romantik başlayan bir akşamın konusu

Cayır cayır yakan güneşli , nemli bir günden sonra hafif bir esinti , bünyeyi serinletmeye çalışsa da yine de sıcak bir ağustos akşamı. Hem de ne sıcak.
Bir yanıp bir sönen minnak ışıklarla aydınlanan balkon da sıradan bir yaz akşamı daha başlıyor. Radyodan gelen hafif bir müzik. Bu yazı soğuk içeceklerle mesafeli geçirdiğimiz için,  sıcak ve dingin akşamımıza,  harareti alacağı efsanesi ile taçlanan ,çay bardaklarının kırmızısı renk katıyor. 
Bir erkek ve bir kadın. Böyle bir akşamda konuşarak huzuru bozmak istemediklerinden sessizce oturuyor ve kavuşan güneşin gökyüzündeki mor,mavi turuncu, kırmızı,sarı daha tarif edemeyeceğim bir sürü renge boyadığı tuvali seyretmeye dalmışlardı..... ,demek ve yazmak istesem de,
diyemiyorum ve yazamıyorum. 
Elimi çeneme dayamışım ,usul usul konuşuyoruz. Ağustosun 9 u olmuş.
Dolar bugünlerde 7' leri geçmiş, altın desen gramı 490.-Tl ye dayanmış.Küçük çaplı bir devalüasyon yaşanıyor adeta. 
Yok bu değil mevzuu..
Kovid-19 hastalığı yine azmaya başlamış, vaka sayıları artıyor,hastaneler dolu Şaiyaları yine ortalığı yıkıyor.
Yok, bu da değil..
Muharrem İnce parti kuracakmış,kursun herkes kuruyor.
Bu hiç değil.
Üst katta başlayan ,tak tak, tuk tukk kafamızı şişiren ev tadilatı bile değil.
Mevzu ;
ebabil kuşları.
Evet evet ebabil kuşları, hani şu jet hızıyla uçup, bıcır bıcır öten kuşlar. 
Pencereye panjur içine yuva yaptılar ve bu romantik olmak için can atan akşamın baş sohbet konusu olarak , onca mühim konu içinde  ,bizim dünyamızdaki gündemi  meşgul ediyorlar. Hem de epeydir. Pıt pıt yanıp sönen sarı lambalar altında çaylarından yudumlarken konuşuyoruz;
-Bu ebabiller ne zaman göç ederler ki? 
-Sonbahar da yazıyor google kardeş.Zaten bildiğimiz de o değil mi, göçmen kuşlar bunlar, baharda gelir, sonbaharda giderler.
-Sakın kırlangıç olmasın, benziyor?
-Ama onların yuvası farklı,böyle gizli saklı kuytu köşelere yapmıyor ,çatı kenarlarına falan kuruyorlar yuvalarını..
İnternette ebabil ve kırlangıç kuşları hakkında bilgileri okuyup duruyoruz. 
Ebabiller yüzünden Galata Kulesi'ndeki restorasyon çalışmalarına bile ,kuşların göç vaktine kadar ,ara vermişler. Evet konu olmuştu, okumuştum. 
Demek ki en azından göç edecekleri garanti. Artık bizde panjurları o zaman bir restorasyona sokarız.Galata kulesi ne zaman restorasyona başlarsa , demekki yavrular büyüdü işe devam, bizde o zaman panjurlara baktırırız.
Neyseki sadece bir odanın panjurunu seçmişler. O sıkışık aracık derecik yere nasılda girip çıkıyorlar anlamış değiliz,çünkü bakınca düz duvar ,yuva yapmaya girecek yer yok.
Evet ,bu sıcak ağustos akşamında , sıra eldivenleri takıp, bizim yavru ebabiller ve ebeveynlerinin yaptıklarını temizlemekte. Bık bık her yeri kirletiyorlar.
-Sen misin eve kuş isteyen sevgili yazan kadın, işte sana taa Afrikalardan göçüp gelen ebabiller. Hızlarından dolayı onları görmen mümkün olmasa da cıvıl cıvıl cıvıltıları ve gerilerinde bıraktıkları yeter de artar..
Neyse canım yaşananlara bakınca,
kendimi teselli ediyorum.
Derdim sadece ebabiller olsun,
yoksa sıkıntı çok..


15 yorum:

  1. Neyse ki ebabiller gündemin berbatlığından az da olsa uzaklaştırmışlar:)

    YanıtlaSil
  2. Aradıktan sonra sonra sıkıntı çok. Hem de öyle böyle değil, okkalı sıkıntılar. Bezdik artık değil mi? Sen ne kadar iyiye, güzele, doğruya yönelik adımlar atıp, adam gibi davransan da gerek haberler, gerek etrafta gördüklerin yüzünden ''Boşu boşuna'' diyor ve kahroluyorsun.
    Ne de güzel başlamıştı kelimeler. Romantik bir romanın satırları arasında dolanırken gerçeklerle yüzleşiverdik yeniden. Kuşlara odaklanın siz. Ebabillere... Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Tek derdiniz ebabiller olsun diyelim. Ya da tüm dertlerimiz eba
    biller gibi olsun vakti gelince uçup gitsin bizden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eh dertler öyle zaten bir gelip bir gidiyor.

      Sil
  4. Valla ebabillere çok şükür, akıl sağlığımızı yerinde tutmanın yegâne yolu doğaya bakmak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oturduğum muhit itibariyle tek doğa parçası beton blok aralarından görünen deniz bir de kuşlar:) Onun için kuşları incelemeye koyuluyorum.

      Sil
  5. Tek dert ebabil olsun Mehtap hanım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle, zaten galiba yazıyı okudular, gelmiyorlar bir kaç gündür..

      Sil
  6. kadim memleketimde mevzu ve gündem bitmiyor. bu kafalarla da asla bitmeyecek.
    oysa yazının giriş bölümü alıp beni götürmüştü. minnak ışıklarla süslü balkon, demli bir çay, batan güneşin tuval misali görüntüsü.
    keşke devam edivereydi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. maalesef bu yaz gününde bizi suni gündemlerle oyalamayı biliyorlar,uzak kalmak mümkün mü?
      Bilmiyorum kuşlar olmasaydı ne konuşurdu kadın ve erkek,gerçi muhabbatleri bitmez onların:)bulurlardı bir şeyler.

      Sil
  7. ebebil kuşu, ne güzelmiş ismi, ay dursunlar tabii yaa, giderler nasıl olsaa :)

    YanıtlaSil
  8. Gündemde olan konuları da araya sıkıştırman çok güzel olmuş. Yıllar sonra bu yazıyı okuyacak olanlara bir nostalji olacak. Korona günlerinde yazılmış bir yazı diye.

    YanıtlaSil