış yolu değildir elbette. Ama insanımızın karşılaştığı zorluklarda bıçağın kemiğe dayandığı bir son nokta vardır. İşte o noktada insan kendini kaybedince her şeyi göze alıyor. Bu çok korkunç bir durum.
Bu konuda ülkelerin olay istatistiklerine bakıldığında Batı ülkelerinde çok az karşılaşılan, ancak biz ve bizim gibi ülkelerin grafiğinde tavan yapmış bir olaydır. Nedeni de bellidir. İnsanlar durup dururken canına kıyar mı? Neden kıysın ki? İşte insanlarımızı bu noktaya getiren sebeplerin altında hep geçim ve geçim sıkıntısı yatmaktadır.
Toplu taşıma araçlarında anlatıığınız olay her yerde aynıdır. Gençlerimizin ellerinde küçük bir bilgisayar (cep telefonu) kulaklarında kulaklıklar, gözleri ne etrafı ne de kimseyi görmüyor. Bu işin sonu nereye varacak ve nasıl olacağız bilemiyorum. Allah hakkıımızda hayırlısını versin.
Selam ve saygılarımla.
Ne yazık ki..
YanıtlaSilBir yerde okumuştum, travma yaşamasını engellemek adına saygısız ahlâk yoksunu bireyler yetiştirdik, tarzı bir cümle.
Ne kadar doğru. Şimdi çocuklar herşeye sahip ama kıymet bilmiyorlar.
Ne yazık ki..
YanıtlaSilBir yerde okumuştum, travma yaşamasını engellemek adına saygısız ahlâk yoksunu bireyler yetiştirdik, tarzı bir cümle.
Ne kadar doğru. Şimdi çocuklar herşeye sahip ama kıymet bilmiyorlar.
aaa metroda yani biri kendini raylara filan mı attı amanin.
YanıtlaSilMemleketi o hale getirdiler ki. Yaşamına kendi eliyle son verenlere gitti kurtuldu bu lanet dünyadan diyesi geliyor insanın. Toplu taşımada yer verme işini standarda bağlamaya karşıyım. Eskiden çocukken otobüsle seyahat ederken süslü, orta yaşlı bazı teyzeler sürtünür yer vermezsen lâf çarpar, utandırmak için elinden geleni yapardı. Kucağında çocuğuyla zor ayakta durabilen bir erkeğe de gerektiğinde genç bir kadın kalkıp yerini verebilir. 70 yaşında bir adam dinç olabilir, sekiz yaşında bir çocuk yerini dedesi yaşındaki adama yerini verdiğinde ayakta kalarak daha savunmasız kalabilir. Özetle, toplu taşımalarda, herhangi bir kurala bağlamaksızın insan, ne zaman kime yer vermek gerektiğini bilir.
YanıtlaSilTabii ki istisnalar olabilir ama genel kurallar olmasından yanayım ben en azından nezaket gereği. Kuralcı bir insanımdır zaten. Yedi sekiz yaşlarında çocuk büyük olasılıkla kendi başına otobüse binmez ya da trene, yanında bir büyüğü olur, benim olayımdaki daha genç insanlar. Ama artık herkes sadece kendini düşünüyor ,belki zaman gereği böyle.
Sil