sağlık olsun.

 

Mart ayının birinin sabahı acil kapısında beklerken.  

Mart ayının birinin akşamı hastane odasında hemşirenin gelip serumu değiştirmesini beklerken.
Sevgili evladım dışardan yediği yemekten feci halde zehirlenince kendimizi apar topar hastanede bulduk. Çok şükür iyi şimdi, bol serum, antibiotikler kısa sürede toparladı. Çalışanlar hasta olunca rahat rahat iyileşme süreci yaşayamıyor, bir an önce işlerine dönmek istiyorlar. Son yıllarda dışardan yemek söylemek günümüz yeni kültürü gibi oldu ,özellikle çalışan aileler ve ayrı yaşayan gençler arasında. Dışardan yemek konusunda çok fazla seçenek, çok fazla reklam ,çok fazla yönlendirme var , ne yazık ki. Bu iyi bir şey mi, diye sorgular oldum kızım hasta yatağında kolunda serumlarla yatarken. Daha önce de gıda zehirlenmeleri ile karşılaştık tabi ama bu sefer biraz daha kötüydü durum. Ev de de başımıza gelebilir ama dışardan aldığımız yemekler ne derece hijyen koşullarına uygun pişiriliyor, hadi pişirildi ne derece doğru servise çıkıyor? Gençleri  hazır yemeğe yönlendirip tembelleştiriyorlar biraz sanki.
 Artık bugün ''Ne pişirsem ?'' değil, bugün  ''Ne yesem?'' sorusu kafaları meşgul ediyor. 

Ağız tadınızın sağlıkla buluştuğu, güzel bir hafta diliyorum.


10 yorum:

  1. ah, geçmiş olsun...benim oğluş da annem de 1er hafta arayla benzer bir şey yaşadılar. vücut halsiz düşüyor, serumsuz da toparlanamıyor ne yazık ki. bir daha olmasın :)

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.
    Önce çok büyük geçmişler olsun diyerek söze başlamak istiyorum. Evimin dışında hazırlanan hiçbir yemeğe sıcak bakmıyorum. Çok acıkırsam bir simit ya da bisküvi türden şeylerle geçiştiririm. Ancak, çalışanların öğle yemeğini aynı şekilde geçiştirmeleri mümkün olmadığı için, onlar dışarıda hazırlanıp, pişirilip servis edilen yemekleri yemek zorunda olduklarını da biliyorum.

    Yemek pişiren bir işletmenin demir doğrama işlerini yapmak üzere mutfağını çok yakından görme şerefine nail oldum. Ben biraz hassas ve titiz biri olarak o mutfağı hiç beğenmedim. Hele de servis ediliş şeklini hiç yazmayayım. Servisi teslim alıp yerine ulaştıracak şoförler, öyle hızlı, pratik ve seri olmak zorunda kalıyorlar ki, şaşırdım kaldım. Yaklaşık o mutfakta 7-8 gün çalıştık. Öğle yemeğini de o işletmenin personel yemekhanesinde yemek zorunda kaldık.

    O işletmenin yemek malzemelerinin hazırlanışını, yemek pişirilen kazanları ve servis kazanlarını gördüm. Hani pis değil, temizler ama, öyle çok muhafazalı titiz bir mutfak olarak göremedim. Her an her şey olabilir. Tüm personelin başlarında boneleri var, elleri eldivenli ve önlerinde önlükleri var ama, erkeklerin sakal, bıyık, kirpik ve kaşları ne olacak? Onlar da dökülüyorlar. Bayanlar yine erkekler kadar kıl dökülmesi açısından sorunlu değiller. Boneler, eldivenler, önlükler, mutfakta kullanılan yağlar, baharatlar, sebzeler, etler, kaplar, kacaklar...

    Mutlaka çok disiplinli ve hijyenine titiz mutfaklar da vardır mutlaka. Tesadüfen görme ve tanıma şerefine nail olduğum bu mutfağı hiç beğenmediğimi söyleyebilirim.

    Kızınızın dışardan yediği ve zehirlenmesine sebep olan mutfak, kim bilir nasıl bir mutfaktı. Belki de iyi bir mutfaktı da yemek için onların da dışarıdan temin ettikleri yemek malzemelerinde bir sorun vardı. Her işletmenin mutfağında bir gıda mühendisi olmalı. O mühendis mutfağa giren malzemeyi önce kontrol edecek, mutfağa girmesine onay verecek, temizlenmesi, hazırlanması ve pişirilmesine de refakat edecek, hatta servis ediliş şekline bile müdahale edebilmeli. İnşaatlarımız için icat edilen ve bir b.ka yaramayan yapı denetim büroları gibi çalışan bir gıda mühendisi olursa, hiçbir işe yaramayacağı belli bir şey.

    Ben emekli bir devlet memuruyum. Okul binalarının inşaat işleri ihale edilir, inşaatları devletin oluşturduğu bir denetleme mekanizması kontrol eder, rüşveti alırlar, her türlü yanlışa göz yumarlar ve bir yıl sonra o binaya çürük raporu verirler, binayı yıkarlar yeniden yaptırırlar. Ben böyle birkaç okul binası olayına şahidim.

    İşimizin denetçisi, kendi vicdanımız olacak. Aksi halde dışarıdan yapılan denetleme ve kontroller, hiçbir işe yaramayacaktır.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Biz de kurallar uymak için değil maalesef denetim deseniz yook. Bunu hepimiz görüp görmemezlikten geliyoruz. Her konuda. Sağlık, hijyen önemli pandemi geçirdik o kadar ama nafile ders çıkarılmıyor. Şans eseri yaşanıyor adeta. Yemekhanelerin çoğunu tahmin edebiliyorum. Hastanede bile dağıtılan yemekler yani ne diyeyim, kağıt kaseye konulmuş çorba idi mesela,bir de özel hastane olacak.
      Sonuç olarak insana önem verilmiyor. Çokluk olduk böyle olduk.

      Sil
    2. Merhabalar.
      Sizin "şans eseri yaşanıyor" saptamanıza ben de "tesadüfen yaşıyoruz" diyerek katılmak istedim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  3. Geçmişler olsun, acil şifalar diliyorum.
    Doğrusu gençlerin dışarıdan yeme alışkanlıkları beni de düşündürüyor ve üzüyor, keşke hazır paket yemekler bu kadar yaygın olmasa...

    YanıtlaSil
  4. geçmiş olsun. yaa dikkat edelim firmalara o zaman. getir yemek kullanıyom ben de :)

    YanıtlaSil